"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prof. Dr. Kılıçoğlu: Yargı bağımsızlığı yok ki güçlendirilsin

28 Ekim 2019, Pazartesi 01:47
“OLMAYAN BİRŞEY GÜÇLENDİRİLEMEZ. BU EN ÖNEMLİ SORUN ÇÖZÜLMEDEN HİÇBİR ŞEY ÇÖZÜLEMEZ.”

Yargıya güven çok düştü

“YARGIMIZIN en önemli sorunu bağımsızlık ve tarafsızlık. Bu sorun çözümlenmeden diğer hiçbir sorunu çözmek mümkün değil. Yargıya güven endeksi çok düşük düzeylerde. Uluslararası değerlendirmelerde yargımıza verilen düşük değerler işin ciddiyet ve vahametini ortaya koymaya yeterli.”

Strateji belgesi ve paket

“YARGI Reformu Strateji belgesinde bağımsızlık ve tarafsızlığın sağlanacağından değil, güçlendirileceğinden söz ediliyor. Pakette bağımsızlık ve tarafsızlığın güçlendirilmesi değil, sağlanması sorunu var. Olmayan birşey güçlendirilemez.”

***

Yargı bağımsızlığı yok ki güçlendirilsin

“YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI üzerinde hassasiyetle durmak gerekir” diyen Prof. Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu, “Zira Türk Yargısının en önemli sorunu budur. Bu sorun çözümlenmeden diğer hiçbir sorunu çözmek mümkün değildir” dedi.

Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Mithat Kılıçoğlu, gündemde olan “yargı reformu” hakkında bir değerlendirme yayınladı. Prof. Dr. Kılıkçoğlu’nun, sosyal medya hesabından (@AhmetMKilicoglu) yaptığı değerlendirmenin bir kısmı şöyle: “Yargı Reformu’na ilişkin olarak hazırlanan çalışma buna ilişkin “plan ve projeler şeklinde olup, bunların gerçekleştirilmesi için somut yasa değişiklikleri ya da önerilerini içermemektedir. Değerlendirmelerin bu nedenle söz konusu “plan ve projelere” ilişkin ilkeler niteliğini taşıyacaktır.

TARAFSIZLIK VE BAĞIMSIZLIK EN ÖNEMLİ MESELE

 1) Çalışmanın I. sayfasında: “Belgede öne çıkan başlıklarn “hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesi, hak ve özgürlüklerin daha etkin korunup geliştirilmesi, YARGI BAĞIMSIZLIĞI Ve TARAFSIZLIĞININ güçlendirilmesi, sistemin şeffaflığının arttırılması, yargısal süreçlerin basitleştirilmesi, adalete erişimin kolaylaştırılması, savunma hakkının güçlendirilmesi ve makul sürede yargılanma hakkının güçlendirilmesi ve makul sürede yargılanma hakkının daha etkin koruması” öngörülmüştür.

Toplumsal huzurumuz ve Türk Hukuku’nun çağdaş ülkeler düzeyine erişmesi açısından bu amaçlananın hedeflenmiş olması son derece isabetli ve sevindiricidir.

Bu amaçlar arasında YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI üzerinde hassasiyetle durmak gerekir. Zira Türk Yargısının en önemli sorunu budur. Bu sorun çözümlenmeden diğer hiçbir sorunu çözmek mümkün değildir.

a) 12 Eylül darbesinden sonra 1982 Anayasası’nda yapılan değişiklik sonucu, hâkimlerin atanma ve yükselmelerinden tek yetkili organ olan Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu başkanı Adalet Bakanı, müsteşarı tabi üyesi, Yargıtay’dan seçilen üç, Danıştay’dan iki üyenin seçimi olmak üzere yedi üyeden oluşturulmuştur.

ESKİYİ ARATACAK ŞEKİLDE SİYASİLEŞTİ

O tarihten bu kurulun yapısının değiştirilmesine kadarki dönemde Adlî Yıl Açılış törenlerinde yapılan açıklama ve uyanlara, konuyla ilgili yayınlara bakıldığında sistemin ne denli ağır bir şekilde  eleştirildiği görülecektir. Bu eleştiriler özellikle “Kurulun başkanının Adalet Bakanı, tabiî üyesinin ise müşteşarı” olması, kurulun bağımsız bir sekretaryasının bulunmaması, bunun sonucu olarak özellikle hâkimler kararnamesinin tamamen siyasî iktidara bağlı olan Adalet Bakanı ve müsteşarına bağlı bürokratlar tarafindan hazırlandığı, kurulun yüksek mahkemelerden gelen beş üyesinin alınan kararlarda hiçbir etkilerinin olmadığı dile getirilmiştir.

b) Hal böyle iken iki kez Anayasa değişikliği sonucu, kurulun eskiyi aratacak düzeyde siyasallaştığı görülmüştür.

 Anayasanın 159. Maddesi’nde 21.01.2017 tarihinde yapılan değişiklik sonucu adı “Hâkimler Savcılar Kurulu” olarak değiştirilen kurulun onüç üyeden oluşması öngörülmüştür. Adalet Bakanı ve müsteşarı kurulun tabiî üyeleri haline getirilmiş, maddede sözü edilen meslek mensuplarından dört üyesinin Cumhurbaşkanı, yedi üyesinin ise TBMM tarafından seçilmesi öngörülmüstür.

