"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Av. Mustafa Özbek: Fikir ve ifade hürriyetini kullanmak suç değildir

M. Said ZEKİ
07 Kasım 2024, Perşembe 02:15
Röportaj: M.Said ZEKİ

Mustafa bey hoşgeldiniz. Yoğun koşuşturma arasında bize vakit vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum. “Hukukçu olmak zor, fakat hakkıyla yapılırsa şerefli bir meslek. Adalet için koşuşturmak kolay değil.” deniyor. Uygulamanın içinden birisi olarak, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Adalet ayrım gözetmeksizin her rengi kuşatır, kucaklar. Hukuk nezdinde herkes eşittir. Temel hak ve hürriyetlerden istifade etmek için insan olmak kâfidir.

Demokratik toplumlarda; adalet, hürriyet ve meşveret insanların duygu ve düşüncelerini ifade etmesine, kabiliyetlerinin gelişmesine fırsat verir, insanın kendisini değerli hissetmesini sağlar.

O zaman adalet sadece hukukçuların değil, bütün insanların meselesi diyebiliriz.

Elbette. Adalet, sadece Adliyelerde çalışanların, hâkim, savcı ve avukatların meselesi değil; her insanın vazifesidir. Her insanın, her Müslümanın sahip çıkması, ayakta tutması gereken insanî bir değer. Kur’ân’ın dört esasından biri.

Evet, ideal olan bu. Ancak uygulamada çok hata ve yanlışlıklar olabiliyor.

Her şeyde olduğu gibi, adalet de suistimal edilebilir. Yanlış uygulanıyor diye, adaletten vazgeçmek mümkün değildir. Bir süreliğine kullanılacak bir değer değildir. Allah “adaletli olun”  ve suistimal etmeyelim diye de “Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten ayrılmaya sevk etmesin.” diye emrediyor. 

“Adalet bir gün herkese lâzım olur” sözünü nasıl anlamalıyız.

Biraz önce söylediğimiz gibi; Adalet duygusu insanî, imanî ve herkesin muhtaç olduğu bir değerdir. “Bir gün bana lâzım olur” diye savunulmaz. İnsanî bir değer olduğu için savunulur. Herkesin sahip çıkması gerekir. “Zulüm bana değmiyorsa bin yaşasın” denilmez. 

Her Cuma günü hutbede hatırlatılıyor: “Şüphesiz ki, Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder. Hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt almanız adalete sahip çıkmanız için size böyle öğüt verir.” (Nahl Suresi: 90) diyor.

İster Allah’a inanın “inanç” deyin, ister inanmayın “karma” deyin, adaletin bir gün mutlaka yerine geleceği, kesindir ve işin sonunda, adaletsizlik yapanların geri dönülemez bir şekilde cezalarını bulduklarını tarih bize gösteriyor.

Adaletsizlik yapanlar, aslında kendi kötü sonunu hazırlamaktadır. “Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat olur!” demiş Yunus Emre. Tarih, bu gerçeğin sayısız örnekleriyle doludur.

Haklısınız, insanlık tarihinde her dönemde adalet mücadelesi verilmiş, veriliyor. 

Mücadele kıyamete kadar devam edecek. Adaletin tecellisi için mücadele edenler, bedel ödeyenler olduğu gibi; adalet tecelli edecek diye ödü kopanlar da var. 

Mustafa bey, izninizle Kâzım Güleçyüz’ün tutuklanması olayını sormak istiyorum. Siz süreci başından beri takip ediyorsunuz. Olay nasıl oldu, nasıl gelişti?

Evet maalesef hâlâ böyle hadiseler yaşanıyor Türkiye’de.

23 Ekim 2024  Çarşamba günü sabah erken bir vakitte  Kâzım Beyin eşi aradı. Evlerine çok sayıda emniyet görevlilerinin geldiğini, evde arama yaptıklarını ve Kâzım beyi gözaltına aldıklarını söyledi. Biz de İstanbul Terörle Mücadele Müdürlüğüne gittik. Ancak öğle vaktinde Kâzım Beyle görüşebildik. İfadesi alındı ve aynı gün Adliyeye sevk edileceğini öğrendik.

Oysa “ifade hürriyeti; insanların görüş, kanaat, düşünce ve taleplerini başlarına kötü bir şey gelmesi korkusu taşımadan serbestçe ifade edebilmeleridir” diye tarif ediliyor, değil mi? 

Evet; kaldı ki hukukta sanığın ölmesiyle dava düşer. Olay artık ‘Mahkeme-i Kübra’ya havale edilmiştir. Olayın insanî boyutu devreye girer. 

Bildiğimiz kadarıyla tutuklama bir cezalandırma aracı değil, sadece şartları oluştuğunda alınan bir tedbir. Tutuklama kararının gerekçesi ne gösterildi?

”Kaçma şüphesi”. Trajik ama gerçek. Biz de 24 saat geçmeden tutuklamaya itiraz ettik.

Nasıl bir karar verildi?

Şu ana kadar (röportajın yapıldığı zaman) henüz itirazımız konusunda bir karar tarafımıza bildirilmiş değil. 

Bu arada sosyal medyada gözaltı ile servis edilen görüntüler, Kâzım beyin gözaltına alınış görüntüleri değildir, arşiv görüntüleridir. Kamuoyuna kasıtlı bir şekilde servis edildiğini düşünüyoruz.

Demokratik bir hukuk devletinde bir mesaj sebebiyle tutuklama mümkün mü sizce?

Her insanın ifade hürriyeti vardır. Bu husus şimdilerde çokça tartışılan Anayasamızda ve Uluslararası Sözleşmelerde açıkça vurgulanmıştır.

Anayasa’nın 26. Maddesi’ne göre:

“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 18. Maddesi’nde, “Herkesin düşünce, vicdan ve din hürriyeti hakkı” düzenlenirken; Madde 19’da ise “Herkes, kimsenin müdahalesi olmaksızın istediği düşünceye sahip olma hakkına sahiptir” denilerek “hiç kimsenin kanaatleri için rahatsız edilemeyeceği” vurgulanmıştır.

Hak ve hürriyetlere konjonktürel olarak yaklaşım mümkün mü? Yani şartlara göre “bazı zaman kullanabilir, bazı zaman askıya alabiliriz” denebilir mi?

Hak ve hürriyetler iç içe geçmiş halde yaşarlar. Bir hakkı tanırsanız diğer haklar da yavaş yavaş belirir. Bir hakkı ihlal ederseniz, diğer haklar da yavaş yavaş geriler. Bu fertlerin kendi hak ve hürriyetlerine sahip çıkma şuuru ile yakından ilgilidir.

İfade hürriyeti, aynı zamanda bir kavşak niteliğindedir. Bir ülkede yeterli seviyede ifade hürriyeti varsa, orada diğer hak ve özgürlüklerin de -basın, din ve vicdan, toplantı ve gösteri, siyasî haklar vs- mevcut bulunduğuna bir işarettir.

Gazetecilerin, aydınların, düşünürlerin fikirleri, ifadeleri, haber ve yazıları için gözaltına alınmaları, hapsedilmeleri ülkemizde neredeyse “vaka-i adiye”den sayılıyor sanki.

Hak ve hürriyetleri düzenleyen hukukî belgelerdeki hükümler çok naif gözükse de; olması gereken bu hürriyetlere sahip çıkılması, korkusuzca kullanılmasıdır.

Çünkü fikirler, iktidarın siyasî söylemiyle, zorla, mahkemeyle, hapisle susturulamaz, etkisizleştirilemez. Fikirlere karşı baskı ve şiddetle mücadele imkânsızdır. Tarih buna şahittir.

Bir fikir doğru veya yanlış olabilir. Her doğru bir yanlışı, her yanlış bir doğruyu barındırabilir. Fikre karşı ancak fikirle mücadele edilir, edilmelidir.

