Türkiye’yi idare edenler zaman zaman garip kararlara imza atıyorlar.
Bir idarecinin yanlış olduğunu bildiği bir karar alması ve bunun uygulanmasında ısrarcı olması acaba ne ile izah edilebilir?
29 Nisan 2017 tarihinde alınan bir kararla internet ansiklopedisi olarak bilinen Wikipedia’ya erişim yasağı gelmişti. Türkiye’den bu siteye girmek isteyenler teknik imkânları kullanarak bir şekilde bu siteye giriyordu, ama ‘normal yollarla’ bu ‘ansiklopedi’ye ulaşmak resmen yasaktı. Bu kararın alındığı gün, kararı alanlar ve kararın alınmasını isteyenler de ‘yanlış’ olduğunu muhtemelen biliyordu.
Aynı şekilde bu yasağın kalıcı olmadığı da belliydi. Türkiye ve dünya şartları böyle ‘teknik yasak’ların kalıcı olmadığını daha önce de herkese göstermişti.
Ancak 2017’de alınan bu kararı siyasî maksatlarla destekleyenler de olmuştu. Onlara göre bu yasak idarecilerin gücünü gösteriyordu ve Türkiye’nin de lehindeydi. Aradan aylar ve yıllar geçti. Sonunda yasak yine ‘yüksek mahkeme’nin kararıyla sona erdi. O zaman soralım: Yaklaşık 3 yıl devam eden yasak kimin işine yaradı? Kararın alındığı gün bir başarı gibi meydanlarda övünenler acaba bugün ne düşünüyor?
Elbette hukuk ve ahlâk kaidelerine uygun olarak her türlü yayına belli sınırlamalar getirilebilir. Ancak bu kararların ne getirip ne götüreceği iyi hesaplanması icap eder. Meselâ, çocukları ya da gençleri hedef alan, onları alkol ve ‘öldürücü’ gibi fena alışkanlıklara teşvik eden yayınlar yapmak hukuken de mümkün değildir.
Böyle yayınların engellenmesine, mesele iyi izah edilebildikten sonra dünya da destek verir. Fakat buradaki yasaklamanın hedefi böyle yayınlar değildi. Tartışmalı siyasî değerlendirmeler yasak için gerekçe gösterilmiş ve dünya nezdinde de kabul görmemişti.
Esasında bu gibi platformlardaki yanlışlar yine teknik imkânlar kullanılarak doğrusunun gösterilmesiyle bertaraf edilebilir. Zor, ama kalıcı olan tedbir budur. Sadece yasaklayarak yanlış bilgilerle başa çıkmak kolay değil.
Acaba yaklaşık 3 yıl devam eden erişim yasağının bir tahlili, bir değerlendirmesi yapılabilecek mi? Bu yasak sebebiyle ülkemiz aleyhinde yapılan yayınların tesiri yeni çalışmalarla kırılabilecek mi? Ortaya çıkan tablo hür bir zeminde tartışılabilse benzer yanlışlara yol açılmayabilir.
Wikipedia hadisesinde olduğu gibi neticeleri iyi hesaplanmayan yüzlerce adım atılıyor. Bir değil, bin adım sonrasını düşünmek kuralına uyulsa geri adım atmayı netice veren kararlar alınır mıydı? Erişim engelini hararetle savunan idarecilerin ‘erişime kapatılmayı hak ihlâli’ sayan karar sonrası suskunluğu tercih etmeleri de aynı bir tesbit. Eğer haklı olduklarını düşünüyorlarsa yasağı savunmaya devam ederlerdi.
Muhtemelen onlar da attıkları adımın yanlış olduğunu bilen, ama ‘siyasî’ gerekçelere mağlûp olmuşlardı. Her işte bir ‘iyi’lik olduğuna göre buradan da iyiliklerin ve doğrulukların çıkmasını temenni etmek lâzım. İdarecilerimiz ülkemize ağır faturalar çıkaracak yeni yanlış kararlar almakta ısrar etmezse, hatadan ders alındığı kabul edilir.
Bu bakımdan ‘Kim kazandı?’ sorusu mühimdir.