"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir Kürt niçin Kemalist olur?

M. Latif SALİHOĞLU
30 Mart 2011, Çarşamba
Bir Türk'ün Türkçülük yapması ne derece fenâ ve zararlı ise, bir Kürd'ün Kürtçülük yapması da aynı ölçüde fenâ ve zararlıdır.

Daha ötesi, bir Kürd'ün tutup Türkçülük yapması, hele hele hararetli bir Atatürkçü kesilmesi ise, cidden izahı zor ve müşkil bir mânevî musibet hali olsa gerektir.
Ne yazık ki, böyleleri az değil. Dün olduğu gibi, emsâllerine bugün de rastlamaktayız.
Diyarbekirli Kürt Ziya (Gökalp), hem Türkçü–Turancı bir şöhret, hem de en ateşli Kemalistlerden biri olarak göçüp gitti bu dünyadan. (1875–1924)
İlk başlarda (1908'den önce) Kürtçülükle uğraşan, maksadına nail olamayınca Türkçülüğe yatay geçiş yapan, Türkçülüğün Esasları'nı yazan ve bu minval üzere gitmekle M. Kemal'in gözüne giren eski İttihatçı "Kürt Ziya", hayatının son yıllarını da CHP mebusu olarak geçirdi.
Bu arada, M. Kemal'in de onun için "Fikrimin atası" dediği rivâyet ediliyor.
Bu vâdide koşan sadece Kürt Ziya değildir. Onun selefleri, yakın tarihimizde ve hatta günümüzde hiç eksik olmadı.
Kemalizme taparcasına bağlı olan eski Maarif Vekillerinden "Tevhid–i Tedrisatçı" Vasıf Çınar ile tarihçi geçinen "Türkçe İbadet"çi Cemal Kutay, birbirinin kuzenleri olup Osmanlı'ya isyan eden Cizreli Kürt Bedirhan Ağanın torunlarıdır. (Ne tuhaftır ki, bu iki kuzenin, bir de Kürtçülük yapan ve hatta İngiliz destekli Kürt–Teâli Cemiyeti kurucusu olan başka kuzenleri de var: Süreyya ve Celâdet Bedirhan gibi...)
Bu konuya niçin girdik?
Günümüzde "Atatürkçü" deyince akla ilk gelen isimlerden biri olan Toktamış Ateş'in son yazısını okuyunca, yukarıda zikrettiğimiz hususlar birbir canlanıverdi hafızamızda.
Aslen Konya Cihanbeyli Kürtlerinden diye bildiğimiz Toktamış Hoca, TÜSİAD'ın önce açıklayıp sonra da geri adım attığı anayasadaki değişmez maddelerle ilgili çıkışını değerlendirirken, "köklü bir biçimde itiraz edeceğim iki nokta var" diyor ve bunları şu şekilde sıralıyor: "Bunlardan biri, daha önceki anayasa metinlerinde değiştirilemez olarak değerlendirilen özelliklerden sadece rejimin Cumhuriyet olduğunun alınması. Ve ikincisi de 'Atatürk ulusçuluğunun' metinden çıkarılması." (Bugün, 29 Mart 2011)
Bir sonraki yazısında özellikle ikinci nokta üzerinde duracağını belirten Toktamış Ateş'in başka zaman sarf etmiş olduğu "Atatürkçülük"le ilgili aşağıdaki ifadeleri de bir hayli dikkat çekici geldi bize.
Soru: Sizce de Atatürk Hazret–i Muhammed’e hayran mıydı?
Cevap: Hayrandı. Ayrıca ben Atatürk’ün samimi bir Müslüman olduğuna da inanırım.

Soru: ‘Müslüman ateist’ olamaz mı?
Cevap: Olabilir... Şöyle diyeyim: Kimliğinde Müslümanlık vardır, ama şekil şartlarını yerine getirmez. Öyle bir Müslüman tabiî... Namaz kılarken çekilmiş hiçbir fotoğrafı olmadığını biliyoruz.

Soru: Namaz kıldığını biliyor muyuz?
Cevap: Bilmiyoruz. Belki odasına çekildikten sonra kılıyordur, kim bilir...

Soru: Kılsa bilinirdi herhalde?
Cevap: Doğru. Kılsa, bir namaz takkesi, bir seccadesi olurdu.

Soru: Mustafa filminde Meclis’in açılışı öyle bir verilmiş ki, sanki Atatürk Müslümanları kandırıyor...
Cevap: Evet. Takiyye yapıyor sanki.

Soru: Önce Cuma namazı kılınıyor. Sonra kurbanlar kesiliyor... Gerçekten de siyaseten yapmış olamaz mı bunları?
Cevap: Hayır. Siyaseten yapılmış bir şey değil bu. Atatürk orada samimî olarak Cuma namazından sonra Meclis’i açıyor...
***
Röportaj, bu minval üzere uzayıp gidiyor. Söz konusu M. Kemal olduğunda, bütün bataryaları ateşleyen ve olanca gücüyle savunmaya geçen Toktamış Hocanın söyledikleri hakkında özellikle aklıma takılan iki nokta var.
Bir: "Samimî Müslüman"lığın ölçüsü, delili nedir, ispatı nasıl yapılır?
İki: Kürt kökenli bir entelektüel, nasıl "samimî Atatürkçü" olabilir?

 
 
 
("Kürt kökenli" diye bilinmelerine rağmen, Kemalist anlayışta birleşen iki entelektüel şahsiyet: Ziya Gökalp ve Toktamış Ateş.)
 
 
 
 
 
 
 
 
Can havliyle 'Anne! Anne!'
diye ağlayan yavrular

Kayseri'de büyük yas var. Eylül 2009'dan beri kayıp olan üç mâsum yavrunun kemikleri daha yeni bulundu da, hiç olmazsa birer mezara kavuştular.
Şu dehşetli zamana bakın ki, yıllardır kayıp ve âkıbeti meçhûl durumda olan daha yüzlerce genç kızımız, evlâdımız, mâsum yavrularımız var.
Bu hâl, başlıbaşına bir hicrân yarasıdır.
2009 yılı Ramazan Bayramında kaybolan Kayserili çocukların fecî akıbeti belli olunca, yüreği dağlanmış anne ve babaları bir kez daha yıkıldılar.
Zira, şeker toplamaya çıkan o çocukları evine hapsettikten sonra, türlü işkencelerle onları öldüren sapık, cesetlerini götürüp bir meçhûle gömmüş.
Evlâtlarının çok vahşiyane ve tamamen insanlık dışı bir muamele ile öldürüldüğünü öğrenen bir çocuğun annesi, yere yıkılmış halde—duyabildiğim kadarıyla—feryâd û figân ederek şunları söylüyordu:

"Âh yavrum, âh canım yavrum...
"Dövülürken çok ağladın mı yavrum...
"Bıçaklanırken 'Anne! Anne!' diye bağırdın mı yavrum...
"Can verirken 'Anne! Anne!' diye sayıkladın mı yavrum..."

 
 
(Vahşice katledilen Kayserili yavrılarımız.)
 
Şefkat kahramanı bir annenin yüreğinden kopup gelen şu feryâdın karşısında etkilenmemek, duygulanmamak elde değil.
Hele hele, evlâdı olan ve bilhassa evlât acısını yaşayanlar, bu duyguyu daha çok hisseder.
Yine de, Allah, böylesi bir evlât acısını hiçbir anne–babaya yaşatmasın. Velev ki, düşmanımız bile olsa...
Bütün Kayseri halkına ve elbette ki evlâdını toprağa veren acılı ailelere Cenâb–ı Hak'tan sabırlar dileyerek taziyetlerimizi sunuyoruz.
Okunma Sayısı: 7735
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • osman yalin

    22.1.2013 00:00:00

    Toktamis ates evet babasi bizim oralidir yani kurt ama kurce bildigini hic sannetmiyorum cunku babasi genc yaslarda arab ulkelerin birine gitmis orda calisib bir arab bayanla evleniyor sonra istanbula yerlesiyorlar. Cihanbeyli yeniceobada cok kuzenleri oldugu halde hic sormamisdir.. .tesekurler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı