"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asrın adamı (2)

İlimdar Kaya
24 Ocak 2022, Pazartesi

Otuz bir Mart günü asarlar birçok başı,

Görünürde idi insanların naaşı.

Buna rağmen Üstad Hurşit Paşaya karşı,

Savunması ile çınlattı o gün arşı.

 

Takdire şayandı sendeki hakka sebat,

Hurşit Paşa verdi mahkemede beraat.

Yalana atıldı çok şiddetli bir tokat,

Tescil etti hakkı bu tarihi vukuat.

 

Hiç taviz vermedin o günler güç, bileğe,

Tercih ettin sen hep hürriyeti ekmeğe.

Yeminlisin zulüm önünde eğilmemeğe,

Sendeki irade benzer sert bir çeliğe.

 

Paşa karşısında olmadı hiçbir korkun,

Hakkı üstün tutman tek sebebidir bunun.

Yanındadır daim Cenab-ı Hak kulunun,

Hakka mağlûp oldu; zalim, dünyevî oyun.

 

İstanbul’dan sonra yer Şeyh Sanan Tepesi,

Söylediğin sözler dağıtmıştı ye’isi.

O gün çok şaşırdı bunlara Rus Polisi,

Gerçekleşti bugün o dediklerin hepsi.

 

Bediüzzaman’ın Van’dır yeni meskeni,

Vanlılar çok sever onun sohbetlerini.

İple çekerlerdi Cumanın gelmesini,

Çok takdir ederdi her ulema ilmini.

 

Seyahate çıkar, yol alır Şam’a doğru,

Karartmak istenir o gün İslâm’ın Nur’u.

Çok ümitsiz millet, kırılmıştır onuru,

Cevabını bekler bu konuda çok soru.

 

Misafir etmişti Şam Cami-i Emevi,

Sunar bir reçete, ifa eder görevi.

Söylediklerini görür halkın ödevi,

Her cümle ona has; kaynak Kur’ân, semavî.

 

Öneriler veciz, açık ve de müşahhas,

Dikkat ile izler yüz Ehl-i İlim, havas.

Gurur, kibir yoktu, hâkimdi o an ihlâs,

Memnuniyet duydu hutbeyi dinleyen nas.

 

Hutbe-i Şamiye adını alır eser,

Bastırıldı o gün orada birçok sefer.

Büyük bir hizmeti ona yaptırdı kader,

O gün fayda gördü, bugünde görür beşer.

 

Beyrut üzerinden o İstanbul’a geçti,

Böylece bitmişti o gün Şam Seyahati.

Üniversiteyi Sultan’a izah etti,

Kabul gördü onun bu istek ve gayreti.

 

Tahsisat ayrılır yirmi bin altın lira,

Tekrar döner Van’a alınınca o para.

Temeli atılır Edremit’te bir ara,

Savaş nedeniyle tamamlanamaz sonra.

 

O, Savaş çıkınca cepheye koştu hemen,

Cesurdu, korkmazdı cephede savaşırken

Ubeyd şehit düştü talebelerinden.

Ölüme giderdi hiç tereddüt etmeden.

 

At sırtında söyler, Molla Hamit’se Yazar,

Elbette Üstada Mevlâ’nın yardımı var.

İşarat-ül İcaz çok soruya cevaplar,

İlham-ı İlâhî tefsirler böyle doğar.

 

Kafkas Cephesi’nde Ruslara düştü esir,

İslâm’ı etmemek için Said Nur hakir.

Önünden kalkmadı komutanın bu fakir,

Ona idam çıktı, bunu gördüler tahkir.

 

Müsaade alır, kılar Üstad bir namaz,

Son görevi yapıp Mevlâ’ya eder niyaz.

Biter komutanda o anki hışım, ayaz,

Özür dileyerek kararı uygulamaz.

 

O bir müddet sonra ayrılır Kosturma’dan,

Yolculuk bir sırdır, bahsetmez bu olaydan.

O gün İstanbul’da çok ilgi görür halktan

Bütün gazeteler yazıp, bahseder ondan.

Okunma Sayısı: 1187
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı