Sultan Çevik (9 yaşında) şöyle sordu: “Hayvanlar da yaptıklarından sorumlu mu? Onlar da Cennete ya da Cehenneme gider mi?”
Hayvanlar bu dünyaya biz insanlar gibi imtihan için gelmemiştir. Onların vazifesi insanlara hizmet etmektir. Hayvanlar genelde masumdur, insan kadar tehlikeli değillerdir. Bir hayvan ne kadar vahşî de olsa savaş çıkaramaz, bombalar atamaz. Ancak bazen hayvanların da insanlara ve birbirine karşı işlediği kötülükler vardır. Köpeğin insana saldırması, bir aslanın canlı olan başka bir hayvanı yemesi gibi. İnsanlar gibi olmasa da hayvanlara da çok az bir irade ve nefis verilmiştir. Hayvanlar da bu az irade ile kötülükler yapabiliyorlar. Allah çok adaletli olduğu için en küçük bir haksızlığa razı olmaz ve haksızlığa uğrayana hakkını vermeden bırakmaz. Meselâ hayvanların helâl olan rızıkları ölmüş olan hayvanlardır. Buna rağmen bir kaplan, canlı bir hayvan yavrusuna saldırıp öldürürse, onun bu yaptığı cezasız kalmaz. O da başka bir hayvan veya bir avcı tarafından öldürülebilir. Bazen de haksızlığa uğrayan hayvan da olsa eğer bu dünyada hakkını alamadıysa ahirete kalır. Peygamber Efendimiz (asm), ahirette boynuzlu koyunun boynuzsuz koyundan hakkını alacağını söylemiştir. Bir insanın bilerek ezdiği bir karınca bile ahiretteki hesaplaşmada insandan hesap sorar.
Allah, sırf bu adaletin yerini bulması için, haksızlığa uğrayanlar hakkını alabilsin diye hayvanları da mahşerde toplayacaktır. Hesaplaşma bittikten sonra, Allah onlara “Toprak olun” emri verecek ve toprak olacaklardır. Fakat ruhları ebedî kalacaktır. Onlar için Cennet gibi mükafat ve Cehennem gibi ceza yoktur ama bazı özel hayvanlar Cennette bulunacaktır. Bunlar Yunus Peygamberi yemeyen balık, Salih Peygamberin devesi, İsmail Peygamberin koçu, Süleyman Peygamberin karıncası ve Hüdhüd kuşu gibi mübarek ve özel hayvanlardır.
Cennet, insanların her isteğinin olduğu bir yerdir. Eğer siz dünyada çok sevdiğiniz bir hayvanınızı orada görmek istiyorsanız Allah onu da orada verebilir. Cennette ayrı kalmak, üzülmek gibi olumsuz duygular yoktur.