Demokrasinin en önemli dayanağı ve güvencesi, hak, hürriyet ve hukuk bilincine sahip, eğitimli ve kültürlü bir toplum.
Ve bu toplumun örgütlü bir yapıya sahip olması.
Batıda “hükümet dışı organizasyonlar” (NGO) olarak isimlendirilen örgütlü ve organize birlikteliklerin bizdeki karşılığı sivil toplum kuruluşları veya örgütleri (STK-STÖ).
Gelişmiş demokrasilerde toplumsal faaliyet, etkinlik ve hizmetlerin çoğu, gönüllülerin görev yaptığı STK’larca yürütülüyor.
Dahası, devletin gerek iç, gerek dış siyasette uygulayacağı politikalar, think tank’lerde ve araştırma enstitülerinde hazırlanan raporlarla yönlendiriliyor ve şekillendiriliyor.
STK’ların öne çıkan ve ayırıcı özelliklerinden biri, İngilizce ifadesinde vurgulandığı üzere hükümet dışı, yani hükümetten ve devletten ayrı, özerk bir konumda olmaları.
Bu, aynı zamanda işleyiş ve faaliyetlerinde hür ve bağımsız olmaları anlamına da geliyor.
Nitekim gerek anayasalarda, gerekse uluslararası insan hakları sözleşmelerinde sıralanan temel hak ve hürriyetler arasında dernek ve sendika kurma, örgütlenme hak ve özgürlüklerinin de yer alması bunu ifade ediyor.
Demokratik toplumun ve devletin kurumlarını sıralarken hür parlamento, hür siyaset, hür kürsü, hür yargı diye başlayıp hür sokak, hür meydan, hür sendika... diye devam eden merhum Demirel bunu ifade ediyordu.
Ama bugünkü duruma baktığımızda maalesef bu alanda da çok gerilere gidildiğini görüyoruz. Artık Türkiye’de özgür ve bağımsız bir STK varlığından söz edebilmek çok zor.
Hele STK olarak eleştirel bir duruş ortaya koyabilmek neredeyse mümkün değil. Çünkü ânında “hain, terörist” damgasını yersiniz.
Madalyonun diğer yüzünde ise, dindar ve muhafazakâr kitle tabanlı ve onlara seslenen STK’lar, 17.5 yıldır yaşadığımız süreçte hep iktidarla bütünleşmiş bir rotada yürüdüler.
Bunun da ötesinde ülkenin tek adam rejimine götürüldüğü serencamda bu STK’ların bir araya getirildiği platformlar, kamuoyunu belirlenen hedefe hazırlamakta kullanıldı.
Ve bu, “demokrasi” söylemiyle yapıldı.
Hedefe ulaşıldıktan sonra ise işleri bitti ve o platformların artık esamesi bile okunmuyor.
Şimdi ise Türkiye’nin gerçek anlamda demokrasi isteyen bir STK platformuna ihtiyacı var.