Bir rivayete göre, Amerikalı yazar Ernest Hemingway bir dost meclisinde otururken bir arkadaşı ile bahse girer. Bahis şöyledir: Hemingway sadece on kelime kullanarak kısa bir hikâye yazacaktır.
Hemingway, o meşhur cümleyi kaleme alır ve beş altı kelimeyle hikâyesini yazmak suretiyle on kelimeyle hikâye yazılamayacağını düşünen arkadaşını hayal kırıklığına uğratır: “Satılık bebek patikleri/giysileri; Hiç giyilmemiş…”
Girişi, gelişmeyi ve sonucu okuyucunun hayal dünyasına bırakan bu kısa hikâyeye birden fazla anlam yüklenebilmesi mümkün.
Hiç giyilmemiş bu bebek patiklerini satışa çıkaran satıcı, çok istedikleri halde çocuğu olmayan bir aile olabilir. Belki de patiğin rengi bebeğin cinsiyeti ile uyuşmuyordur. Ya da belki bedeni bebeğe uygun değildir.
Bunların hepsi mümkün olsa da ne yazık ki bu hikâyeyi ilk kez duyanların yaygın olarak akıllarına gelen ilk şey, bebeğinin doğumda vefatı sebebiyle onu kucağına alamayan acılı bir anne baba.
Bu günlerde; beş-altı kelimeden oluşan kısa hikayeciği okuyup, “aklınıza ne geldi” diye sorsak, hassas kalpli Müslümanlar, “Filistin’de şehit olan bebekler” diyeceklerdir.
Endişe etmeyin. Biz Filistin konulu bu yazıda iktidarı eleştirmeyeceğiz. Türkiye’nin İsrail’le olan ticaretinden, kesilmiş gibi gösterilen ticaretin KKTC ve Azerbaycan gibi ülkeler üzerinden devam ettiği iddiasından bahsetmeyeceğiz.
İran ya da Hizbullah’ın İsrail’e olası saldırılarına karşı ABD’nin bölgeye gönderdiği hücum gemisinin İzmir’de demirlemesini, Türk gemilerinin ABD hücum gemisiyle birlikte ortak tatbikat yaptığı iddiasını ise bizden asla duymayacaksınız.
Hatta ABD gemisinin İzmir’de demirlediği günlerde, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Türkiye’ye gelmesi de tamamen bir tesadüf!
Hüzünlü bir giriş yapmış olsak da yazımızı ümitvâr bitireceğiz. Geçtiğimiz ay sosyal medyada viral olan bir paylaşımda, bir yayıncı, “Allah niçin Filistin’deki zulme müsaade ediyor, rahmetini somut bir şekilde göstermiyor” sorusuna şöyle bir cevap verdi:
“Hazreti Musa (a.s.) asâsı ile denizi ikiye yardığında, Firavun ve askerleri peşinden gelmesin diye Yüce Allah’tan (c.c) denizi kapatmasını istedi. Rabbimiz ise ayette geçtiği üzere ötekileri (Firavun ve askerlerini) oraya getirmek için bir müddet bekledi. İşte bugün zalim İsrail hemen belasını bulmuyorsa, Yüce Allah’ın zalimlerin onların saflarına geçmesini beklemesindendir…”
Sahiden de son İsrail saldırısıyla birlikte, çok sayıda Siyonizm dostunun, destekçisinin maskesi düştü. İsrail zulmüne destek veren Devletler, siyasetçiler, iş adamları ilk kez saflarını bu kadar açıktan belli ettiler.
Kader-i İlahi henüz safını belli etmeyenler ile maskesi düşmeyenlerin denize girmesini bekliyor belki de.
İşte bu iman, inanç ve tevekkül bizi daima ümitvâr kılıyor.
“Filistin’de şehit olan bebek sayısı kadar yeni bebek dünyaya gözlerini açıyormuş” haberleri boşuna değil.
Şehit abilerinin, ablalarının patiklerini onlar giyecek inşallah.