Lapa lapa yağan kar sonrası, kara ilk adımımızı attığımızda orası bizim ayak izlerimiz olur. Arkamıza dönüp baktığımızda upuzun bir yolculuk yapmışızdır. Bunlar benim hikayemin izleri.
Evet hepimizin bir yaşam hikayesi var. Yaşanmışlıklar ve yaşanıyor olanlar. Kaderin takdiri ve bizim irademiz, tercihlerimiz ile şekillenen hayatımıza her gün yeni bir sayfa açılıyor. Sayfalar beyaz tıpkı kar taneleri ile dopdolu olan toprak gibi. Sayfalara her geçen gün yeni cümleler yazdırıyoruz. Bizler hem eş olma hem de anne olma rolümüz ile her gün yepyeni gayret ile sayfalara nakışlar dokuyoruz. Tıpkı karlı toprak gibi; ayak izlerimiz ise; eş olmam ve anneliğim. Yolculuk benim, yolcu da benim. Rabbim ise Allah’dır (c.c). Uzun soluklu bir yolculukmuş eş olmak ile anne olmak. Elhamdülillah ki nasibim olan en güzel en değerli iki varlık; evimdeler yanıbaşımda sıcacık yuvamızda.
Pencereden bakıyorum da dışarısı soğuk ve karlı. Yürüyorum ayak izlerim ile karda belki de yalın ayak. Bazen ıssız çölde gezer gibi, bazen kor ateşte koşar gibi. Yola çıkmışım gidiyorum durmaksızın bilmeden. Soluklanıyorum yine kendimle hasbıhal ederek. Rabbime sunacağım biricik hikayem ile. Sessizce ilerliyorum yolda kime dert yanayım Rabbimdir benim yardımcım. Dert benim derman da benim içimde sessiz duam ile çifte kavruluyorum. İçim yanıyor dert yananları görünce. Çevresine dert anlatıp, derman bekleyenlere şaşarım. Dinlemiyorum bile onların şikayetlerini. Hele ki kendi evladının her hareketini şikayet eden anneleri gördüğüm zaman içimde volkan patlıyor adeta. Kızgınlık duygum öyle annelere. Oysaki anlatsam anlaşılmayacağım diye susuyorum gönlümde. Gönlüm ise kendi yavrucuğuma dönüyor bakıyorum ona. Mis gibi tertemiz yağan ilk kar gibi lapa lapa yağıyor kalbime. Ilık ılık esiyor rüzgar, tatlı tatlı güneşler açıyor bahçemde.
Güller kokuyor gonca misal. En güzel Güle (asm) ulaşabilmek duası ile yavrucuğumu ona teslim ediyorum kendimce. İşte bunlar benim ayak izlerim. ’Cennet annelerin ayakları altındadır’ buyuran Efendimize bol bol rahmet duaları ile yoluma devam ediyorum. Ayaklarımın altında ‘cennetim’ var. Demek ki yatarsam onlara ulaşamam. Çalışacağım, yorulacağım ve biz diyerek yoluma devam edeceğim ki ayaklarımın altındaki kar taneleri bizi cennete götürebilsin. Yolumda ilerlerken şevkim çok değerli. Şevkimin daim olması için çalışacağım. “Çalışınız, çalışınız, çalışınız ve katiyen inanınız ki, Nurun şefaati, Nurun duası, Nurun himmeti sizleri kurtaracaktır.” (Emirdağ Lahıkası, Mustafa Osman’ın mektubu, sayfa 118.)