Kalbim acıyor çoğu zaman. Çünkü ben ahirzaman da yaşayan genç bir kızım. Her şey daha kolay, her şey daha rahat eski zamana nazaran.
Ancak pek çok şey de daha güç bugünlerde. Eski insanlar okuma yazma bilmeyip sadece Kur’ân-ı Kerîm okurlarmış, bir dönem gelmiş gizli gizli okumuşlar Allah’ın kitabını.
Şimdi Allah’a hamd olsun. Rahatça okumak imkânımız var. Ama biz okumuyoruz. Oysa Peygamber Efendimize (asm) inen ilk âyet ”Oku” değil miydi?
Okusak bile Kur’ân-ı Kerîm’in kapağının kapattıktan sonra okuduğumuz sadece orada kalıyor. Allah, Muhammed Sûresi’ni 24 . âyetinde, “Onlar Kur’ân’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri kilitli mi?” buyuruyor.
Ve birçok âyette de tekrar vurgular. “Hiç düşünmez misiniz?“. “Hiç akıl etmezler mi?” buyuruyor. Ahirzaman da yaşayan insan bu âyetleri okuyup, düşmez mi hiç.
Her gün beş vakitte semalara ulaşan bir ezan sesi var. Her gün beş vakitte semalardan yeryüzündeki insanlara gelen bir dâvet var.
Rabbimiz bizleri huzuruna dâvet ediyor. Ve biz o Rabbimizin huzuruna çıkmamak için türlü türlü bahaneler üreten insanlar var.
Bediüzzaman “Kâinata en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır. Namaz kılmayanın hükmü haindir, hainin hükmü merduddur.“ der. Çünkü biz Rabbimize kalu belâda verdiğimiz sözlere ahirzaman da tutmayıp ihanet etmiş oluyoruz. Böylece yavaş yavaş özümüzü unutuyoruz.
Allah’ın emir ve yasaklarına göre bir hayat yaşamadığımız için her an belki kendimizden, ruhumuzda ve kalbimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. En kötüsü de, işlediğimiz günahlar sebebiyle dünyaya dalıp Rabbimizden de uzaklaşmış oluyoruz. Halbuki Allah bize şah damarımızdan bile daha yakın olduğunu söylemiyor mu?
Ahirzaman, son zaman, zor zaman. Allah bizi doğru ve hak yolundan ayırmasın. İstikametimizi Risale-i Nur dairesinden şaşırtmasın. Amin. Selâm ve duâ ile.