Kabir ve berzah âlemine sevkiyatın hızlandığı şu dönemde gün geçmiyor ki, aşina olduklarımızdan da bir vefat haberi gelmesin. Son örneği tefsir âlimi Yahya Alkın.
Yeni Asya’nın kadim okuyucuları Yahya Hocayı, gazetede çıkan mülâkat ve haberleriyle yakından tanırlar. 2010’da Üstadın 50. vefat yıldönümü vesilesiyle Bursa Ulu Camiinde okutulan mevlidin duasını da o yapmıştı.
İzmir İmam-Hatip Lisesini ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünü, daha o yaşta Risale-i Nur okuduğu için bazı idareciler tarafından çıkarılan engel ve zorluklara rağmen başarıyla tamamlayıp mezun olmuş, yıllarca müftü olarak görev yapmış ve Diyanet’in Haseki Eğitim Merkezinde tefsir dersleri vermişti.
Risale-i Nur için “Tefsir ilminde bir define” diyor ve Diyanet-İlahiyat camiasına ısrarla bu eserlere uzak durmamaları çağrısı yapıyordu.
Kur’an tefsiriyle meşgul olan ilim adamlarının bu defineden mahrum kalmalarını “çok büyük bir kayıp” olarak değerlendiriyordu.
“Marifetullahın kaynaklarından olan kâinat kitabını Kur’anî bir bakış açısıyla Bediüzzaman kadar mükemmel izah eden ve anlatan bir müfessir ve mütefekkir yok” diyordu.
Üstadın “Bu zamanda ehl-i imanın en büyük tehlikesi imanın zayıflamasıdır” tesbitine dikkat çekerek, iman nurunun kalplere konulması gereğini her fırsatta vurguluyordu.
Gençlere yaptığı bir konuşmada “Küçük Sözler’i her fırsatta okuyun. Onu anlayarak okuyan ve tefekkürle düşünen, iman meselesini halleder” tavsiyesinde bulunmuştu.
“Üstad nesiller arasında yıkılan dil köprüsünü kuruyor. Kendisinden sonra geleceklerin görevinin şerh, izah ve tanzim olduğunu söylüyor” diyerek, Risale-i Nur’un sadeleştirilmesine taraftar olmadığını ifade etmiş; Kadı Beyzavî ve Elmalılı Hamdi Yazır tefsirlerine de atıf yaparak, “Hiçbir müellifin kendi metnini değiştirmeye hakkımız yok” demişti.
1995’te kitaplaşan Şeriat ve Demokrasi soruşturmamıza verdiği cevaplarda “Kur’an ve Sünnete uygun, insan fıtratı ve akl-ı selimle ters düşmeyen bütün hukuk kaideleri şeriatla uyuşur. Şeriat fert ve toplumu dünya ve ahirette huzurlu ve mutlu kılacak bir modeli öngörür, temel hak ve hürriyetleri garanti altına alır” şeklindeki tesbitlerini dile getirmişti.
Yeni Asya için “Çizgisi tavizsizdir. Bağlı bulunduğumuz değerlerden taviz vermeden yıllardır hizmetine devam ediyor” demişti.
Ne yazık ki, gençlik döneminde maruz bırakıldığı sıkıntıların bir başka şekline son süreçte de muhatap oldu ve bu yüzden son nefesini gurbette verdi. Allah rahmet eylesin. Ailesinin ve talebelerinin başı sağ olsun.
Rabbimiz Cennetinde buluştursun.