“Sadece hoşumuza giden fikirler için değil, hoşumuza gitmeyen, sarsıcı, şok edici, rahatsız edici olsa bile fikir hürriyeti kapsamında değelendirilmesi” yönünde çok sayıda AİHM kararları var. 

Mustafa bey izninizle biraz özel bir soru sormak istiyorum. Bazıları “Böyle hassas bir ortamda, temsil konumunda olan birisi böyle bir mesaj yazmasa iyi olurdu” diyor. Ne dersiniz?

Duruma hissî ya da konjonktürel bakış açısından ziyade, hukukî bir bakış açısından bakarak değerlendirmekte fayda var.

Konuyu hukukçu dostlarla da müzakere ettik. Bir şeyin doğruluğu veya yanlışlığı ayrıdır, onun hukukî olarak sorumluluk gerektirip gerektirmediği ayrıdır. Güleçyüz’ün başsağlığı dilemesini yanlış görmek; bu yanlışlık başka bir yanlışlığı, hukukî olarak yanlış bir değerlendirmeyi gerektirmez. Kaldı ki tüm mesajı dikkate aldığınızda ve bağlamından koparmadığınızda, söz konusu mesajın anlamının çok daha farklı olduğu görülecektir.

Hukuk, delile bakar, duygusallığa, hamasete ve siyasî tercihlere göre karar veremez. Güncelin etkisinde kalan bir hukuk anlayışı, hukukî değil, siyasîdir. Güncel siyaset farklı olsa da, hukuk ilkesel olmayı gerektirir.

Şu aşamada yapılması gereken nedir sizce?

Süreci takip ediyoruz. Adalet er geç tecelli edecek. Yapılması gereken hak ve hürriyetlere sahip çıkmak. Hukuksuzluklara karşı hukukun içinde kalarak müspet hareketle mücadele etmek. Kavlî ve fiilî duâya devam etmek.

İnanıyoruz ki; siyaset ve dış tesirler yargıya müdahale etmezse, kendi hâline, tabiî işleyişine bırakılırsa yargı kendini çabuk toparlar.

Mustafa bey yoğun mesainiz içinde bize vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ediyorum.

Okunma Sayısı: 4022
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said

    8.11.2024 16:22:47

    Sorduğum soruya avukatımızın yahut Gülen muhibbanı avukatların cevap vermesini istiyorum. Yazarımız bu soruyu kendilerine iletirse memnun olurum.

  • hasan

    8.11.2024 16:04:39

    Gülene baş sağlığı dilemek; Adaleti, Hürriyeti, meşrutiyeti, demokrasiyi, kul hakkını savunmak mıdır Necati Bey? Başka masumları düşündüğünüz kadar kendi cemaatimizdeki masumları da düşünün. Masum cemaatimizi tek birisi yüzünden fetö ittihamı atında kalmak zorunda mı?

  • Doğukan Pamir

    8.11.2024 15:53:13

    55 yıldır hem gülen camiasını hem de siyasal İslam hizbini çooook yakından bilen biriyim. Her iki gruptan da hem şahsi hem de Risale-i Nur hizmeti açısından öyle saldırılar, öyle hakir görmeler, öyle mobingler, öyle tuzaklar gördük ki anlatmakla bitmez... Allah her iki grubu da ıslah etsin... Zaten her iki grubu da gördük alenen Allah'ın ayetlerini dünyalık karşılığında az bir paha bedelle satmaktan zerre kadar sakınmadılar..... Allah'a havale ettik, ediyoruz, edeceğiz... Allah'ın da bir planı bir hesabı vardır, vakti zamanı geldiğinde kaza etti ediyor, edecek....

