Üstad Bediüzzaman’ın; “propaganda zalim cerbezenin nameşrû veledidir” tesbitlerinin ne kadar isabetli olduğunu görüyoruz.
İktidarın yanlış uygulama ve icraatlarını dindar olarak bilinen kesim de dahil olmak üzere, çoğu insanlar göremiyorlar veya görmek istemiyorlar.
Yeni Asya’nın Risale-i Nur’un şaşırtmaz ölçü ve prensipleri ışığında tehlikeli gidişat ile ilgili yaptığı yol gösterici ikaz ve tavsiyelerini de şimdiye kadar dikkate almadı. Maalesef Yeni Asya’nın söylediklerine kulaklarını tıkadılar. Verilen narkoz o derece etkili ki daldıkları derin uykudan uyanamadılar.
Bakalım Perinçek’in şu ifadeleri cibali babaları uyandıracak mı: “28 Şubat’ta da irticaya karşı bir tavrım vardı. O çizgiye geldi Türkiye. Aynı 28 Şubat’ı devam ettiriyor. 28 Şubat bildirisini ben yazdım. O bildiriyi okuyalım, hepimiz bugün alkışlarız. İkna odası fena bir şey mi? Eğer doğru bir şeye insanları ikna etmeye çalışıyorsa... Yakın tarihimizde irticaya karşı bu kadar kapsamlı bir başarı kazanılmamıştır. Bu Türkiye tarihinin, Cumhuriyet tarihinin gördüğü en köklü, en kapsamlı irtica tasfiyesidir. Cemaatlerin, tarikatların Türkiye’de var olamayacağını, cemaatlerle tarikatlarla çağdaş bir toplum kuramayacağımızı gösterdi.” (Habertürk Türkiye’nin Nabzı programı.)
Kendilerine yönelik en küçük tenkitlere, en ufak tepkilere hemen anında en sert şekilde cevap vermeyi alışkanlık haline getiren iktidar cenahından bu skandal ve calib-i dikkat ifadelerine karşı bu güne kadar söylenenleri tekzip manasında herhangi bir açıklamanın yapılmaması da ayrıca şüphe ve tereddütleri akla getiriyor.
Evet derin uykuda iken kendilerini uyanık zannedenler! Ey verilen narkozun etkisiyle basiretini kaybedenler! Ne zaman kendinize gelip, siyaset arenasındaki ayak oyunlarını fark edeceksiniz? Dönen dolapları ne zaman göreceksiniz? İpin ucunun kimlerin elinde olduğunu ne zaman derk edip, kendinize geleceksiniz?
Ne diyelim, tehlikeli halin bir an önce sona ermesi için duâ etmekten başka elimizden bir şey gelmiyor vesselâm.