Türkülerde yer aldığı kadar Türkiye ve dünya gündeminde de yer alabilmiş olsaydı belki de Yemen bugün bulunduğu durumda olmazdı.
Orta Doğu’da, Umman Denizi, Aden Körfezi ve Kızıldeniz kıyısında, Suudi Arabistan’ın güneyinde yer alan Yemen, tam 2 bin gündür iç savaşla kavruluyor. Uzun süredir siyasî istik- rarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen’de, ‘Husiler’in Eylül 2014’te başşehir Sana ve bazı bölgeleri ele geçirmesi sonrası sonu iç savaşa giden yol açılmıştı. Yemen Cumhurbaşkanının talebiyle Suudi Arabistan öncülüğündeki ‘Arap Koalisyonu’, 26 Mart 2015’te Yemen’deki meşrû idareye destek için operasyon başlattı. “Bir kaç ayda biter” denilen bu operasyonun üzerinden 2 bin gün geçmesine rağmen bu hedef gerçekleşmedi ve Yemen huzura, barışa ve istikrara kavuşamadı. Birleşmiş Milletler (BM) de devreye girdiği halde yine ‘iç savaş’ bitmiş değil.
Yemen’deki ‘son durum’ şöyle özetlenmiş: “Husilerin, Eylül 2014’te başlattığı ve sonrasında genişlettiği saldırılarla ele geçirdikleri bölgelerin bir kısmı Arap Koalisyonu’nun destek verdiği Yemen hükümetine bağlı güçlerce geri alınırken bir kısmı ise yıllardır milislerin elinde bulunuyor. Husilerin ele geçirdiği bölgelerde son durum şu şekilde: Hükümet güçleri, Husilerin ele geçirdiği ülkenin güneyindeki Aden, Şebve ve Ebyen’de koalisyon güçlerinin desteğiyle yeniden kontrolü sağladı. Ülkenin güneybatısındaki Lahic, Dali ve Taiz şehirlerinin büyük bir kısmının hükümet güçlerince kontrol altına alınmasına karşın bu şehirlerdeki önemli noktalar hâlâ Husilerin elinde bulunuyor. Batı kesiminde de meşrû ordu Hudeyde ve Hacce’de ilerleme kaydedip, bu şehirlerdeki bazı ilçelerde kontrolü sağladı. Nüfusun yoğun olduğu ve Sana’yı da içine alan kuzeyde ise savaşın başlamasından bu yana durum pek fazla değişmedi. Sana’nın yanı sıra İbb, Zemar, Amran, Rime gibi kuzey şehirlerinde Husilerin hâkimiyeti kırılamadı.
Marib, hükümetin kuzeydeki “son kalesi” olarak görülüyor.” (AA, 21 Eylül 2020)
Maalesef, her savaş ve kargaşada olduğu gibi Yemen’de de en ağır bedeli çocuklar, yaşlılar ve siviller ödüyor. Uzmanların ifadesine göre Yemen’de askerî bir çözüm zaten bulunamıyor, BM’nin siyasî çözüm gayretleri de netice vermiş değil. Yıllardır süren çatışmalarda binlerce kişi ölürken, “dünyanın en fakir ülkeleri” arasında yer alan Yemen’de iç savaş sebebiyle büyüyen insanî kriz de korkunç boyutlara ulaşmış durumda. BM’ye göre Ye- men’de, 22 milyondan fazla kişi yardıma ve korumaya muhtaç durumda. Devam eden ‘iç savaş’ sebebiyle 12 bini sivil 112 bin kişi ölmüş. Ki, Yemen’i takip edenlere göre gerçek rakamlar bundan çok daha fazla...
Peki, ‘insanlık’ istese bu savaşı, bu kargaşayı, bu zulmü bir gün değilse bir haftada sona erdiremez mi?