"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gece ev basma ayıbı artık bitsin

Kâzım GÜLEÇYÜZ
26 Ocak 2022, Çarşamba
“Churchill demokrasiyi şöyle tarif ediyor:

‘Sabahın köründe, alacakaranlıkta kapınız çalındığı zaman, bunun sütçü olduğundan emin olmanın adıdır demokrasi.’ Aslına bakarsanız, bu, korkusuz yaşama hakkının çok güzel ifadesidir. Kapınızı, sabahın köründe kimse çalmaz, çalamaz. Yani, ne kişiler çalar, ne devlet çalar. Çalsa çalsa sütçü çalar. Sütçüden başka da kimse çalmaz. Bu, güvenlik demektir aslında. Güvenlik, demokrasinin temel taşıdır. Demokrasiyle güvensizlik eş değerde olmaz. Hiçbir zaman da olmamıştır. Demokrasiyi güvensizlik sebebi saymak kadar yanlış birşey tasavvur edilemez.”

Bu ifadeler, merhum Demirel’e ait. 12 Eylül sonrası yasaklı olduğu dönemde Güniz Sokak’taki evinde yaptığımız ve Köprü dergimizin Ekim-1985 sayısında yayınladığımız mülâkatta söylemişti. Çok ses getiren ve yankı uyandıran bu mülâkat İslam Demokrasi Laiklik kitabımızdan da okunabilir (s. 17).

Yukarıdaki sözlerin de yer aldığı mülâkatın neşrinin üzerinden 35 yılı aşkın bir zaman geçti. Ve 2022 Türkiye’sinde sabahın köründe de değil, geceyarıları kapılar polis tarafından çalınıp, derdest edilmesi talimatı verilen insanlar karga tulumba gözaltına alınıyor.

Son örneği, ekranda bir Çerkes atasözünü aktardığı için Cumhurbaşkanına hakaret etmekle suçlanan Sedef Kabaş’ın başına gelenler. Kabaş, Adalet Bakanının da aktif rol aldığı bir jet operasyonla gece vakti evi basılarak gözaltına alındı ve kıdeminin eksik olduğu sonra ortaya çıkan bir sulh ceza hâkiminin kararıyla tutuklanıp cezaevine gönderildi.

Bağımsız yargı “Hakaret suçu işlenmiştir” kararı verirse, kanunda öngörülen ceza neyse uygulanır. Ama geceyarısı baskını ve tutuklama için sergilenen bu aculiyetin izahı ne?

Ve Kabaş’a yapılan, ilk değil. 15-20 Temmuz sürecinde on binlerce eve gece baskınlarıyla girildi, mahremiyetler çiğnendi, kadın-erkek on binlerce insan derdest edilip karakollara götürüldü ve yine sulh ceza hâkimleri tarafından tutuklandı. Çok ağır travmalar yaşatılan çocukları ortada bırakıldı. Bebekler anneleriyle beraber hapishanelere gönderildi.

Sütçülerin ekonomik kriz kıskacında kıvrandığı, kapıların da geceyarıları polis tarafından kırarcasına çalındığı, hattâ bazılarının kırıldığı bu utanç dönemi ne zaman kapanacak?

Okunma Sayısı: 4171
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali ok

    26.1.2022 08:11:19

    Aynen Din adına utanç Müslümanlık adına utanç Hukuk Ekonomi adına utanç ahlak afina utanç Din adına yüz karası oldular. İnsanlar dinimiz kuranimiz için şüpheye düştüler .

  • Abdullah Negünekaldım

    26.1.2022 08:10:48

    Bu utanç döneminin kapanacağına dair malesef ben iyi düşünemiyorum nedenide şudur akp icraatlarıyla iyi veya kötü millette öylesine bağımlılık yapmıştı bütün göstergeler berbat olmasına rağmen yapılan anketlerde AKP nin oyları yüzde otuz larda gözüküyor 20 yıldır ülkeyi yöneten bir partinin böyle bir sonuç göstermesini ben milletin halinden pekde şikayetçi olmadığı anlamına geldiğini düşünüyorum yada muhalefet in yetersiz ligi hani Aralık ayı içinde demokrasiye dönüş planı açıklanacaktı Ocak aýı da bitiyor hala böyle bir açıklama yok SONUÇ RAHMETLİ DEMİREL GİBİ BİR ARANIYOR ÇÜNKÜ O HEM İKTİDARI HEM DE MUHALEFET İ NOKSANSIZ YERİNE GETİRİYORDU, Malesef yeri doldurulması.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı