Bugün ülkemizde yaşanmakta olan imanî, ahlâkî, içtimaî, iktisadî ve siyasî kriz, sayıları birkaç milyonu geçen Nur Talebelerinin Risale-i Nur ölçüleri etrafında ittihat ve ittifak ederek ülkenin bunalımdan kurtulmasına yardımcı olmalarını zarurî kılmaktadır.
Zira, Kur’ân’ın ahir zamana yönelik mesajını en iyi yansıtan, doğru İslâm’ı ve İslâm’a lâyık doğrulu ortaya koyan Risale-i Nur cereyanı ve ona mensup olan Nur Talebeleri, iman hizmeti yanında, ülkenin mukadderatında söz sahibi olma gibi bir vazifeleri de vardır.
Günümüzde bazı Nur gruplarının, dindar kimlikli siyaset cereyanının trenine binmeye devam etmeleri hem kendilerine, hem ülkeye, hem de bağlı oldukları Risale-i Nur’a çok yazık olmaktadır.
Yakın geçmişte 1970 – 80 arası dönemde Merhum Zübeyir Ağabeyin diğer hizmetkâr ağabeylerle bir araya gelerek tesis ettiği istişare sistemi çerçevesinde ittihat eden Nur Talebeleri, Türkiye’nin maruz bırakılmak istendiği birçok badireden kurtulup düzlüğe çıkmasına öncülük etmişlerdi.
Söz gelişi onların, 1977 seçimlerinde Nurun ölçülerine mutabık bir şekilde, bir bütün olarak Ahrar / Demokrat siyasî güçlere destek vermeleri, iktidarın sola teslim edilmesine ve ülkenin Komünizm’e kaymasına mani olmuştu.
Onlar, o dönemde bir taraftan iman ve Kur’ân hizmeti yaparlarken, diğer taraftan Demokrat iktidarlara yol göstermişler ve ülkenin siyasî istikrarına vesile olmuşlardı. Demokrat iktidarlar da, onların ikaz ve irşatlarını dikkate alarak ülkeye ve dinî değerlere çok iyi hizmet etmişlerdi.
Bugün Risale-i Nur’dan beslenen ve birbirinden ayrı kulvarda hareket eden onlarca Nur grubu vardır. Yeni Asya camiası dışındakilerin çoğu, Nur’un ölçülerine aykırı bir şekilde mevcut dindar kimlikli hâkim siyasîlere destek verdikleri halde, onların nezdinde hiçbir ağırlıkları olmamaktadır. “Doğu meselesi ve anarşi” gibi çözümü Risale-i Nur’da bulunan birçok meselede onların ikaz ve irşatları dikkate alınmamaktadır.
Onlar, Risale-i Nur’un ölçülerinde ittihad ve ittifak etmiş olsalardı, “Şahs-ı manevî”ye dayanan büyük, müstakim bir güce sahip olacaklar ve ülke mukadderatında müsbet manada ağırlıkları olacaktı. Onların doğru ikaz ve irşatlarıyla Türkiye daha iyi bir yerde olacak, belki de içine düştüğü kötü duruma düşmeyecekti.
Son söz: Nur gruplarının, âdi çakıl taşları hükmünde olan şahsî garaz, benlik, enaniyet, makam mevki kaygısı, maddî menfaat gibi basit saikleri bir tarafa bırakıp bir araya gelerek, ittifak ve ittihat etmelerinin zamanı çoktan gelmiş ve hatta geçmiştir.
Vatan, millet ve İslâm’ın menfaati ve selâmeti bunu gerektirmektedir. Âlem-i İslâm’ın ittihadı ve kurtuluşu da onların ittihadına bağlı olduğunu düşünüyorum.