Evet değerli, dostlar, soru şu: Dünyada huzur ahirette huzur mü? Başta Rabbimizin bize sunduğu ilk huzur ortamının anne karnı, sonra insan hangi yaşta olursa olsun sığanabilecegi en sakin, dingin ve huzurlu yerin anne kucağının olduğunu gördük.
Peki, doğumdan ebedi aleme göç edene kadar insanoğlunun bütün kâinat ile alakadar olurken, sevinçle hüznün, vuslat ile firak, sıhhat ve hastalıklar bir ve beraberken, üstelik muvakkat bir yaşam varken huzur mümkün mü?
Bismillah her işin başı olduğuna göre, besmele ile başladık, bu sualle cevap aramaya. Evvela, dünyada huzur bulmanın ilk şartının insanın iç huzurunda saklı olduğunu tesbit ettik.
Eğer vicdanınız rahatsa dostlar kimin ne dediğinin hiç bir önemi yoktur bize göre. Eğer kendi içimizde bu huzuru bulamazsak diğer insanları dolayısıyla en küçük daireden en geniş daireyi alemi de huzursuz ederiz gibi geliyor bize.
O halde huzuru içte sağlamanın yolu da, rabbine yönelip, şükre yönelebildiğimizden geçiyor. Yani bir cümle ile ne güzel özetlemiş Bediüzzaman: “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.” Eğer güzel görebiliyor isek, huzur, baharda, açan, çicekte, arıda, yani defteri kebir-i kainatı manayı harfiyle okuya bilmekte.
Hata yapmaktan korkmadan fakat hatayı anlamak, kabullenmek, düzeltmeye, onarmaya çalışmak, telafi etmektir haddini bilmek. Bu da ancak insanın, yeri geldi mi, ailesi, eşi, dostu, akraba, komşu, dost, ve arkadaşlarıyla, fikir daşlarıyla cem etmek, meşveret etmekten geçer.
Unutmayalım ki dostlar, bizi mutlu edecek, bize huzur verecek, yer, mekan, zaman mutlaka vardır. Maharet onların farkına varabilmektir. Huzurlu insan, değiştiremeyeceği şeylerin farkında olup, kabullenen kişilerdir.
Nice sevdiklerinizle ayrı kalmış, onların hüznü ile yaşarken, bu gün elimizin altındaki sahip olduklarının; sağlık, sıhhat, afiyet, aile, çoluk çocuk, eş, dost akraba ve arkadaşlarının farkında ol huzur bul. Huzurda gerçeklerde, huzursuzluk yalanlarda. Doğru olmak, emrolunduğun gibi dost doğru olmak işte huzurun iksiri.
Makam, mevki, rütbe, ünvan, para, pul bir ceketse as kardeşim duvara. Ceket giymesen de yaşarsın.
Son söz yine Bediüzzaman’dan: “Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz, meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O keyfinize kâfidir.”
Hem bu dünya hem ahirette huzur istiyorsak huzur veren Rabbimize secde etmek gerekir. Rabbim hepimize iki cihan huzuru versin. Amin. Vesselam.