Dünyanın en büyük gazetecilerinden biri olarak tarif edilen ve yaptığı belgesellerle de tanınan John Pilger’ın gazetecilik üzerine söylediği sözler sadece gazeteciler için değil herkes için çok öğretici.
1 Ocak 2024 tarihinde ölen ve aslen Avustralyalı olan gazeteci ve belgesel yapımcısı John Pilger’in tespitleri ile günümüz medyasına bakınca arada dağlar kadar fark olduğunu görmek mümkün.
John Pilger, aynı zamanda Vietnam Savaşı’ndaki muhabirlik döneminden itibaren, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık dış politikasının sert bir eleştirmeni olarak ta biliniyormuş. Pilger’e ait olduğu ifade edilen ve sosyal medya hesaplarından paylaşılan ‘özlü söz’lerin sanal çevirisi şöyle:
“Gazetecilik gücü sorumlu tutmak, rahatsız edici sorular sormak ve sessizlerin sesini duyurmaktır”
“Gazeteciliğin gerçek sınavı sadece olanı değil, neden olduğunu haber yapmaktır”
“Doğası gereği hakikati söylemeye düşman olan bir sistem içinde çalışıyorsunuz. Medyanın hakikati söyleyen Edward Snowden ve Julian Assange’a olan tepkisini görmek yeterli. Medyanın çoğunu neredeyse bir anda utandıran insanların acı tepkisi. ”
“Medyanın özü bilgiyle ilgili değil. Güçle ilgilidir.”
“Gazetecilerin, mesajın gizli gündemlerini ve onu çevreleyen mitleri anlamadan kendilerini yalnızca elçiler olarak görmeleri yeterli değil.”
“Saldırgan savaşı destekleyenler benim gördüklerimin çok azını görmüş olsalardı, çocukların Napalm’dan kızarmasını ve misket bombasından kan kaybından ölmesini izleselerdi, bu saçmalığı dile getiremezlerdi.”
“Büyük Batı demokrasileri korporatizme doğru ilerliyor. Demokrasi, her insan faaliyetinin, her hayalin, her ahlakın, her umudun bir sonucu olan bir iş planı haline geldi. Parlamentodaki ana partiler artık aynı ekonomi politikalarına (zenginler için sosyalizm, yoksullar için kapitalizm) ve sonsuz savaşa hizmet etme yönündeki aynı dış politikaya bağlılar.”
“Gazetecinin görevi statükoya meydan okumaktır, ona hizmet etmek değil. Resmi gerçekler genellikle güçlü yanılsamalardır”
“Empati araştırmacı gazeteciliğin yakıtıdır”
“Güçlü olan gerçeklerden korkar, çünkü gerçek, imparatorluklarını devirebilecek güce sahiptir.”
“Görevimiz sonuçları ne olursa olsun iktidara gerçeği söylemektir”
“Savaşın en büyük suçu sadece can kaybı değil, hakikatin kaybıdır”
“Gazetecilik karanlık bir dünyada umut ışığı olmalı”
“Artık pek çok gazeteci, Orwell’in resmi hakikat olarak adlandırdığı şeyin kanalı ve yankılayıcısından başka bir şey değil. Sadece yalanları şifreliyor ve aktarıyorlar. Birçok gazeteci arkadaşımın Fransızların tanımladığı gibi olacak kadar manipüle edilebilmesi beni gerçekten üzüyor.”
“Bir gazetecinin gerçek ölçüsü popülerliği değil, güçlülere meydan okuma ve güçsüzlerin sesini duyurma becerisidir.”
“Haksızlık karşısında susmak suç ortaklığıdır.”