  • Ömer

    8.11.2024 15:29:00

    Mustafa bey izninizle biraz özel bir soru sormak istiyorum. Bazıları “Böyle hassas bir ortamda, temsil konumunda olan birisi böyle bir mesaj yazmasa iyi olurdu” diyor. Ne dersiniz? Duruma hissî ya da konjonktürel bakış açısından ziyade, hukukî bir bakış açısından bakarak değerlendirmekte fayda var. Konuyu hukukçu dostlarla da müzakere ettik. Bir şeyin doğruluğu veya yanlışlığı ayrıdır, onun hukukî olarak sorumluluk gerektirip gerektirmediği ayrıdır. Güleçyüz’ün başsağlığı dilemesini yanlış görmek; bu yanlışlık başka bir yanlışlığı, hukukî olarak yanlış bir değerlendirmeyi gerektirmez. Kaldı ki tüm mesajı dikkate aldığınızda ve bağlamından koparmadığınızda, söz konusu mesajın anlamının çok daha farklı olduğu görülecektir. Hukuk, delile bakar, duygusallığa, hamasete ve siyasî tercihlere göre karar veremez. Güncelin etkisinde kalan bir hukuk anlayışı, hukukî değil, siyasîdir. Güncel siyaset farklı olsa da, hukuk ilkesel olmayı gerektirir. Beşerin zulmünü görmüşki kader adalet etmiş🤔

  • Said

    8.11.2024 14:08:59

    Necati bey mesele sadece tweet mi? Kazım Bey yaptığı yanlışlarla bardağı çoktan doldurmuştu bu tweetle de taşırmış oldu. Beşer zulmeder kader adalet eder.

  • İsmail Atak Cebecili

    8.11.2024 13:32:47

    Bazı zevat, neden ve nasılsa, sanki kin küpü gibi olmuşlar. Hıncını alamayanlar var. Kendi düşüncelerinin üste çıkması için anlaşılmaz bir ısrar yaşanıyor. Bu durum, üzüntü vericidir. Arkadaşlar daha sakin, daha teenni ile düşünmeli, hareket etmeli ve konuşmalıdır.

  • Necati

    8.11.2024 02:09:21

    İçimizdeki zafiyeti gören, bir kısım gafillerin kardeşlerine sahip çıkmadığı fark eden, yıllardan beri Yeni Asya'yı hukuksuz uygulamalar ile haklarını gasp eden, kapatmak isteyen malum zihniyet bir twitti bahane ederek haksız hukuksuz bir uygulama yapıyor, bazı ahmaklar da bilerek yada bilmeyerek zindikaya yardım ediyor. Yazıklar olsun

  • Necati

    8.11.2024 02:00:44

    Unutmayın Adaleti, Hürriyeti, meşrutiyeti, demokrasiyi, kul hakkını savunmak Kur'an hakikatlerini savunmaktır. Yani iman hizmetidir. Bazıları bu gerçekleri iman Kur'an hizmeti olarak görmüyor, göremiyorsa Nurlara dönsün bir daha baksın.

  • Necati

    8.11.2024 01:58:58

    Bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamarın asıl sebebini aşağıdaki bazı yorumları okuyunca anladım. Bizi bizden çok daha iyi bilen zındıka müslümanlar arasına, hatta aynı cemaat mensupları arasına ihtilaf sokup, bu tuzaklara düşen bazı ahmaklar ile bu ihtilafı körükleyerek tesanüdümüzü bozmaya çalışıyorlar. Zındıka kuvvetinin ve fesat şebekelerinin tuzak ve oyunları en iyi bilen ve bilmesi gerekenlerden bazıları bu tuzaklara düşerse çok şiddetli şefkat tokatları, brlkide Allah korusun Zencir sokakları yiyeceklerini düşünsünler titresinler.

  • A. AYDIN

    8.11.2024 01:07:22

    Mesele gerçekten taziye tweeti miymiş? "Klavye kahramanları" kimi dövmüş?

  • Enes

    7.11.2024 22:27:41

    Bu durumda ne yapacağımızı üstadımızın hayatına bakarak anlayabiliriz. Şeyh Said, İskilipli Atıf Efendi, Esat Erbili, Mehmet Akif vb. yapılanlar karşısında ne yapmıştır? Kaldı ki gülen bu isimlerin yanına yaklaşamaz. Üstadımız iman hizmetini bırakıp hakkı yenenler için eylem mi yapmıştır? Taziye mi vermiştir?

