"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Filistin dâvâsı düğüm düğüm-2

M. Latif SALİHOĞLU
12 Temmuz 2024, Cuma
Bir önceki yazıda, Filistinlilerin kendi aralarında anlaşamadıklarından, bunca mezalime rağmen, aralarında birlik-beraberlik ruh ve şuurunun bir teşekkül etmediğinden söz ettik. En büyük düğümlerden biri budur.

Meseleyi bir-iki halka daha genişlettiğimizde, ayrıca şunu görüyoruz: Filistin’e komşu olan diğer Arap ülkeleri de, Filistin davası meselesinde anlaşamıyorlar. Aralarında görüş birliği yoktur. Arap Birliği Teşkilatı da aynı durumda. Müşterek bir fikir ve hareket içinde değiller.

Aynı perişan tabloyu İslâm ülkelerinde ve İslâm İşbirliği Teşkilatında da görmekteyiz. Filistin meselesinde bir türlü “işbirliği” yapmıyorlar, yapamıyorlar.

Gelelim şimdi Türkiye’nin durumuna ve tutumuna…

*

Zaman zaman şunu müşahade ediyoruz: Gerek mitingin duyurusu için ve gerekse bayrak, flama, broşür, afiş, el ilânı gibi şeylerin dağıtıldığı stand benzeri noktalarda, ayrıca parti propagandasını, hatta partiye üye kaydının yapıldığını gördük. Daha da ötesi, miting sahasında bile partiye üye kaydı için standlar kuruluyor.

İşte, bu ve benzeri uygulamalar, son derece soğuk ve itici geliyor. Zira, Filistin dâvâsı, bu suretle bir partinin propaganda aleti haline getirilmiş oluyor.

İşte, tam da bu noktada durup düşünelim: Filistin dâvâsı, acaba böylesi bir mantık ve anlayış şekliyle başarıya ulaşabilir mi? Mümkün görünmüyor.

O halde, Filistin meselesi, partilerüstü tutulmalı ve hatta mümkünse miting ve benzeri organizasyonlar ortaklaşa yapılmalı. Yani, parti ayrımcılığı yapılmadan bu meselenin takipçisi olmalı. Tâ ki, Sultan II. Abdülhamid’in dediği gibi “Filistin, bütün İslâm âleminin ortak dâvâsı” haline gelsin, öyle görünsün ve bütün dünyada öyle anlaşılsın. Aksi halde, ciddî bir hâl çaresinin ve çıkış yolunun bulunması çok müşkil olur.

Velhasıl: Filistinli kardeşlerimiz, kendi vatanlarında her gün başlarına inen zulüm bombalarıyla kahır ve azap çekerken, bitip tükenmek bilmeyen hamaset edebiyatıyla biz de burada kahroluyoruz. 

İsteriz ki, bitsin artık bu kısır döngü, kırılsın gitsin artık bu fâsid çember. İkide bir hamaset pompalamak yerine, düğümleri çözmeye yarayacak politikalar ortaya konulsun artık.

*

Son bir notumuz da HAMAS’ın mücadele metodu ile ilgili.

Her millet gibi, elbette Filistinliler de vatanlarını savunma hakkına sahiptir. İşgalcilere karşı mücadele, onların en tabii ve en meşru hakkıdır.

Yalnız şu var ki: İşgalci Siyonistlere karşı meşru mücadeleyi yaparken, mümkün olduğu kadar sivillerin mal ve canlarına zarar vermeyecek bir metodu takip etmeleri gerekiyor.

İşin bu yönünü tam olarak bilemiyoruz. Bilemediğimiz için de soruyoruz: Acaba, sivillere zarar vermeyecek bir cephe açma ve o cepheden karşılık verme imkânları yok mu? 

Mücadele sahası dar olduğu için, belki bir cephe savaşı yapamıyorlar. Mücadelenin mühim bir kısmı tüneller kullanılarak yapılıyor. Gerek tüneller olsun, gerekse metruk veya harabe binaların içinde olsun, ateşli silâhlarla yapılan mücadelede, savaşamayacak durumdaki sivillerin, kadın, yaşlı ve çocukların can ve hane güvenliklerinin mutlaka, ama mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Şayet, bu noktayı dikkate almayıp, “Madem biz ölüyoruz, varsın onlar da ölsün” gibi sadistçe bir fikir ve yaklaşım içinde iseler, açıkça ifade edelim ki, HAMAS da büyük vebâl altına girmiş olur. Zira, hiç kimse, hiç bir gerekçe ile sivillerin, masumların, çocukların ölmesini haklı ve meşru bir metot olarak gösteremez.

Okunma Sayısı: 1700
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Latif Salihoğlu

    12.7.2024 17:20:41

    TASRİH Bazı yorumcular, yazının sonunda belirtmiş olduğumuz "kadın, çocuk, masum siviller" tabirlerini işgalci İsrail ve yerleşimci Yahudileri kast ederek kullandığımızı zannederek değerlendirme yapmışlar. Tamamen yanlış ve ters taraftan bakarak yapılan yorumlara karşı bir TASRİH yapma ihtiyacını duydum. Öldürülen masum sivillerden tamamen ve kesinkes Filistinlileri kast ettim. HAMAS'ın, Filistinli sivilleri öldürtmemek, katlettirmemek için, yöntem-metod olarak da azami derecede dikkat göstermesi gerektiğini ta başından beri anlatarak geldik. Yazı dikkatle okununca, bu nokta gayet açık bir şekilde anlaşılır.