 Bilindiği üzere son Anayasa Referandumu ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve partili olabilmesi kabul edilmiş, çok sayıda yasada bu yönde değişiklikler yapılmiştir. 

CUMHURBAŞKANI ARTIK TARAFSIZ DEĞİLDİR

Partili Cumhurbaşkanı iktidar partisinin aynı zamanda başkanı olabilmiştir. Nitekim şu anda Cumhurbaşkanı aynı zamanda iktidar partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin başkanıdır. Buna göre Cumhurbaşkanı artık tarafsız değildir. TBMM’de de çoğunluk, iktidar partisine aittir. Bunun sonucu olarak bugün gerek Cumhurbaşkanı tarafından seçilen dört üye, gerek, TBMM tarafından seçilen yedi üye iktidar partisi (AKP) tarafından seçilmektedir.

d) Hâkimler Yüksek Kurulu’nun hâkimlerin atanma ve yükseltilme gibi özlük işlerinde yetkili olan tek kurul olduğu açıktır.

 Üyeleri iktidar partisi tarafından seçilen, tabiî üyeleri Adalet Bakanı ve müsteşarının da iktidar partisi mensubu olduğu böyle bir sistemde bu kurulun bağımsız çalışmasından, yargı bağımsızlığının sağlanmasından söz etmek mümkün değildir.

YURT DIŞINDA DA ELEŞTİRİLİYOR

Nitekim bu sisteme geçilmesinden itibaren Türk Hukuku’nda artık yargının asla bağımsız olmadığı devamlı olarak yurt içi ve dışında her zeminde dile getirilmektedir. Yargının bağımsız olmadığı yerde hâkimin tarafsız olması yani yargının tarafsızlığından söz etmemiz de mümkün değildir.  Bu durum yargıya güveni tamamen ortadan kaldırdığı aşikârdır. 

Bugün ülkemizde yargının özellikle siyasî nitelik taşıyan, iktidar partisi muhaliflerine ilişkin dâvâlarda “hukuka uygun olarak karar vermiş olsa bile, bu kararlara güvenilmediği” açıktır.

Yargımıza güven endeksi çok düşük düzeylerde kalmış, Uluslararası Değerlendirme kuruluşları tarafından yapılan değerlendirmelerde yargımıza verilen düşük değerler konunun ciddiyet ve vehametini ortaya koymaya yeterlidir.

e) Yargı Reformu Strateji belgesinde “yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanacağından değil “güçlendirileceğinden” söz edilmektedir. Bu reform paketinde “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi değil, sağlanması” sorunu vardır. Olmayan bir şey güçlendirilemez. 

Söz konusu paketin hiçbir yerinde yukarıda sözünü ettiğimiz Anayasamızın 159. Maddesi’nde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayacak şekilde değiştirileceğinden, Anayasa Referandumu’na gidileceğinden söz edilmemiştir.

2) Yargı Reformu Stratejisi belgesinde, “hâkim ve savcıların” mesleğe alınması konusunda bir plan ve proje mevcut değildir.

1982 yılından bu yana “hâkim ve savcıların mesleğe alınmalarında yazılı sınav sonrası “mülâkat” adı verilen sözlü görüşme yapılmaktadır. Mülâkat Adalet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan bürokratlar tarafından gerçekleştirilmektedir.

O tarihten bu güne bu tür âlimlarda “siyasî etkilerin rol oynadığı, objektif bir görüşme yapılmadığı adaylanın düşünceleri, inançlar, hatta aile bağlan gibi subjektif ölçülerin esas alındığı yaygın ve çok haklı bir yakınma olarak dile getirilmektedir. 

Mülâkatta adayların başarılarına ilişkin puan ağırlığı son yapılan degişiklikle yükseltilmiş adayların bilgi birikimleri için objektif ölçü olan yazılı sınavda aldıkları puanlar adeta hiç değer verilmeye başlanmıştır. Bu durum bir sınav niteliği taşımayan, sözlü görüşme niteliği taşıyan mülâkatın, adayların bilgi birikimlerini objektif olarak ortaya koyan yazılı sınavın önüne geçmiştir. Bizzat yakından başarısını çok iyi bildiğim birçok öğrencimin bu mülâkatlardan elendiği devamlı olarak yakınma konusu olarak iletilmektedir. 

Anlamlı olan Yargı Reformu Stratejisi’nin en önemli plan ve projesinde bu konunun yer alması gerekir. Bunun için mülâkat yapacak üyelerin tarafsız kişilerden seçilmesi, mülâkatın da objektif ölçülerinin getirilmesi zorunludur.”

Sedat Serdar - İstanbul - Yeni Asya

Okunma Sayısı: 3446
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    28.10.2019 09:41:20

    ADALET Mekanizmasının değerli fertlerinden biri ve akademisyen sıfatıyla probleme direkt teması ve ana problemin ne olduğunu net ifadesi ADİL VE HAKKANİYETLİ davranıyoruz diyen başta ADALET BAKANI olmak üzere tüm hukuk insanlarına,din adına ahkam kesen amma dini şahsi emel ve çıkarlarına alet edenlere ithaf olunur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı