Hani "Hayırlı bir ümmet" idik. "İyiliği emreder kötülüğü men" ederdik. Ne oldu bizlere?
Kötülüğü beğenen iyilikte uzak olanlardan olduk. Lüks ev, köşk, villa ve yazlıklar peşinden koşarken ölümü unutanlardan olduk. Müslüman dindar ve mütedeyyin idik, kul hakkına gelince "Rebbena hep bana" dedik. "Köşe dönmeyi" marifet bildik.
"Kendi nefsi için istediğini Müslüman kardeşine istemeyen mümin olamaz" diyen Peygamberimizi (asm) kulak ardı ettik. Kendimiz ve davamızın çıkarı için yalanı mübah gördük. "Müslüman yalan söylemez" hadisini unuttuk.
Bizden olmayanı; hain, bölücü, faşist... Hatta tekfir ettik. Farklılıkların zenginlik, rahmet ve bereket olduğu ümmet şuurunu yitirdik. Dünyayı kazandık. Zengin olduk. Katlar, yatlar, sıra sıra arabalar, villalar, köşkler ve saraylara sahip olduk. Mahşerde bunların hesabını nasıl vereceğimizi unuttuk.
Sabah kalktığımızda "ne kadar kazanırım", akşama "bu gün ne kazandım" telaşına düştük. Hesaba çekilmeden önce "bu gün Allah için ne yaptım" sualini kendimize sormaz olduk. Hani "Huzur İslam'da" idi. Huzuru; makamdan, paradan ve de şöhretten arar olduk. Şehirleri bankalarla donattık.
Biz çalıştık. Faiz lobisine servet kazandıran olduk. Gaflete mi daldık? Ölümü mu unuttuk?
Dünyayı bilmem, ancak ahireti kayıp ettik. Selam ve dua ile.