"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suya götürüp susuz getirmek

İbrahim Aktaşcı
22 Aralık 2023, Cuma
Vaktiyle, memleketin birinde, kasaba eşrafı, ilçeye yeni atanan Kaymakam’a hayırlı olsun ziyaretine gider. Kaymakam’a eli boş gitmek istemeyen eşraf, bir yandan da maddi değeri olan bir hediye götürüp de Kaymakam’ın aklını bulandırmak istemez.

Hediye olarak; ilçeye kırk-kırkbeş kilometre uzaklıktaki Bademli’nin, zemzeme benzeyen o meşhur buz gibi suyundan götürmeye karar verirler.

Eşraf, hükümet konağına girmek üzereyken, aralarına kasabada gevezeliği ile tanınan bir esnaf da karışır. 

Eşraf hediyeyi takdim eder. Kaymakam, hizmetliye, meclistekilere de birer bardak ikram edilmesini emreder. Kaymakam suyu içip beğendiğini söyleyince, geveze esnaf araya girer ve başlar Bademli’nin suyunu övmeye. Bademli’nin suyunu överken, tüm takdir ve tahsinleri kendi üzerine almayı da ihmal etmez.

Bademli’nin uzakta olduğunu bilmeyen yeni Kaymakam, geveze esnaf lafını bitirince, ona şöyle der: “Dediğin kadar varmış sahiden, hadi kalk bir bardak daha doldur getir…”

Doksanlı yıllardı. Dindarlara “irtica bahanesiyle” zulmediliyordu. Devletin; dindarların ibadetine, giyim kuşamına, hatta kalplerindeki imana dahi karıştığı tatsız günlerdi. 

Dindarlar, istibdatın bu yakıcı sıcağında kavrulurken, ikibinli yıllara girildi. Dindarların acısı tazeyken ve yarası henüz kabuk bağlamamışken, bir siyasi parti ortaya çıktı ve aldatıcı hürriyeti de işaret ederek, “size Bademli’den suyu ben getirdim” dedi.

İçtikleri bir bardak suyla serinleyen dindarlar, o günden sonra, geçmişin kavurucu sıcaklarına olan kin ve nefretlerinin de etkisiyle, o siyasi partiye körü körüne inandılar. 

Fakat bir problem vardı. Onlara Bademli’den su getiren, oy verdikleri siyasi parti değildi. O siyasi parti, tıpkı hikayemizdeki uyanık esnaf gibi, fırsatını bulmuş, tüm takdir ve tahsini üzerine almıştı. 

Uyanık esnafın niyeti aslında Bademli’nin suyu üzerinden prim yapmaktı. Bir zaman sonra o reise “hadi kalk bize bir bardak daha getir” denildi. O reis baktı ki pabuç pahalı, o kadar yol yürünmez, bu kere de Bademli’nin suyuna benzeyen ne kadar su bulduysa seçmene içirdi.

Seçmen aslında o suyla kanmıyordu, fakat, kahretsin işte, geçmişte çok susuzluk çekmişlerdi.

Bununla birlikte Bademli’ye kadar yürümeyi göze alan ve o reise tabi olmayan bir avuç dindar, Bademli’den getirdiği sudan ahaliye ikram ediyor, “asıl Bademli suyu budur” diyordu. 

Bu hale çok öfkelenen o reis, ihlaslı sakalara da devlet gücüyle bir bir mâni oluyordu. 

Böylece toplum Bademli’nin suyunun tadını unuttu. Suyun kaynağı yani Bademli, hâlâ ilk günkü gibi aziz ve tatlı olsa da o reisin havuzundaki kokuşmuş suya bakan niceleri, o suyu Bademli’nin zannettiler ve Bademli’nin suyundan soğudular. 

Teşbihte hata olmasın. Bademli, o aziz İslamiyet, o reis ise AKP hükümetidir. Bugün bir kısım insanların dinden soğumasının, hatta tiksinmesinin sebebi, AKP’nin din adı altında yaptıklarıdır.

