Ahmet, çok yemek yemişti. Abur cubur da ağırlıktaydı. Aslında yemek, sadece insanın doyması için bir ihtiyaçtı, ama o bunu unutmuştu.
Yattığında karnından gelen gurultular ve artık ağrısının olması da yatmasına izin vermiyordu. Akşam olduğunda babası ile yürüyüşe çıktılar. Yürüyüş yaptıkça yine “gur gur gur” sesleri dışarıdan duyuluyordu. Midesi çok çalışıyordu.
Bakkal Amca, onları çağırınca bakkala girdiler. Gece zaten sadece orası açıktı. Ahmet’e bir bardak uzattı su katmak için ve suyu taşırdı. Kıyafeti su olmuştu ve anlamadı, ama: “Ahmet bak çok susayıp bol su koysan da suyun dolması dışında diğerini almaz.” dedi.
Doğruydu. Allah, her şeyi belli boyutlarda yaratmıştı ve midesi de sadece yumruğu kadardı.