13 Şubat 2013, Çarşamba
HÜRRİYET yolunun çilekeş insanı... Vatanın hür fikirli, hürriyetçi evlâdı. İstibdat zincirlerini kırmak için çıktığı mücadelesinde, Malta Zindanlarının demir zincirlerine vurulan kahraman... Gayesi hürriyet, en hoşlandığı şey Meşrûtiyet, en sevmediği ve reddettiği şey tahakküm ve istibdat.
Üstadımızın “Meşhur Kemal’in rüyasıyla uyandım” dediği zat-ı muhterem... Üstadımızın hürriyetçiliğini övdüğü ecdâd-ı kahraman.
Üstadımızın ehemmiyet verip yer verdiği herkes ve herşey, bizim için de çok değerli ve ehemmiyetlidir. Üstadımızın Namık Kemal’e teveccühünün nedeni, Namık Kemal’in Hürriyet meselesinde takip ettiği yolun doğruluğu ve o yolda büyük bir azimle ilerlemesi olsa gerektir.
Namık Kemal’in Hürriyet kasidesinde söylediği şu söz, onun hürriyet aşkıyla nasıl yandığını gösteriyor:
“Kemend-i can-güdaz-ı ejder-i kahr olsa celladın, müreccahtır yine bin kere zincir-i esaretten” (Cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirlerinden daha iyidir).
Namık Kemal, hürriyetten sadece kendisinin mahzun edilmesinin acısını değil, bütün milletin istibdadın ağır zulmü altında inlemesinin acısını can evinde hissetmiştir ki, bu şiirlerinde de görülmektedir.
Namık Kemal’in hürriyetçiliğini ve hürriyet için mücadele ettiği ortamı anlamak ve öğrenmek, Üstadımızın hürriyet-i şer’iye yolundaki mücadelesini anlamak için temel taş hükmündedir.
Yine Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’nde geçen şu beyit, Bediüzzaman’da tahakkuk etmiştir:
“Ne gam pür ateş-i hevl olsa da gavga-yı hürriyet, kaçar mı merd olan bir can için meydan-ı gayretten” (Hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?)
Evet Bediüzzaman, istibdat devrinde tımarhaneye, hapishaneye düşmüş, sürgünlere gönderilmiş, ama bu hürriyet-i şer’iye mücadelesinden vazgeçmemiştir.
Rüyalarında görüyor Namık Kemal, istibdadın öldüğünü, hürriyetin her yere yayıldığını. Onun için “Rüya” makalesi ismini veriyor makalesine. Sonra kurduğu bütün hürriyet hayalleri için “Fakat bu sadece bir rüya” diyor.
Namık Kemal’in annesinin mezarı da Afyonkarahisar’da Mevlevî Camii’nin giriş kapısının önünde bulunuyor. Mevlevî soyundan geldikleri ve dindar bir aile yapısına sahip oldukları anlaşılıyor.
Son olarak Namık Kemal’in şu beytiyle bitirelim:
“Ölürsem görmeden millette ümit ettiğim feyzi, yazılsın seng-i kabrime vatan mahzun, ben mahzun...”
Okunma Sayısı: 9547
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.