Bugün AKP’nin televizyon dizilerinde, “sol elle yemek günah” diyen ancak zinâ ve yolsuzluğun her türlüsüne bulaşan başörtülü ve dindar karakterlere başrol yazılıyor, aynı dizilerdeki “seküler” tipler ise “dürüstlük abidesi” olarak gösteriliyor ise bu işte bir yanlışlık var.

Demek, Bademli’nin suyuyla derdi olan birileri, o reisin iktidara gelmesine müsaade ettiler. O reis de halkını suya götürdü ama susuz getirdi.

Okunma Sayısı: 1979
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • H.Osman

    22.12.2023 23:07:50

    Tebrikler. Kapalı bir bayanın yanındaki kız çocuklarına bir bakın, çoğunlu başı açık hatta vücutlarıda. (dindar bir aile olan benim ailem de dahil) bu bile yazının binlerce haklılığını gösteriyor.

  • Arda yıldız

    22.12.2023 20:20:39

    Velhası kelam ataizmin yayılmasını ve dinden soğumayı islamcıların iktidarına bağlamak doğru bir eleştiri değil. Bu konu bu kadar basit değil ve daha derinlemesine irdelenmeyi hak ediyor. Demokrasi kültürünün zirve noktasında olan ve islamcıların da iktidarda olmadığı avrupada ataizmin türkiyeden çok daha yaygın olmaması gerekiyordu o zaman. Teşekkür ederim.

  • Arda yıldız

    22.12.2023 20:20:27

    En olmaması gereken ve özellikle de hem yerel hem global ölçekte gerçekliği bulunmayan bir şekilde eleştirmek ise faydasız. Ataizmin yayılması ile, dinden soğuma ile yapılan eleştiriler konjoktüreldir. Bu ülkede kemalizm yıllarca iktidarda kaldı, mazlum bir başbakanı idam ederek şehit etti fakat yine de insanlar kemalizmden soğumadılar. Merkez sağ partiler 90 lı yıllarda devletçi çizgide birçok hukuksuzluk yaptı, ekonomiyi batırdı. Merkez sağ demokrasiye küsmedi. Milliyetçilerin iktidar dönemlerinde idam istedikleri terörist başı için idamı kaldırdılar. Milliyetçiler küsmedi... Ama islamcılar iktidarda diye insanlar dine soğuyor, ataist oluyor. Pek inandırıcı değil. Zaten dediğim gibi nesnel bir dayanağı olmayan bir iddia sadece. Dünyada buna benzer örnekler sayılabilir...

  • Arda yıldız

    22.12.2023 20:19:18

    Sayın yazar İbrahim bey cevabınız ve nezaketiniz için teşekkür ederim. Ataizmin yayılması ile İslamcıların rolü arasında korelasyonu gösteren bir veri göremedim açıkçası. Zaten ataizmi tercih eden insan sayısı ile yönetim biçimleri arasında bir korelasyon mevcut değil. Bir ülkede ataizmin yayılış hızı, ataizmi tercih eden kişi sayısı, bu kişilerin nüfusa oranındaki yüzdelik dilim yönetim biçimleri ile açıklanamayacak şekilde karmaşıktır. Türkiye için de durum böyledir. Avrupada ataist, deist veya agnostiklerin hristiyan protestanlardan fazla olması avrupadaki yönetim şekliyle açıklanabilir mi? Türkiye özelinde anlatmak istediğim şey şuydu: İktidarı eleştirmek için elimizde yeterince malzeme mevcut. Adaletteki yozlaşmadan tutun da cari açığın boyutlarına, faiz-borç sarmalına, kayırmacılığa kadar bir sürü cepheden eleştiri getirilebilir.

