Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin 2018’de uygulanmasıyla “50+1 oy” hususu Cumhur ve Millet İttifaklarını ortaya çıkardı.
Cumhur İttifakı siyasî yelpazenin sağındaki partilerden, Millet İttifakı ise birbirinden farklı kimlik, dünya görüşü olan partilerden oluştu. Bu durum Millet İttifakı’nı geniş tabanlı bir zemine oturtmuştur.
Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile tek adam politikalarını savunurken, Millet İttifakı kuvvetler ayrılığını ve güçlü denetimi, hukukun üstünlüğünü, bağımsız yargıyı, liyakati, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri esas alan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi savunuyor.
Cumhur İttifakı’nın mutlak güce dayanan yönetim anlayışı ülkeye çok kan kaybettirdi. “Benden değilsen hainsin” düşüncesi sonucunda oluşan kutuplaşma ile gerilim politikaları toplumda derin yaralar açtı. Millet İttifakı’nın ortak akıl ile hareket eden, müzakere eden yönetim anlayışı AKP yönetimlerinin bozduğu sahayı onarmaya çalışıyor.
Bir masa etrafında toplanan 6 parti, farklılıklarını bir tarafa bırakarak; demokrasi etrafında birleştiler. Cumhur İttifakı’nın ülke meselelerine bakışı ile Millet İttifakı’nın ülke meselelerine yaklaşımı ve çözüm tarzlarının farklı olduğunu görüyoruz. 6’lı masa, ülkenin geleceğine dair fikirleri ciddi bir şekilde analiz ederek sorunları çözmeye hazırlanıyor. Bu masaya karşı ilgi ve teveccüh her gün biraz daha artıyor, bunu anketlerden görebiliyoruz.
Bu durumdan rahatsız olan iktidar, iktidar yanlısı medya, köşe yazarları ve televizyonların tartışma programlarına katılan yandaşlar bu masayı dağıtmak için her yola başvuruyorlar. Fakat 6’lı masa bunun bilincinde olduğu için sarsılmadan yoluna devam ediyor.
Peki, 6 partinin oluşturduğu bu birliktelikten aşırı şekilde rahatsız olup, bunun başarılı olmasını istemeyenler kimler? En başta iktidar ile beraber yürüyen ulusalcılar; bir kısım Kemalistler; menfaat grupları ve Fevzi Çakmak’ın Millet Partisi hüviyetinde olan AKP-MHP koalisyonu.
Bu dönemde tek adam yönetimi özgürlüklere zarar verdi. Adaletin, hürriyetin ve dinî cemaatlerin arasındaki uhuvvetin bozulması hoşgörü ortamını yaraladı. Toplum dindarlaşmayınca dinî hassasiyetler zayıfladı.
Şayet Millet İttifakı ortaya koyduğu değerler ile demokrasiyi tesis ederek ülkeyi kavgadan, keşmekeşten, istibdattan ve tek adam yönetiminden kurtararak hoşgörüyü ve özgürlükleri tesis edebilirse, İslam kardeşliği ve İttihad-ı İslâm da dâhil olmak üzere ülkenin her alanda önü açılır.