"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nur Talebesi ve mesleğe sadakat

İbrahim ERSOYLU
20 Eylül 2016, Salı 09:30
Bediüzzaman ve Risale-i Nur’u rehber edinen, külliyatı kendi telifi gibi kabul edip onun neşrini hayatının gayesi bilen kimseye “Nur Talebesi” denir. (Mektubat, yeni tanzim, s.576.)

Nur Talebesinin en önemli vasfı;  Üstada ve Risale-i Nura sadakat göstermektir. (Kastamonu L., yeni tanzim, s. 163)  Yani Üstadı ahir zamanın  mehdisi, müceddidi ve müçtehidi kabul ederek, başka şeyhler ve hocalar, siyasî akımlar  peşine gitmemek,  külliyatı  anlayarak  okumak, Risale-i Nur’un  her alandaki ölçülerini öğrenmek, hazmetmek (içselleştirmek) ve hayata geçirerek   gereğini yapmaktır.

Üstad’ın ortaya koyduğu Nur mesleğinin en başta gelen esaslarından biri; her şeyden önce imana yoğunlaşarak,  Risale-i Nur yoluyla iman ve Kur’ân hakikatlerine hizmet etmektir. Bütün Nur Talebeleri  bu işi yapmaktadırlar. Aralarında  bu mevzuda hiç ihtilaf yoktur. Ancak Nur Mesleği sadece imandan ibaret değildir; onun içtimaî ve siyasî alana dair ölçüleri de vardır. Bu ölçüler külliyatın Lahikalar, Münazarat, Sünühat, Hutbe-i Şamiye ve Divan-ı Harbi Örfi adlı kitaplarında dile getirilmiştir.

Bir Nur Talebesi, sadece imanî bahisleri okuyup içtimaî ve siyasî ölçüleri göz ardı ederse, ya da onları üstadın maksadının aksine yorumlayarak  farklı bir yol izlerse,  Risale-i Nur mesleğinin  gereğini tam yapmamış olur.

Nur mesleğini diğerlerinden ayıran önemli bir farkı; siyaseten “Ahrar” adı verilen Demokrat akıma destek vermektir. Üstat Meşrutiyet döneminden beri bu tutumunu sürdürmüştür. Tek partinin istibdat döneminde Ahrar/Demokratlar olmadığı için siyasetten uzak durmuş, otuz beş sene onların dirilişini beklemiştir. 1950’de tekrar ortaya çıkınca onları vatan, millet ve Kur’ân namına desteklediğini ilan etmiştir. (Emirdağ L., yeni tanzim,s.813)

O, Demokrat olmayan  dindar siyasî yapılanmalara hiç bir zaman destek vermemiştir. 1950’lerde onlara rakip çıkan Eşref Edip, Necip Fazıl gibi dindarların siyasî  hareketleri  için, “ Onlarla  (dinî yönünden) dostuz ve kardeşiz . Ama siyaset  noktasından  değil.” ( Emirdağ L.,s.545) demiştir. 

Üstad, toplumun en az % 60 -70’inin  dindar, şuurlu olmadıkça  din adına parti kurup, dindar kimlikle devlet idaresine talip  olunmamasını, olunması halinde istenmese de dahi, dinin siyasete âlet edileceğini ve ona zarar verileceğini  belirtmiştir. (A.g.e.,s.746)

Geçmişte ve günümüzde İran, Pakistan, Mısır ve Türkiye’de  yaşanan acı olaylar,  Bediüzzaman’ın bu mevzuda ne kadar  haklı olduğunu  göstermiştir.

Üstad’ın uygulamalarında da görüldüğü gibi, Risale-i Nur mesleği,  Demokrat olmayan  dindar kimlikli siyasî  akımlara karşı olduğu halde, Yeni Asya haricindeki  diğer Nur grupları, Külliyattaki  içtimaî ve siyasî ölçüleri  ya görmezlikten gelerek veya yanlış yorumlayarak  ne yazık ki, o hareketlere açık ve gizli destek vermeye devam etmişlerdir. Üstad’ın meslek ve meşrebinden asla taviz vermeyen  Merhum Zübeyir Gündüzalp,  1970’lerin başında siyaset sahnesine çıkan Milli Nizam hareketini görünce, yanına çağırdığı Mehmet Kırkıncı Hoca’ya,  “ Kardeşim, geceleri uyuyamıyorum. Bunlar dine ve dindarlara çok zarar verecekler. Risale-i Nur’a  zararlı olacak “ diyerek  ve  diğer  hizmetkâr ağabeyleri  toplayarak onlarla istişare  sistemini kurmuş, o harekete karşı tedbirler geliştirmiştir.( İ.Kaygusuz, Zübeyir Gündüzalp hayatı – Mefkuresi,  s.445 -461.) Onun aldığı tedbirlerle bu hareket 1980’e kadar ciddî bir varlık gösterememiştir. 12 Eylül ve sonraki dönemde Nur Talebelerin çoğu, darbecilerin ve siyasîlerin fitne tuzaklarına düşerek  vahdetleri  bozuldu. Onlar  Demokratlar yerine, Demokrat olmayan  dindar kimlikli siyasî  yapılara destek vermeye başlayınca işler karışmaya başladı. Bu yüzden ülkenin dengesi o zamandan bu yana bir türlü sağlanamıyor.

Konuyla ilgili diğer makaleler:

Asr-ı Saadetin nurlu atmosferinin asrımıza yansıması: Nûr Talebeleri

Sâhil-i selâmet olan Dârüsselâma Ümmet-i Muhammedi'yeyi (a.s.m.) çıkaran bir Sefine-i Rabbâniyede çalışan hademeler olan Risale-i Nur Talebeleri'nin nurlu vasıflarından bazıları...

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/asr-i-saadetin-nurlu-atmosferinin-asrimiza-yansimasi-nur-talebeleri_357631

Okunma Sayısı: 3883
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Dogu Bati

    20.9.2016 23:22:15

    Allah razı olsun sayın yazarımızdan

  • Abdurrahman KOÇAK

    20.9.2016 10:49:05

    Çok müşahhas örnekler ...Teşekkürler Sayın İbrahim ersoylu..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı