Nisan-2017’den itibaren cezaevlerinde uygulamaya konulan Yeni Asya yasağını sürekli gündeme getirdik, Bakanlığa defalarca sorduk, cevap istedik, çağrı yaptık...
Nihayet geçen Temmuz’da “Bakan adına” gelen cevapta “Bir yasak kararı yok” deniliyordu, ama uygulamadaki yasak ve engellemelerin de bir dayanağı ve izahı olmalıydı.
Buna ilişkin bazı ipuçlarını yazmıştık.
Parçaları birleştiren yeni bilgilere ulaştık:
Buna göre, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı Yetişkin Eğitim Bürosunun başındaki müdüre şu talimat veriliyor:
“Bütün cezaevi müdürlerini tek tek arayarak Yeni Asya’yı hiçbir şekilde cezaevlerine sokmamaları gerektiğini bildireceksiniz.”
Yasak olmayan bir yayını bu şekilde yasaklamanın başlarına iş açacağını bilen cezaevi müdürleri, yasa dışı talimatın icabını yerine getirmek için farklı yollara başvuruyorlar.
“Gazete gelmediği için satılmıyor, bayi getirmiyor” gibi bahaneler gösteriyor veya Cezaevi Eğitim Kuruluna karar aldırıyor ve bu kararda şu hususu kayda geçiriyorlar:
“Filan tarihte Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı ilgili bürodan telefonla aranıp, gazetenin cezaevine sokulmaması talimatı aldık ve bu talimatı uyguladık...”
Bu kurul kararlarına karşı itiraz edilince iş infaz hâkimliklerine ve ardından ağır ceza mahkemelerine intikal ediyor. Böylece talimat bilgisi o hâkimlerce de zapta geçiriliyor.
Sonuçta, yasadışı talimatların duyulmaması ve basına yansımaması için gösterilen onca gayret boşa çıkınca kıyamet kopuyor, skandalın sorumluları küplere biniyor ve öfkelerini bu cezaevi müdürlerinden çıkarıyorlar.
Müdürlerin bir kısmı sürülüyor, bir kısmı çok ağır hakaretlerle yerin dibine batırılıyor.
Bu skandalın bürokratik ayağındaki sorumluluk zincirinde, sıralı olarak, ilgili dairenin müdürü, oradan sorumlu hâkim, onun üstündeki daire başkanı ve onun bağlı olduğu genel müdür yardımcısı yer alıyor.
Yukarı doğru genel müdürün, müsteşar yardımcısının, müsteşarın, bakanın ve daha üstündekilerin de bu silsileye dahil olup olmadığını şu aşamada henüz bilemiyoruz.
Ama kesinlikle eminiz ki, vakti saati gelince “Âlemde hiçbir hakikat gizli kalmaz; gerçeklerin er veya geç mutlaka ortaya çıkma alışkanlığı vardır” sözlerindeki mana ile birlikte İlâhî adalet yine hükmünü icra edecek...