Geçtiğimiz günlerde farklı köşe yazılarında M. Kemal’e dair ilginç anekdotlar çıktı ve siyaset gündeminde yeni polemikler yaşandı. Önce Emre Aköz’den aktaralım:
“Kurtuluş Savaşına onbaşı rütbesiyle katılan yazar Halide Edip (Adıvar), İzmir’in kurtuluşundan sonra M. Kemal’e şöyle der: ‘Artık biraz dinlenirsiniz Paşam, çok yoruldunuz.’ Atatürk’ün cevabı şöyle olur: ‘Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz.’ ” (Sabah, 5.12.13)
Bu kavganın verildiği en önemli konulardan biri, yine M. Kemal’in ağzından Milliyet yazarı Melih Aşık’ın köşesine şöyle taşındı (8.12.13):
“Atatürk 1930’da yazdığı ‘Vatandaş İçin Medenî Bilgiler’ kitabında şöyle der: ‘Din birliğinin de bir millet teşkilinde müessir olduğunu söyleyenler vardır, fakat biz, bizim gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.’ Atatürk din birliğinin ulusları birleştirmediğini tarihî örneklerle anlatır.”
Meclisteki 2014 bütçesi görüşmelerinde CHP Milletvekili Nur Serter’in, eğitimdeki uygulamada değişen fazla birşey olmadığı, özellikle ders kitapları ile müfredattaki Kemalist içerik hiç değiştirilmeden devam ettiği halde, “AKP, iktidara geldiği günden itibaren Atatürkçü eğitimi tek tipleşme olarak niteledi. Anaokullarından başlayarak, kendi tek tip insanınızı yarattınız” diyerek başlattığı tartışma da ilginç.
Serter’e cevap,TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı, AKP’li Lütfi Elvan’dan gelmiş:
“Atatürk’ü kullanmayınız lütfen. Bu ülkenin kurucusu M. Kemal Atatürk, hepimizin lideridir. Atatürk’ü para, puldan, devlet dairelerindeki resmini kaldıran sizsiniz, AK Parti değil.”
Bunun üzerine CHP Grup Başkanvekili Engin Altay söz alarak Elvan’a şu karşılığı vermiş:
“Bize Atatürkçülük dersi vermeye kalkmadan önce, o Genel Başkanınıza söyleyin, ‘Atatürk’ kelimesini ağzına almayı bilsin. O bir kere alsın, bütün iddialarımızı geri çekeceğiz. Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Atatürk’ dediğini ben hiç duymadım. Böyle bir partinin mensuplarından alacak Atatürkçülük dersimiz yoktur. Paradan Atatürk’ün resminin kaldırılması çok bayatladı. Bunu Türkiye’de bilmeyen kalmadı. O günkü kanunların gereği olarak yapılmış bir uygulamadır.” (Hürriyet, 16.12.13)
Şu pasajı da, bu anekdotları tamamlayan “ironik bir kara mizah örneği” olarak aktaralım:
“Bu ülkeyi hâlâ üç şey birleştiriyor Türk(iye) bayrağı, İstiklal (Özgürlük) Marşı ve Atatürk (M. Kemal değil!). Herkes bunu içine sindirsin. Türkü de, Kürtü de, dindarı da, ateisti de, Müslümanı da, İslamcısı da, Musevisi de, Ermenisi de, Sünnisi de, Alevisi de... Ortak değerlerimiz bunlardır ve yüzyıllarca daha da böyle kalacaktır. Nokta.” (Ali Atıf Bir, Bugün, 9.12.13)
Bunların ardından başa dönecek olursak:
M. Kemal’in 90 küsur sene önce dile getirdiği “Birbirimizi yiyeceğiz” öngörüsü, ekseninde yine kendisinin yer aldığı böyle “verimli” tartışmalarla tekrar tekrar doğrulanıyor; değil mi?