  • İbrahim AKTAŞCI

    22.12.2023 15:50:53

    Sayın Arda Yıldız; Buyurun bakın, Avrupa’da ateizm en hızlı Türkiye’de yayılmış. Gayet nesnel bir veri. Dini siyasete alet etmek, elbette dîne zarar verir. Hemen herkes de çevresindeki bu değişime şahit oluyor. Ayrıca hepimizin en ehemmiyet verdiği konu “dinden soğuma” meselesi ve iman hizmeti olmalı zaten. Selamlar. Kaynak: https://www.pewresearch.org/religion/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/

  • Arda yıldız

    22.12.2023 15:17:49

    Öncelikle "dinden soğuma" olayına fazla ehemmiyet veriyorsunuz anlaşılan. Bir takım insanlarda farklı saiklerle dinden soğuduklarını iddia ediyorlar. Ve başka bir kısım insanlarda başka bir kısım saiklerle dinden soğuduklarını iddia ediyorlar. Malum partinin yaptıkları tabiki tasdik edilemez. Ama dinden soğumaya bir bahane olarak da görülemez. O zaman dinden soğutuyor denilen her şeyi zararlı kabul etmemiz lazım. Tutarlılık bunu gerektirir. Lakin böyle bir iddia nesnel dayanaklardan yoksundur. Böyle bir şey yok. Dinden soğumak niyetinde olan kişi otu çöpü kendine bahane yapar, yapıyır da. İktidarı eleştirirken daha nesnel ayağı yere basan eleşririler getirmek lazım. Böyle boşa düşen eleştiriler yakışmıyor.

  • Mehmet özdemir

    22.12.2023 14:50:08

    Allah razı olsun, yüreğinize, kaleminize bin maşallah barekallah, Rabbim daim etsin. Temsil ve çıkarımlarınız fevkalade yerinde.

  • mustafa

    22.12.2023 10:21:24

    Gazetenin acemi yeni takipçisiyim.Yazılarınızı zevkle okumaktayım.Burada yazan değerli köşe yazarları için tektek teşekkür maili atmadım atmiyorum.Hatta takdir haddim bile değil fakat siz fotoğrafta genç görünmenizden bu denli akıcı, akılcı,ineleyici yazılarınızın güzelliğini bildirmek beni mutlu edeceğinden yazdım. Yılmaz Özdil iyi bir yazar görüşlerine katılmasamda sizin bu genç yaşta Özdil yazılarına benzeyen ve o kalitede olması dikkatimi çekti.Marifet iltifata tabidir.

  • cemal özkaya

    22.12.2023 09:22:28

    çok zor bir meseleyi misalle kolaylaştırmışsınız. tebrikler.

  • fikretaydoğdu

    22.12.2023 04:49:47

    Hani memleketin birinde Timur' un fillerinden bir file bakmakta zorlanan köylüler Hocalarıyla beraber Timur'a gelip durumu anlatmak isterler.Hoca ile beraber çıkılan yolda Timur' dan çekinen köylüler hocayı yalnız bırakıp kenarda iyi haber beklerken Hocaefendi Timur' a köylerinin bir fil daha bakabileceğini söyleyerek köye iki fille dönmesi gibi ; Reis'imiz de fil gibi hocaefendi ile yola çıkıp filin gidişinden endişelenip onu berteraf etmek isterken statüko Timur ' dan bir fil daha alarak köyün yolunu tutar. Senin Bademli köyünün badem bıyıklı hoca ve talebeleri Reis'e içirdikleri o tatlı iktidar suyu ile Reis' i de fil gibi yapıp memleketi çifte file bakmakla neticeye bağladılar.Yurdum insanına iki file bakmak ağır gelince birini yurt dışına birini kendimize ayırdık! Kendimize ayırdığımız fil de ihraç ettiğimiz filden daha yaman çıktı! Hortumundan çektiği suya ne Bademli köyü ne de badem bıyıklılar ne de millet su yetiştirebiliyor.Bize de " Yağdır mevlam su " demek düşer.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı