ALLAH’IN KUDSÎ İSİMLERİNİN VE KUR’ÂN AYETLERİNİN İÇİNDE YER ALDIĞI SEKÎNE DUÂSINI, BEDİÜZZAMAN DEVAMLI VİRD EDİNEREK TAVSİYE ETMİŞTİR.
Bediüzzaman Hz.’nin değişmez virdi olan Sekîne, mahiyeti itibariyle çok önemli bir duâ. Kalp huzûru, itminan duygusu, güven, sükûnet, dinginlik, vakar, ağırbaşlılık anlamlara gelen Sekîne’nin mahiyeti husûsunda, geçtiğimiz günlerde İstanbul Fatih Dershanesi’nde seminer gerçekleşti. Gülden Beşiroğlu’nun verdiği seminerde, Sekine duasının mahiyeti anlatıldı. Hz. Ali’ye (ra) gönderilen Sekîne, Allah’ın altı İsm-i Azamı olan “Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs” isimleri ile Kur’ân ayetlerinin yer aldığı bir münacattır. Bu duâ Mecmuatü’l-Ahzabta “Kaside-i Er- cûze”nin içinde geçmektedir. Hz. Ali’nin (ra) onca evrad u ezkâr içinde Sekine ismini verdiği ism-i azam ile Üstad Hazretleri’nin duâ etmesini istemesi oldukça dikkat çekicidir.
Yetmiş bir âyetle vird edinmeli
Bediüzzaman Hazretleri Risâle-i Nur’u bu altı ismin perspektifinde telif etmiş, Otuzuncu Lem’ayı da özel olarak bu altı ismin tefsîrine ayırmıştır. Bediüzzaman, “Sekîne” olarak isimlendirilen duânın okunma şeklini de “yetmiş bir âyet ile yüz yetmiş bir defa dâimî vird edinmeli” (Lemalar s. 425) şeklinde ifade etmiştir. Daha sonraları kendisi yetmiş bir âyetten on dokuz tanesini seçerek duâ şimdiki okunagelen hâ-lini almıştır. Bu duânın besmele ile on dokuz defa okunmasını bildirmiştir. (Hizbü’l-Envâ- ri’l-Hakâikı’n-Nûriye, s. 119) Bediüzzaman’ın 71 ayetle ismi azamı okuduğunu söyleyen Gülden Beşiroğlu, Sekine duâsının nasıl meydana geldiğini anlatıyor: “Sonrasında bu 71 ayetin içerisine 19 harfli 19 tane ayeti seçiyor. Bugünkü okuduğumuz Sekine şeklini alıyor. Ve ayetlerinin tekrarının hurufatının adedi 666 ayet-i Kur’ân’iyede tevafuk ediyor. Belki Allah, bütün Kur’ân’ı okumuş kadar sevap verebilir.”
Şerlerden korunmak için Sekîne okunmalı
“Bediüzzaman diyor ki, ‘Kim inayet-i İlâhiyeye mazhar ise Hz. Cebrail’in tabiri ile bu Sekine-i Kudsiye olan İsm-i Âzamı Cenâb-ı Hak ona hediye eder. Onunla o zamanın şer ve fitnelerinden kurtarır.’ Demek şu zamanın şerlerinden kurtulmanın en güzel yolu Sekîne okumak. Sonra diyor ki, ‘Kim saadete mazhar ise, said ise, şaki değilse, o İsm-i azam onun boynunda mübarek bir gerdanlık hükmünde bir nüsha olur.’ Sonra diyor: Yani, ‘O bid’alar ve acemî ve ecnebî hurufunun intişarı zamanı olan o âhirzamanın fena adamları bir kısım ulemaü’s-su’dur ki; hırs sebebiyle batınlarını haramla doldurmak için bid’alara yardım ve fetva verenlerdir.’ Sonra bir kısım ülemaü’s-su’u tokatlamak için de birisiyle konuşuyor. ‘Ey o zamana yetişen ve âlimlerden olan insan! Cenâb-ı Haktan o fitnenin şerrinden muhafaza için sana ders verdiğim İsm-i Âzam ile dua et.’ O zaman demek ki, şerlerden korunmak için Sekine’nin okunması gerekiyor.”
Risâle-i Nur’un makbuliyetini imza ediyor
Sonra açıklamada diyor ki: “Biz Âl-i Beyt’ten her kûrbet ve şiddet zamanında birer Gavs çıkıp imdat ediyoruz.” Hz. Ali’nin (r.a.) ihbarat-ı gaybiyeye ait şu kasidesinin bir kısmında Risale-i Nur şakirtlerine bilhassa baktığına müteaddit emareler var. O da Gavs-ı Geylanî gibi Risale-i Nur’un makbuliyetini imza ediyor ve alkışlıyor. Birinci emarede, Latin hurufunun İslâmlar içinde cebren kabul ettirildiğini teessüfle bahsedip ve ulemaü’s-su’u tokatladığı yerde birdenbire birisiyle irşadkârane konuşuyor ve diyor ki: ‘Sana verdiğim ders ile hıfz duasını et.’ İşte bu ‘müdrik’ aynen Hz. Gavs’ın kaside-i meşhuresinde ‘mürîdî’ dediği adamın aynıdır. Çünkü ikisi de aynı fitneden bahsedip umum içinde hususi bir adama iltifat gösteriyorlar. Kaside-i Gavsiyede “mürîdî” ilm-i cifr ve on yedi emare ile ‘Molla Said’dir.”
(Bediüzzaman Said Nursi, Sikke-i Tasdik-i Gaybi-i, s.193,194)
KÜBRA ÖRNEK - İSTANBUL