"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Musibeti azaltan ilaç: İman

Hüseyin Şahinoğlu
18 Mayıs 2019, Cumartesi 01:54
İMANIN MAHİYETİ

Hepimiz, her zaman türlü sıkıntılarla, aşmakta zorlandığımız güçlüklerle ve çeşitli olumsuzlukla karşılaşıyoruz. Bazen rahatsız oluyoruz, bütün keyfimiz kaçıyor. Küçük bir rahatsızlığımız bütün organlarımızı etkiliyor. Dişlerimizin birinde ortaya çıkan bir sızı gece boyunca uykumuzu kaçırmaya yetiyor. Allah korusun, bir bel ağrısı, bir mide ağrısı ya da bir böbrek rahatsızlığı hayatın bütün huzurunu alıp götürüyor.

Hastalıklar ya da olumsuzluklar sadece kendi hayatımızla sınırlı kalmıyor. Annemizin ya da babamızın rahatsızlığı bizi üzmeye yetiyor. Eşimiz hasta ise adeta biz de hasta oluyoruz. Çocuklarımızdan birinin başına olumsuz bir şey gelmişse, acı çekiyorsa, o acıyı belki ondan daha çok biz çekmeye başlıyoruz.

Yakınlarımızla, dostlarımızla, belli oranda beldemiz yahut şehrimizle de ilgili olarak da aynı hususun geçerli olduğunu anlıyoruz. Bir akrabamızın vefatı bizi teessüre sevk ediyor, bir dostumuzun -Allah korusun- kanser olduğunu öğrenmemiz bizi derin acıya boğuyor. Beldemizde birilerinin çeşitli acılara maruz kalması gayrı ihtiyarî olarak bizi de etkiliyor.

Tek üzüntü vesilesi hastalıklar mı? Ekonomik zorluklar çoğumuzu sıkıntıya sokuyor. Hasat mevsiminde beklediğimiz ürünü alamıyorsak derinden üzüntü yaşıyoruz. Borçlarımızı ödemede zorlanıyorsak sıkıntı üstüne sıkıntı çekiyoruz. Çoluk-çocuğumuzun temel ihtiyaçlarını karşılamada acziyet içinde kalıyorsak yine gam ve kedere gark oluyoruz. Hele hiç beklemediğimiz şekilde mal ya da can kayıpları yaşıyorsak gerçekten dayanmakta zorlanabiliyoruz.

Kısacası, kendimizden veya çevremizden hastalıkların, sıkıntıların, musîbetlerin eksik olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu, bizim için böyle olduğu gibi aslında her insan için de böyle. Her ekonomik düzeydeki insan için böyle. Dünyanın her bölgesinde yaşayan insan için böyle, diye anlıyoruz.

Bütün bunlara, -Allah korusun- zulmet-i küfür içinde bakıyorsak hayat baştan sona kadar “acılar ülkesi” olarak gözüküyor. Hayatın her aşaması “sıkıntılar manzumesi” şeklinde karşımıza çıkıyor. Her zaman, türlü vesilelerle muhtelif “azapların” yaşandığı “Cehennemî” bir hali solukladığımızı hissediyoruz. Böyle düşününce de gam, keder, acı, buhran, bunalım, stres her yanımızı sarıyor.

Ama hayata; hayatı veren var, hayatın devamı için bütün imkânları sağlayan var, O, biz daha hayata gelmeden evvel ihtiyaçlarımızı en güzel şekilde karşılayacak ortamı ihsan ediyor, annelerimizi emrimize seferber ediyor, kuru topraktan bize sayısız nimetler bahşediyor, odun parçaları olan ağaçlardan bize güzel meyveler sunuyor, zehirli böceklerden bal lütfediyor, hayvanlardan kan ve fışkı ortasında tertemiz süt armağan ediyor, pamuk gibi atılmış bulutlardan rahmet indiriyor… diye bakıp iman ettiğimizde, imanımızı daima yenilemeye çalıştığımızda O’nun verdiği nûrla yani iman nûruyla O’nun sonsuz rahmet ve kerem sahibi olduğunu anlıyoruz. Bu tefekkürümüzle hayatta, rahmet ve keremin ağırlıklı olduğunu, musîbet ve sıkıntıların arizî, geçici ve çeşitli hikmetlere bağlı istisnaî olaylar olduğunu anlıyoruz. Birçok hastalığın dengesiz beslenme, dikkatsizlik gibi sebeplerle bizden kaynaklandığını, yine birçok musîbetin de bizim zaaflarımızla veya hatalarımızla alâkalı olduğunu görüyoruz.

Kısacası böyle bir iman nûru ile hastalıklarımızın hafiflediğini, başımıza gelen sıkıntı ve musîbetlerin binden bire indiğini hissediyoruz.

Son olarak, bu vesileyle, hayatta karşımıza çıkan belâ ve musîbetlere nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda Said Nûrsi’nin Lem’alar isimli eserinin ikinci Lem’asının hazmedilerek okunmasında büyük fayda olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Okunma Sayısı: 1550
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı