"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanın anlam arayışı

08 Aralık 2021, Çarşamba
Homeostaz: Hücreden organizmaya kadar, vücutta bulunan bütün yapıların sahip olduğu denge hâli. İnsan vücudunda bir homeostaz yani denge olduğu gibi insanın hayatında da bir denge vardır. İnsan, sağlık başta olmak üzere ruhî, psikolojik ve dış çevre şartları olarak da dengede ve güvende olmak ister. Bu düzeni korumak içindir hayattaki bütün çabası.

HABER: Süeda Yaşar

Bu dengeyi sağladığı an mutluluğa erişeceğinin hayaliyle yaşar durur. Hayatın anlamını bu dengede bulacağını sanır. Ancak durum hiç de düşündüğü gibi olmaz. Çünkü hayatın da ondan farklı bir dengesi vardır. Ancak bu denge onun istediği gibi düz bir çizgi değil, dalgalı; hem de dışarıdan kaotik görünen büyüklü küçüklü dalgalardan oluşan bir dengedir. Örnek vermek gerekirse insanın temel güdülerinden olan acıdan kaçma isteğinin aksine hayat acılarla doludur ya da hastalıklar, yaşlılık, ayrılıklar, ıztıraplar, ölüm hep bu dengeyi bozan unsurlar gibidir. Oysa hayat acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmakla mümkündür. Ölüm ve acıda bir anlam yoksa hayatta da bir anlam olamaz. Çünkü anlamı hasbelkader kaçıp kurtulmaya bağlı bir hayat, nihaî anlamda yaşamaya değmez.

Haydi gelin dışarıdan homeostazını tamamen kaybettiğini düşündüğümüz bir insanla tanıştırayım sizi. Bir toplama kampı mahkûmu. Ailesini bu kamplarda kaybetmiş, her değeri yok edilmiş, açlık, soğuk ve zulüm çeken ve her saat öldürülmeyi bekleyen bir mahkûm. Uzaktan bakınca hayatında yaşamaya değer bir durum göremediğimiz bu mahkûm, “insanın anlam arayışı” adında bir kitap yazıyor. İlginç değil mi? Bizim avantajlı yanımız bu mahkûmun oradaki deneyimlerini ve gözlemlerini açık yüreklilikle ve akıcı üslûbuyla bize aktaran bir psikiyatr oluşu. Kitabın ismi sadece senin benim değil, bütün dünyanın dikkatini çekmiş ki; otuzun üzerinde dile çevrilip 15 milyondan fazla satış yapmış. Yazara bu başarı ile ilgili hisleri sorulduğunda verdiği cevap çok etkileyici; “Kendi hesabıma kitabımın çok satan olmasını kendi başarım ve kazancım olmaktan çok, çağımızın sefaheti olarak görüyorum. Yüz binlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vaad eden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir.”

Hayat, acıdaki anlamı da bulmaktır

Kitabının birinci bölümü, toplama kampı deneyimleri başlığı altında bu hayat kesitini ele alıyor. Bu bölümün en güzel yanı; salt bir olay anlatışı değil, daha çok olayların arkasındaki duygu ve düşünceleri size hissettirmeye ve düşündürmeye çalışması. Bu bölümü okuduğumda aklıma yerleşmiş olan en temel fikir: İnsan dış şartları ne olursa olsun bir olaya vereceği tepkiyi, o duruma yaklaşım biçimini kendi seçer. Bütün hürriyetlerinizin elinizden alındığını düşündüğünüz bir durumda bile sizden alamadıkları tek hürriyet “verili şartlar altında tavrını seçebilme, şartlar ne olursa olsun kendi yolunu seçebilme” hürriyetidir. Bırakın toplama kampını, normal hayatımızda bu hürriyetini kullanabilen kaç kişi var acaba? Bu tek hürriyetimizde dahi izmlerin, popülaritenin gözü olduğunu düşünüyorum.

Kitabın ikinci kısmı, Dr. Frakl’nin kurucusu olduğu, “LOGOTERAPİ” adını verdiği anlam odaklı psikoterapiyi konu almakta. İnsanın temel motivasyonunun haz almak değil, hayatında anlam bulma çabası olduğunu ifade etmesiyle ve daha birçok noktada diğer psikanaliz yöntemlerinden ayrılır. Logoterapi, insan varoluşunun özünü sorumluluk duygusunda bulur. Bu yüzden yazar şöyle demektedir: “Herkes hayatında tamamlaması gereken bir iş veya misyonla karşı karşıyadır. Kimse bir başkasının yerine geçemez ve kimse hayatını tekrar yaşayamaz. Bu yüzden de herkesin görevi ve bunu yerine getirmek için imkânları kendine özgündür.” Yazara göre hayattaki bu amaç ne başarı ne mutluluktadır: “Mutluluk gibi başarı da amaçlanmaz. Kendisi ortaya çıkmalı ve sadece insanın kendisinden daha büyük bir dâvâya bağlanmasıyla ve kendisi dışında bir insana tesliminin yan etkisi olarak gerçekleşebilir. Kendiliğinden ortaya çıkmalıdır. Onu önemsemeyerek ortaya çıkmasına izin verin.”

Acıya bakışı değiştirmek

Şimdi sormak istiyorum size, hayata bu kadar anlamlı bakabilen bir insana homeostazı bozulmuş demek doğru mudur? Yazar bu anlamı tam da bozulmuş gibi görünen dengeden çıkarmıştır. Yani asıl amaç acıdan kaçmak değil, acıyı kabullenip ona bakışını değiştirmektir. Bu öyle tozpembe bir kabulleniş, her şey güzel olacak gibi bir kabulleniş değil; cesurca çektiğin acıya değer olmaya çalışmaktır.

Son olarak şunu da ifade etmek isterim; yazarın kurduğu bu ekol birçok insana çok tatmin edici gelebilir, ancak benim gibi hayatta, ölümde, acıda hayatın bütün kesitlerinde anlamı açıkça ifade eden ve insanın her lâtifesini tatmin eden bir dine muhatapsanız, yazarın bazı çıkarımları size biraz sığ gelebilir. Meselâ ölüm üzerinde her ne kadar güzelleme senaryoları kurarsan kur, eğer diğer bir dünyanın varlığından şüphe ediyorsan, bu dünyada çektiğin her acı için bir isyan, alamadığın her haz için bir hırs duyacaksın. Yazar bu görüşü ne reddeder ne de açıkça ifade eder. Ancak kitabında sana bunları düşündürür. Zaten bir kitabı okumanın da en zevkli yanı, sana fikirlerini anlatmasından ziyade sende yeni fikirlerin oluşmasını ve bazı fikirlerinin daha da oturmasını sağlamaktır.

Not: Genç Yorum Dergisi Kasım 2021 sayısından alınmıştır.

Okunma Sayısı: 1585
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı