Saygının, sevginin had safhada yaşandığı, kalplerin buluştuğu güzel bir bayramı geride bıraktık.
Herkes, yaptığı işlere biraz olsun ara verip sevdikleriyle vakit geçirdi. Dünya telâşından sıyrılarak teneffüs verildi Büyükler ziyaret edildi, küçükler sevildi. Barış ve kardeşlik mesajları verildi. Şimdi sıra bu bayramı baki tutabilmekte. Çünkü önemli olan muhabbet ortamını bir ömür devam ettirebilmek. Ömrümüzü de bayram tadında geçirirsek, hakikî saadete ulaşabiliriz. Ömür de, insana bahşedilmiş büyük bir bayramdır aslında. Allah’ın sayısız nimetleriyle donatılıp, en şerefli bir mahlûk olarak yaratılışımız da. Ebedî bir âlemi kazanmak için dünyaya gönderilmek ve O’na muhatap olabilmek büyük bir şeref. Biz yokken, bu rızıkları bile hak etmezken, O bizi var etti. Sayısız güzellikler ihsan etti. Bunları görüp şükredersek, her an bayramı yaşayabiliriz. Ücretini aldığımız bir hayat, elbette ömür boyu şükür ister. Her şey yolunda da gitmeyebilir. Eksiklikler olabilir. Mesele her şartta o yolda kalabilmek. Gönülden istersek eğer, zorluklar da aşılır. Tohumlar çatlamadan çiçek vermez. Her şeyin güzel olduğu bu âlemde sabredersek güzel neticelere ulaşacağız. Olana şükür, olmayana sabır dediğimizde ebedî bayramlara kavuşacağız.
Hayat, mutlu olmak için fırsatlarla doludur. İnsan ise, bu fırsatları değerlendirmek, hayatı güzelleştirmek için yaratılmıştır. Hayatımız Allah'a yaklaştıkça güzelleşir. Bunun için büyük fırsat olan bayramlarda, tutulan oruçların, kılınan namazların, inşaallah kabul olacak duâların sevinçleri paylaşılır. Allah’a yaklaşmak, huzura kavuşmak için kucaklaşılır. Sevinçleri şükre çevirdiğimizde, ziyadeleşiyor. Dünyamız sürura erdiği gibi, ahiretimiz de bayram ediyor.
Bayramda ittihad eden kalplerimiz, fani dünyaya razı olmuyor, ebedî bir bayram istiyor. Geçici dünya da, o devamı tam sağlayamadığı için yeterli olmuyor. Lezzetin bitmesi, nimetleri acılaştırabiliyor. İşte o zaman Yaratana duyulan sonsuz muhabbet imdada yetişiyor. Allah için atan kalpleri, yine O’nun sevgisiyle sustururuz. “Ya Baki, Entel Baki” diyerek, bekaya talip oluruz. Ve o sevgiye vasıl olduğumuzda asıl bayramı yaşarız. Bu öyle bir muhabbet ki, canımıza can, her günümüze bayram oluyor. Alvarlı Muhammed Lütfi Efe Hz.’nin dediği gibi “Can bula cananını, bayram o bayram ola.” İşte kalplerde bekayı bulduğunda bayram edecek. Bir ömür susmaya bedel, ebedî konuşacak.
Bediüzzaman, diyor: “Demek Kalb, ebedü’l-âbâda müteveccih açılmış bir penceredir; bu fâni dünyaya razı değildir.” (Mesnevî-i Nuriye, Habbe)
Velhasıl, ömür bayramında güzel günlerin yaşanması için kardeşlik ve barışı daim tutmak gerekiyor. Beka isteyen kalbimizi sonsuz muhabbet ile doldurursak, rahat edebiliriz. Gönül penceremizi hakiki sahibine açtığımızda ebedî bayramlara ulaşabiliriz inşaallah.