  • Said Emre Dağ

    12.7.2024 14:23:45

    İsrail devletini artık benimsedik. Hamas Tel Aviv de veya başka bir İsrail şehrinde birini öldürmüyor. Müslümanların elindeki son topraklara yerleşen Siyonist Yahudi yerleşimcilere karşı savaşıyorlar. Birisi gelse size ait olan bir araziyi sahiplense, oraya yerleşse, sizi de bir daha oranın yakınına dahi sokmasa nasıl bir tepki verirdiniz? Bir karış sınır davası yüzünden kardeş kardeşi öldürüyor. Siz Hamasa şiddetten uzak durmasını tavsiye ediyorsunuz. Ne yapsınlar, madem geldiniz yerleştiniz o halde kardeş kardeş yaşayalım mı desinler!

  • Arda Yıldız

    12.7.2024 13:32:15

    Filistin'de yaşanan soykırımın nedeni Hamas değildir. Filistinli Müslümanlar sırf o topraklarda yaşadıkları için ve sırf Müslüman oldukları için öşdürülmektedir. Hamas dan önce de aynı durum devam ediyordu. Sanki yaşanan bütün soykırım ve işgalden Müslüman tarafı suçluymuş gibi konuşmayalım lütfen. Orda şehit olan dindaşlarımıza karşı bir vefasızlık olur bu tür söylemler.

  • Zeynep Taştekin

    12.7.2024 13:17:03

    Biz aman Yahudi sivillere zarar gelmesin derken İsrail devleti koskocaman güzelim Filistin topraklarını parsel parsel ele geçirdi.

  • Semanur Tunoğlu

    12.7.2024 12:35:56

    Hamas mı yoksa İsrail mi sivilleri katlediyor?

  • Yasar Erol

    12.7.2024 11:56:41

    Bugünkü yazınızı okuyunca öyle kabardım, öyle kabardım ki... Filistin de ölenlerin sayısı İngiltere de bir araştırmaya göre 180 bin üzerinde. Hâl vaziyet böyleyken hangi argümandan esenlenerek Hamas'a tavsiye cihetine gittiniz? Teşekkür ederim.

  • S.topuz

    12.7.2024 06:26:54

    "Aynı perişan tabloyu İslâm ülkelerinde ve İslâm İşbirliği Teşkilatında da görmekteyiz. Filistin meselesinde bir türlü “işbirliği” yapmıyorlar, yapamıyorlar." "O halde, Filistin meselesi, partilerüstü tutulmalı ve hatta mümkünse miting ve benzeri organizasyonlar ortaklaşa yapılmalı. Yani, parti ayrımcılığı yapılmadan bu meselenin takipçisi olmalı. Tâ ki, Sultan II. Abdülhamid’in dediği gibi “Filistin, bütün İslâm âleminin ortak dâvâsı” haline gelsin, öyle görünsün ve bütün dünyada öyle anlaşılsın. Aksi halde, ciddî bir hâl çaresinin ve çıkış yolunun bulunması çok müşkil olur." 👏👏👏🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙😥😭😪🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Zubeyir

    12.7.2024 03:57:16

    7 Ekimde Hamas sivilleri öldürdü ve canice muamelede bulundu mu ? Sonraki safahatta esirlere yapılanlarda öyle davranışlar olmadığı yanısıdı, dolayısı ile burada bir tenakuz var. Hangisi doğru? Hangisi Haması gerçekten yansıtıyor? Latif abinin de işaret ettiği gibi, Hamas buna dikkat eden bir şekilde mi hattı hareket belirlemiştir ? Yoksa aksi bir surette mi

  • A.Yılmaz

    12.7.2024 01:45:01

    Muhterem Latif hocam. İsraildeki siviller konusunda bir bir not eklemek istiyorum. O bölgeyi yakın zamanda ziyaret ettim ve yakından gördüm. Durum şöyle: İsrail devleti Filistinli Müslümanlara ait olan arazilerin içerisinde kendilerince iyi bir konuma bir yerleşme kuruyorlar. Ev, okul, hastane vb yapıp buraya teşvik ile Yahudileri getiriyorlar. Bu bölgelerin etrafını tellerle ve yollarla çeviriyorlar. Buralara yerleştirdikleri insanlara da silah veriyorlar. İsrailli sivil dedikleri böyle insanlar. İsrailli siviller yaygarası bir Siyonist propagandasıdır. Bu konuda uyanık olmakta yarar olduğu açıktır. Kendi dindaşlarımızı sanki sivil masum insanları öldürüyorlarmış gibi yargılamak büyük haksızlık olur ve bize yakışmaz diye düşünüyorum. Teşekkür ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı