Yorumcularımızın şikâyeti üzerine, yazmak zorunda kaldık.
Yeni Asya’nın Risale-i Nur’daki metinleri kaynak alarak hayata dair yazdıklarına itiraz edenlerin haklı görünmeleri, onların Risale-i Nur talebelerinin tarihçelerini etraf-ı erbaasıyla bilememelerinden ileri geliyor, düşüncesindeyiz. Önceki yazılarımızda belirttiğimiz üzere, Bediüzzaman’ın davasına çalışanların ortak kararıyla neşre başlayan Yeni Asya, o günden zamanımıza kadar, muhalifleri tarafından edilecek itirazları bilerek yola çıkmıştı. İttihad’ı esas aldığımızda, altmış yıldan bu yana neşriyatımıza yapılan tenkitlerde büyük bir değişme görülmüyor. Hadiselerin ve siyasetin tenkitleri çoğaltıp-azalttığı vakıa. Fakat üslup ve usul değişmemiş.
Deniliyor ki; siz kim oluyorsunuz ki Risale-i Nur ve Bediüzzaman adına konuşuyorsunuz. Hayatlarının gayesini, Risale-i Nurları okuyarak ve neşrederek ahirzaman dinsizliğiyle mücadele bilenlere, bu itiraz yapılıyor. Haftada en az üç-beş defa Nur derslerine iştirak eden, günlük Kur’ân okumalarının yanısıra Hergün en az onbeş sayfa Risale okuyanlara ve maddî/manevî varlıklarını Risale-i Nur’a fedaya hazır Nur’un talebelerine; siz neden Risale-i Nur talebeleri adına konuşuyorsunuz, deniliyor…
Mühendisliğin, tıbbın, ziraat ve mimarlığın ince meselelerine vakıf olmak üzere, dünyanın diğer yerlerindeki meslektaşlarını da gece-gündüz takip edenlere, mesleğiniz hakkında konuşmayınız diyebiliyor muyuz? Risale-i Nur talebeliği bir meslektir. Elbette Yeni Asya’nın tekelinde değildir. Nurları okuyan diğer meslektaşlarıyla daima diyalog ve dayanışma içindedir. Noksanlıklarını onlarla birlikte giderirken hatalarını da tashihe çalışır. Onlara asla rakip değildir Yeni Asya. Risale-i Nurları okuyarak zamanın dertlerine derman, hastalıklarına reçete ve problemlerine çözüm için yazıp çizenleri tebrik etmemiz, vazifemiz. Herkese açık olduğundan, yanlışlara da itiraz ederiz. Yeni Asya’da yazan kardeşlerimizin dünyevî mesleğine göre onunla istişare eder, varsa yanlışları düzeltiriz.
Daha önce de yazmıştık. Yeni Asya, Risale-i Nur’un dava kimliğini benimsediğinden, ülkemizde hâkim cereyan olarak görünen münafık Marksist/Kemalist işbirliği tarafından – hükümetler kandırılarak- zulme uğratılmıştır. Global dinsizlik cereyanların ülkemizdeki temsilcileri Kemalizm’in Türk Milletine dayattığı resmî ideolojiye rağmen “Risale-i Nur Talebeliği” kimliğini taşımak kolay değildir. Kalplerinde ve kafalarında “Nurlara Hizmet” aşk u fikrini taşıyan milyonların varlığını biz de hissediyoruz. Fakat onlar; gazete, radyo, dergi veya televizyon ekranları aracılığıyla kimliklerini izhar edemiyorlar. Yüzlerce meselede, Nurların rağmına hüküm vermek durumunda kalıyorlar. Yeni Asya ise, Risale-i Nur talebelerinin şahs-ı manevisini temsilen yüzlerce defa bedel ödeyerek, Said Nursî’nin eserlerindeki çizgilerle bir duruş sergiliyor. Yanlışları düzeltmeye, tahripleri tamir etmeye, düşmanlıkları gidermeye ve demokrasiye gayret ediyor.
Bir nokta daha kaldı… Risale-i Nur talebeleri dünyevî bir cemiyet, parti, topluluk veya zümre olmadıklarından, hareket-i şahsiyelerinde gayet hürdürler. Yaptıkları Nur derslerine her düşünceden insanlar katıldıkları gibi, o topluluğa girenlerden kimse kimlik sormaz. Eline kitabı alan kişi; dinleyenlerin kendisinden daha bilgili, tecrübeli ve takvalı olduğunun farkında olarak dersini nefsine okur. Okuyanın durduğu makam Risale-i Nur’undur, kişinin sıfatlarıyla asla karıştırılmaz.
Gazetede yazanlar da aynı haldedirler. Risale-i Nur’un medyadaki mecmuasına yazdıklarını, yapabiliyorsa Nurları şerh ettiğini ve muhataplarının ise bu hakikate ihtiyaç duyacak her insan olduğunu düşünerek kalemini çalıştırır.
Türkiye’mizde istibdat hâkim olduğundan; dinî cemaatlerimiz cemaat kimliklerini cemiyetçilik perdesinde korumaya çalışıyorlar. Nur talebeleri, Üstadlarının Eskişehir, Denizli ve Afyon Mahkemelerindeki sözlerini esas almışlar. Dünyaya, paraya ve ayrımcılığa bakan cemiyetçiliğe hiçbir zaman tevessül etmemişlerdir. Onlar cemaat olarak bilinirler ve öyle hareket ederler. Yeni Asya ismi, Risale-i Nurları okuyan bu cemaatle anılagelmiştir. Yeni Asya’nın kuruluşunda bulundukları, çocuklukları; neşriyatı arasındaki dergi ve kitaplarla geçtiği ve hayatlarının önemli bir kısmında bu kimliği taşıdıkları halde, Türkiye’mizdeki Demokrasi kavgası esnasındaki tartışmalardan dolayı, günümüzde uzak duranların da gazetesidir, Yeni Asya… İnsan kaderinin mahkûmudur.
Biz istiyoruz ki, Risale-i Nurları; hiçbir siyasî ve dünyevî menfaate alet etmeksizin medya ile insanlığa anlatan yüzlerce ses olsun. Risale-i Nur davasını bütünlük içinde benimsemiş ve anlatanlara yardımı, Yeni Asya vazife telâkki eder.