"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İman nûru nasıl parlar?

Hüseyin Şahinoğlu
20 Mayıs 2019, Pazartesi 01:20
İMANIN MAHİYETİ

“İman nûru” kavramını muhteva tahliline girmeksizin “iman ışığı” şeklinde ifade ettiğimizde, ilk çağrışımlardan birisi onun “parlaklık seviyesi” oluyor.

Uzmanlar parlaklığı “tamamen geçirgen olmayan bir yüzeyin ışığın yansıtma oranını belirten optik özellik olarak” tanımlıyor. 

Daha basit olarak ise parlaklık, “bir cismin yüzeyinden yansıyan ışık yoğunluğunun, yüzeye gelen ışık yoğunluğuna oranı” şeklinde açıklanıyor.

Uzmanlar parlaklığı nasıl tanımlarsa tanımlasın, biz basit gözlemlerimizle bir ışık kaynağından gelen ışık yoğunluğunu kolayca fark ediyor, bunun oranını günlük dildeki kelimelerle belirtiyoruz: Loş, az parlak, çok parlak, göz kamaştırıcı gibi.

Tekrar iman nûrunu ışık metoforu üzerinden ifade etmeye dönük tarifleri düşünürsek, öncelikle kendimizle alâkalı olarak bunun parlaklık seviyesine ilişkin verimli tefekkürde bulunabiliriz: İmanımız hangi seviyede bir parlaklığa sahiptir? Ya da iman nûrumuzun parlaklık oranı nedir, diye.

Küçük bir mum sınırlı seviyede bir parlaklığa sahip olup ancak birkaç metrekarelik alanı aydınlatabilir. Salonumuzdaki lamba ise ondan daha yoğun ve onun aydınlattığı alandan çok daha fazla bir alanı aydınlatabilir. Güneş ışığına gelince onun hem aydınlattığı alan hem de parlaklık düzeyi diğerleriyle kıyaslanamayacak bir seviyeye çıkar, o diğer gezegenlerle birlikte şu şirin dünyanızdaki bütün bölgeleri aydınlatıyor.

Sözü uzatmadan iman nûrunun seviyesini ifade etmesi bakımından Said Nursî’nin, başka bir bağlamda bahsettiği iki kişiyi hatırlayalım: Bunlarda birisi Abdülkadir Geylani, diğeri İmam-ı Ali. Said Nursî diyor ki, “Abdülkadir-i Geylani yerde iken arş-ı azamı ve İsrafil’in azamet-i heykelini temaşa etmiştir”.

Bu ifadelere yoğunlaştığımızda, “bu nasıl bir iman nûru ki sahibine bir taraftan arş-ı azamı gösteriyor, bir taraftan dört büyük melekten biri olan İsrafil’in nûranî cesametini müşahede etme imkânı veriyor, diyoruz. Maşallah, Bârekallah, demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.

Said Nursî’nin sözünü ettiği ikinci kişi, Hz. Peygamber’in (asm) “ben ilim şehriyim o da kapısıdır” buyurduğu İmam-ı Ali (k.v.) Efendimiz. Nakledildiğine göre İmam-ı Ali diyor ki, “eğer perde-i gayb açılsa yakînim ziyadeleşmeyecek” Yani başta Allah’a iman olmak üzere iman esaslarını örten perdeler ortadan kalksa benim bunlara olan imanımda herhangi bir artma olmayacaktır.

Bu nakilden anlıyoruz ki, İmam-ı Ali’nin iman nûru bütün iman esaslarını ona adeta perdesiz olarak pırıl pırıl gösteriyor. O, melekleri aynada görür gibi müşahede ediyor. 

Sıratı, mizanı ekranda görür gibi müşahede ediyor. Cenneti bütün tabakalarıyla müşahede ediyor... Yine kendimizi bârekallah demekten alıkoyamıyoruz.

Said Nursî’nin gündeme getirdiği bu iki örnek uç gibi görünebilir. Oysa bu bize iman nûru parlayınca sahibine nasıl bir görme ufku kazandırdığı konusunda fikir veriyor. Bir anlamda iman nûrumuzu parlatmaya dönük teşvikte bulunuyor bize.

Burada, herkesin kendi iman nûru üzerine, deyim yerindeyse, “manevî bir parlaklık ölçümlemesi” yapması gerekiyor. 

Hemen peşinden gelen soru ise her zaman tekrarlanması gereken soru: İman nûrumuzu nasıl daha parlak hale getirebiliriz? 

Tekrarlamakta zarar yok, bunun önemli yollarından birisi “iman nûrunu parlatmayı” hedef edinmiş kaynaklarla (Risale-i Nûr) daha fazla iç içe olmak, hayatlarını buna adamış “sosyal çevrelerle” daha sık ve daha yoğun ilişki ve iletişim içinde olmak. 

Unutmayalım, “Allah’ın rahmeti cemaat üzerinedir”!

Okunma Sayısı: 2738
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı