"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yanılmalarla nereye kadar?

Hüseyin GÜLTEKİN
04 Aralık 2023, Pazartesi
Hemen her insan, bilerek veya bilmeyerek bazı hataları, kusurları işler.

Dolayısıyla hatasız insan yoktur. Kendince doğru bildiği, hakikat-i hâlde yanlış olan icraatlarda bulunur. Ayrıca her insan zaman zaman aldanabilir. Aldandığını, kandırıldığını görünce de bir daha aldanmamak için daha dikkatli olur. Bir insan aynı delikten defalarca ısırılıyorsa bilinmelidir ki bu insan bilerek zararlara giriyordur ki zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez.

Buraya kadar söylediklerimiz elbette sıradan insanlar için geçerli olan hâl ve davranışlar olarak kabul edilebilir. Çünkü hataların bedelini ödeyecek olan, o şahsın kendisidir.

Ama bu yanlışları, hataları ve kusurları işleyenler; kritik makamları ve mevkileri işgal eden şahsiyetler ise bu işin şekli, mahiyeti değişir. Çünkü devletin idaresinden sorumlu olanların hatalarının bedelini bir bütün olarak millet ödüyor.

Gemide kaptan, tayfa veya hademe olan zevatın en öncelikli vazifesi, içindeki yolcularla beraber gemiyi sahil-i selamete, güvenilir bir limana demirlemektir. Öncelikle kaptan olmak üzere bütün gemi personeli, üstlendikleri vazifenin önemini dikkate almayıp, yolcular gibi onlar da uykuya dalsalar ve bunun sonucunda gemi batsa mürettebat; “Uyuyarak biraz dinlenmişim. Kusura bakmayın” dese, kabul olur mu?

“Bitsin artık bu sıla hasreti” mealindeki methiyelerden sonra tam tersine bir manevra ile: “Aldanmışız” denilmesi...

Hiçbir hukuki dayanağı olmayan iddialarla “terörist” olarak mahkûm ettikleri suçla ilgisiz masum insanların AHİM nezdinde açtıkları davaların Türkiye aleyhinde neticelenmesinden dolayı yüklü paraların bu milletin cebinden çıkması ve çıkacak olması zarar değil mi?

Meşhur Ergenekon ve Balyoz davaları ile alakalı olarak: “Ben bu davanın savcısıyım.” diyerek o üst düzey komutanların hemen hepsini darbeci ilan edip mahkemelerce ağır hapislere mahkûm ettikten sonra ne oldu ise bu defa da mealen: “Pardon, aldanmışız” diyerek, onların çoğunu beraat ettirerek salıvermesi ve onların açtıkları tazminat davalarının neticesinde milletin cebinden ödenen paralar…

Öncesinde “Kardeşim Esad” demesi ve çekilen aile fotoğraflarıyla gösterilen samimi dostluk mesajlarından sonra ne oldu ise U dönüşü yaparak, “Zalim, katil Esad” söylemiyle, Suriye’de çıkan iç karışıklıklara müdahil olarak, güya Esad’ı devre dışı bırakıp Suriye’ye barış ve huzuru getirmek için oradaki muhaliflere desteklerde bulunmak suretiyle işi daha da içinden çıkılmaz hale sokmak suretiyle milyonlarca Suriyeli mültecinin ülkemize sığınmalarına sebep olmak…

Gerçekten böyle deneme-yanılmalar ile U dönüşleriyle ülke idaresi olur mu? Yapılan yanlış uygulamaların maddi-manevi bedelini buna sebep olanlar ödese belki kısmen kabul edilebilir. Ama her defasında, bütün yetkileri ellerinde bulunduranların, yani sorumluluk makamlarında bulunanların işledikleri hataların ve yanlışların bedelini, ağır faturalarını, bu ülkenin insanları ödüyorsa bu gidişata acilen bir çarenin bulunması şart değil mi?

Okunma Sayısı: 1510
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    4.12.2023 20:07:22

    Sorunun temeli devlet anlayışının yanlış algılanarak " Devlet kimin elindeyse o her konuda güçlüdür ve aynı zamanda haklidır" anlayışı dan kaynaklanmaktadır. Devleti ele geçirmeyi birlikte planlayan malum cemast ve malum iktidar hedeflerini ulaştıklarını devleti paylaşmayın iktidar cemaati dıslayarak terörist ilan etti ve ele geçirdiği yargı marifeti ile onları yargıladı ve yuzbinlerce suçsuz günahsız vatandaş işinden gücünden edilerek büyük bir kısmı zindanlara tıkıl.ıstir. Bu da zulmün ta kendisidir bunu yapanlar vede bu durumu alkıslayanlarda zalimin taa kendileridir. Ama ne yazıkki bu iktidara tekne olanlar her şeye bir kulp uydurup bixi kandırmışlar aldatmışlar diyerek kendilerini ibraya çalısmaktalar. Tabi ki bizim toplumda bunu yutacak o kadar çok insan var ki bu iktidar ne yapmışsa doğru yapmıştır anlayışına çok insan mevcuttur.

  • S.topuz

    4.12.2023 19:50:06

    Boşuna ZAMAN kaybediyoruz Millet ve Vatandaşlar olarak ve Millî, Manevî değerleri.iz ve servetimiz hergeçen gün mum gibi erimekte!. Ve çekilen Sosyal, EKONOMIK ve Siyasî ve Manevî sıkıntılar da işin cabası! Hükümet kendiliğinden istifasını yüce Meclise sunabilir, acele "MİLLİ MUTABAKAT HÜKUMETİ" kurulabilir, başka çıkış yolu yoookkk, yoook, yine yoook ki! Şayet duyan kaldıysa!?

  • S.topuz

    4.12.2023 19:47:30

    Bunlardan artık UMUT ve ümit kesilmiş ve büyük bir "DEĞİŞİM ZAMANI" çoktaaan gelmiş ve geçmektedir de! Ne yaparsa yapsınlar, hepsi boş ve sadece zaman kaybı! Çünkü içerde ve Dış Yatırımcılarda çok büyük bir GÜVEN kaybı söz konusu! Üstelik yanlış EKONOMIK Politikalar ve SIYASÎ dev hata ve falsolar sebebiyle geçmişte kazanılan itibar ve GÜVEN tamamen sarsılmış durumda! Halihazır Hükümeti idare eden siyasî yapı bütünüyle değişip , yeni bir Hükümet kurulmadıkça hiç bir yatırımcı bu Memlekete kendi isteğiyle ve severek gelmez. Çünkü o çok lazım olan GÜVENİ bir kez yitirdikten sonra, onu tekrar kazanabilmek o kadar zor ki, ağzınla KUŞ yakalasan yine de geri gelmez, getiremezsin! Onun için, kökten bir DEĞİŞİM ve YENİ ve TAZE bir İKTİDAR LÂZIMMM! Bu kadar basit.

  • cafer

    4.12.2023 11:18:11

    Allah razı olsun. Çok güzel bir durum tespiti. bunu her ferdin enfusi dairede yapması, hayatın her pozisyonu için sorgulaması, değerlendirmesi gereken durum...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı