99. yıldönümünü geride bıraktığımız Lozan Andlaşması için “Zafer mi, hezimet mi?” tartışması yapıldığı malûm. Resmî tarihe göre zafer, aksi görüşe göre hezimet...
Rahmetli Demirel, 1985’te Köprü için yaptığımız mülâkatta iki yaklaşıma da itibar etmeyen dengeli bir değerlendirme yapmıştı.
Söylediklerini kısaca özetleyecek olursak:
“Lozan, Osmanlının içinden bir Türkiye devletinin çıkışının resmen dünyaca tanınmasının adıdır. Bugün ‘Şöyle olmasaydı, böyle olsaydı’ demek mümkün. Ama o günü o günkü şartlarla değerlendirmek lâzım.
“Birinci Dünya Harbini kaybeden üç imparatorluktan biri olan Osmanlıya Sevr Muahedesi ile dayatılan şartlara ve Anadolu’da başlatılan işgallere karşı millet ‘Ya istiklal ya ölüm’ diyerek giriştiği mücadeleyi başardı.
“Ama Yunanlıları mağlûp ettik, onu destekleyen yedi düveli değil. Lozan, diğer devletlerin bizimle, bizim de onlarla harbi göze alamayıp mâkul bir denge arama olayıdır.
“Lozan’da meydana gelen sınırlar içinde Batı Trakya’nın, adaların, Musul ve Kerkük’ün olmayışı; Kıbrıs’taki adaların tümüyle terki gibi herkesi düşündüren problemler vardır.”
Mübadele, Osmanlı borçlarının ödenmesi gibi konuların da yorumlandığı mülâkatın tamamı için: İslam Demokrasi Laiklik, s. 170 vd.
Bunlar Lozan Muahedesinin siyasî sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeler. Meselenin bir de manevî boyutu var ki, ayrı bir önemi haiz.
Konuyla ilgili olarak Büyük Doğu’da yayınlanıp Emirdağ Lâhikası’nda iktibas edilen “Lozan’ın içyüzü” başlıklı makaleyi takdim ettiğimiz Demirel, “Ben sizin beklediğiniz cevapları biliyorum, ama onları söylemenin henüz vakti gelmedi” ifadesini kullanmıştı.
O makalede, yapılan gizli pazarlıklarda yeni devleti tanıma karşılığında Türklerin İslamı temsil rolünün terki için verilen sözler, İngiliz heyeti başkanı Lord Gürzon’un ve konferans sürecinde aktif bir rol oynayan Hayim Naum’un beyanlarıyla kayda geçirilmişti.
Yeni Türkiye devleti dünyaca tanınıp yola çıktıktan sonra laiklik adı altında yapılan ve Kılıçdaroğlu’nun gündeme taşıdığı “helalleşme” bağlamında da sorgulanması gereken kimi uygulamaların, Lozan’da verildiği belirtilen sözlerle bağlantısı, incelenmesi ve aydınlatılması gereken son derece önemli bir konu.