İslâm tarihi boyunca din düşmanları başta peygamberler olmak hemen bütün din büyüklerine yönelik en acımasız hakaretlerde saldırılarda, işkencelerde bulunmuşlardır.
Onları din-i mübine hizmetlerinden vazgeçirmek için hayatlarına son vermek de dahil olmak üzere her türlü suikastlara, ezalara cefalara tevessül etmekten çekinmediler bu vahşî canavarlar.
Tecavüz ve saldırılarına ilave olarak bu din büyüklerinin cihad-ı manevîlerine mani olmak için şeytanın dahi aklına gelmeyen yalan, iftira ve karalamalarda bulunarak onları lekelemek sureti ile milletin gözünden düşürmeye çabaladılar bu insan kılıklı şeytanlar
Hz. Zeynep (ra) üzerinden Hz. Peygambere (asm) yapılan en çirkin, bir o kadar da iğrenç ve alçakça iftira ve karalamalar…
İffet timsali Hz. Ayşe'ye (ra) yapılan namus düşmanı münafıkların yaptıkları pespaye iftiralar…
Kur’ân'da ismi geçen yegane iffet timsali Hz. Meryem’e atılan pis karalamalar…
Edep, iffet timsali Hz. Yusuf’a (as) Züleyha’nın musallat olması…
Hayatı boyunca taife-i nisaya muhatap olmamayı prensip edinen Üstad Bediüzzaman’a yapılan şeytanların bile inanamayacağı alçakça iftira ve karalamalar. Edep ve iffet timsali olan cengaver Nur hadimlerine yapılan alçakça iftira ve karalamalar…
Evet müfterilerin gayeleri yaptıkları bu iğrenç ve çirkin iftiralarla bu din büyüklerini lekelemek ve onların üzerinden dinî değerlerin hizmet ve inkişaflarına mani olmaktı. Ama yapılan bu iftiraların ve karalamaların hiç birisi tutmadı. Hiç kimse bu yalanlara karalamalara inanmadı.
Meselâ Üstad Bediüzzaman’a yönelik bazı müfterilerin delil diye yazdıkları sahte ve uydurma bir evrakı sarhoş bir ayyaşa imzalatmak için ısrarla yaptıkları baskılara karşılık bu sarhoşun; “Tövbeler tövbesi bu yalan ve sahte evrakı kim imzalayabilir?” diyerek cevap vermesi dahi yalnız başına Üstad’ın ne derece tertemiz bir iffet timsali olduğunu gözler önüne seriyor.
İslâm tarihi boyunca İslâm dininin inkişaf ve yayılmasına mani olmak için her devrin bazı müfteri ve münafıklarının yaptıkları bu alçakça iftiraları göz önünde bulunduran Üstad Bediüzzaman Nur hizmetlerinin selâmeti için tedbir olarak hayatı boyunca kadınlardan uzak durmayı prensip edinmiş; hatta onların kendilerine ders yaparak nasihatlarda bulunmaları taleplerini red ederek onları Nur eserlerine havale ettiğini biliyoruz.
Bu konuda gerekli dikkat, tedbir ve hassasiyeti göstermelerine rağmen kendisine yapılan çirkin iftiralara dikkat çeken Üstad Bediüzzaman erkek ve hanım Nur talebelerine de geçmişte olduğu gibi bu zaman da bazı müfterilerin yapacakları iftira ve karalamalarına karşı her zaman temkinli ve dikkatli olmaları hususunda gerekli ikaz ve tavsiyelerde bulunduğunu görüyoruz.
Üstad Bediüzzaman’ın bu ikaz ve tavsiyelerini dikkate alan Nur hadimleri de bu konu ile ilgili gerekli hassasiyetler çerçevesinde hanım ve erkek şakirdler olarak ayrı ayrı mekânlarda ders ve sohbetlerine devam etmektedirler.