AKP’nin 19 yıl önce, 3 Kasım 2002’de girdiği ilk seçimde iktidara gelmesinde çok büyük etkisi olan sebeplerden biri 28 Şubatçıların dayattığı başörtüsü yasağına karşı toplumda biriken tepkiydi.
Bu yasak 10 yıldan fazla bir süre AKP iktidarında da devam ettikten sonra kademeli şekilde kaldırıldı. Artık başörtüsü yasağı yok.
Ama bazıları başörtülü polislerce gözaltına alınıp başörtülü hâkimlerce tutuklanan on binlerce başörtülü tutuklu ve hükümlü, başörtülü gardiyanlar nezaretinde zindanlarda.
50 öncesinde ve ihtilal dönemlerinde bile görülmemiş bu garabet AKP’ye “nasip” oldu.
Bu hanımların çoğu anne. Bazıları yeni doğum yapmış; hattâ kapısına polis dikilen doğumhaneden cezaevine sevk edilmiş. Bazıları hamile iken tutuklanarak hapse konulmuş.
“Yapamazsınız” diyen mevzuata rağmen.
Sonuçta yüzlerce bebek demir parmaklıkların gerisinde ve kasvetli koğuşların beton zemininde büyümek durumunda bırakıldı.
Anne ve babanın birlikte tutuklandığı hallerde çocuklar—varsa—diğer aile büyüklerine ve akrabalara kaldı veya ortada bırakıldı.
Nice aileyi ve çocuğu perişan eden bu vicdansızlığa son verilmesi için başından beri ısrarla çağrılarda bulunduk. En son geçen yıl gündeme gelen infaz yasasının buna vesile kılınmasını önerdik. Ama ne yazık ki bu çağrılar da inanılmaz bir duyarsızlık duvarına takıldı.
Bu husustaki mücadelesinin bedelini ödeyen Ömer Faruk Gergerlioğlu, çocuklu kadınların cezalarını müstakil apartlarda çekmelerini sağlayacak bir düzenleme yapılması için kanun teklifi verdi. Ama buna da itibar edilmedi.
Dahası, iktidar cenahından, hapisteki hanımlara yönelik son derece seviyesiz ve aşağılık ithamlarda bulunanlar dahi çıktı. “Çıplak arama” için başlattığı polemikte batağa saplanan Özlem Zengin’in malûm söylemleri gibi.
Gelinen noktada AKP’nin verdiği, şimdiye kadarki duruşundan çok farklı bir teklif Meclis gündeminde. Buna göre, cezası 10 yıldan az olan ve 15 yaşından küçük çocukları bulunan kadınlara, baba da tutukluysa veya vefat etmişse, infaz ertelemesi getirilecek. Bu teklif geçerse, geride kalmış zehir edilen yılları telâfi etmez, ama hiç değilse bu zulüm bitmiş olur.
Ama işi babaya bağlayan şartlar kaldırılmalı. Çünkü baba da olsa annenin yerini tutmaz.
Annelerin ve bebeklerin yeri zindan değil.