Rahmetli Ömer Döngeloğlu ile ilgili değerlendirmelerimiz üzerine bir mesaj gönderen KHK’lı okuyucumuz şunu yazmış:
“Sizin gibi ben de Ömer Hoca merhumun diğer sözlerini işitmemiştim. O zor günlerde bana göndermiş olduğu iki satır yazı beni ihya etmişti. Âcizane benim şiarım bütün ölüler için ‘Üzkürû mevtaküm bil hayır’ (Ölülerinizi hayırla yad ediniz) şiarıdır. Ve ben 24 Aralık 2017 tarihinde ihraç edildim. OHAL Komisyonu’ndan da tarafıma red geldi.”
Okurumuz, Ömer Hocanın kendisine gönderdiği mesajı da iletmiş: “Ah canım hocam, Rabbim masumiyetinizi izhar eylesin, ben ifadelerinize canı gönülden inanıyorum, Rabbim yardımcınız olsun, selâm ve dua ile.”
Döngeloğlu 15 Temmuz sonrası yaptığı ve haklı tepkilere konu olan konuşması için de 26 Ağustos 2016’da şu tweet’i yazmış:
“Kötü sözlerimi ve hakareti, kime olursa olsun, dinimizce caiz olmadığı için savunmam, öfkeli de olsam yanlıştı, hatalıydı.”
Demek ki Ömer Hoca da o atmosferde o havaya girerek söylediği sözlerin yanlışlığını sonradan fark ederek düzeltmeye çalışmış.
Gerek bir KHKzedeye gönderdiği mesaj, gerek bu tweet’i aslında bu konulardaki ortak hassasiyeti onun da taşıdığını gösteriyor.
Ki zaten öyle olması icab eder.
Mesajlarının yeterliliği ayrı konu, ama hele vefatından sonra gösterilen tepkilerin bu gözle yeniden değerlendirilmesi gerekiyor.
Biz Döngeloğlu’nun sonradan muttali olduğumuz ve kendisinin de pişmanlık izhar ettiği 15 Temmuz konuşmasındaki o sözlere ne kadar üzüldüysek, vefatı sonrasında maruz bırakıldığı son derece galiz ve ağır ifadelerden de aynı derecede ıztırap duyduk.
Onun için diyoruz ki, artık bunları aşalım.
Ömer Hocayı Ramazan ekranlarına getirdiği Asr-ı Saadet tablolarıyla, mukaddes beldelerden yaptığı yakarışlarla, Üstad Bediüzzaman ve Risale-i Nur’la ilgili hakperest ve samimî değerlendirmeleriyle, “Küçük Sözler’i okudum, imanım arttı” sözüyle, Ajda Pekkan’ı da etkileyen duyarlı söylemleriyle hatırlayalım ve hayırla, dualarla yad edelim.
Unutmayalım ki, her birimiz öncelikle kendi yaptıklarımızdan, yapmadıklarımızdan ve söylediklerimizden hesap vereceğiz. Bu hesabı kendi ellerimizle ağırlaştırmayalım...