  • Semanur Tunoğlu

    7.11.2024 22:21:14

    Sayın Hüseyin bey, bende size sorayım o zaman, siz çalınan sorularla devleti ele geçirmeye çalışan, darbe ile yönetimi devralmaya niyet eden, milyar dolarlar biriktiren bir yapının bütün suçlarına ortak mısınız? İkincisi ben gülene karşıyım diye hükumete de taraf olduğumu mu söyledim. Meselenin israil ile alakası nerden çıktı? Ben hükumeti de güleni de desteklediğimi hatırlamıyorum.

  • Şerife Tez

    7.11.2024 19:46:04

    Allah ebeden razi olsun, dualarımız samimi ve içtenlikle devam ediyor. Aslan gibi abimiz her hali ile hizmet ediyor, Üstadım gibi , hapse de girse , hizmete devam . Adalet ise biz yorumculara iyiki birakilmadi yazik ki pirincin içindeki beyaz taşlar vazifesini yaparak , hesaplarini ilahi adalet önüne taşıyor. Göreviniz kutsal ve Rabbim yardımcınız olsun.amin amin amin..

  • Sadettin ÖNAL

    7.11.2024 19:20:47

    Güçlü mü haklı yoksa haklı mı güçlü: Amma hikmet-i felsefe ise, hayat-ı içtimaiyede nokta-i istinadı “kuvvet” kabul eder.… Amma hikmet-i Kur’âniye ise, nokta-i istinadı, kuvvete bedel “hakkı” kabul eder… Mesele tarafı bilmek, seçmek, uygulamak.

  • A. Yılmaz

    7.11.2024 18:44:57

    Mehmet Kutlular hapse girdiği vakit bir yeni Asya mensubu olarak gururla iftiharla her yerde savundum. Ancak Kazım beyin bu yaptığı acemiliği kabul edemiyorum. Yukarda atılan bir X paylaşımı aşağıda talebe hizmetine kadar menfi tesirleri oluyor. Mazlumları savunmak ile gülen muhibbanlarını savunmak aynı şey değil. Gülencilerin milyar dolarları var, kendilerini savunsunlar. Mazlumları biz zaten her zaman savunmaya devam edeceğiz. Geçmiş olsun diyorum. Umarım bir daha böyle şeylerle cemaatimizin adı gündeme gelmez.

  • Said

    7.11.2024 18:41:42

    Ali Beye katılıyorum👏🏼

  • ali

    7.11.2024 18:31:51

    bu durumun iki veci var. 1) hukuk vechi: tutuklama hukuksuzdur, herkes düdüşncesini ifade edebilir. 2) yeniasya gazetesi ve cemaati vechi: bu düşünce yeniasya gazetesini ve cemaatinin genel görüşünü yansıtmıyor. cemaatin genel oluşum gerekçelerini yansıtmıyor. kazım gülecyüzün böyle düşünceleri varsa gazeteden ayrılıp istediği gibi neşredenbilir ama yeniasya gyy ken yazması gazete ve yeniasya cemati adına kabul edilemez.

  • Said

    7.11.2024 17:21:28

    Değerli yazarımız güzel röportaj yapmış lâkin bir soru sormayı unutmuş diye düşünüyorum. Buradan ben sormak istiyorum "Sayın avukatımız, sizinle birlikte yahut daha sonra Gülen muhibbanı olan yani onlardan yetişmiş avukat ve hukukçular Kazım Beyi ziyaret etti mi? Mahkeme duruşmalarında Kazım Beyi müdafaa edecekler mi? Onların sizden daha fazla avukatlık yapması, Kazım Beyi müdafaa etmesi lazım zira Kazım Beyin tutuklulanma sebebi Güleni rahmetle anması ve mağdurlarını (kendilerinden daha fazla) savunması. Bu yüzden Gülenci avukatlar ne yapacak merak ediyorum" Ben şahsen bu sorunun cevabını çok merak ediyorum. Saygılarımla..

  • hasan

    7.11.2024 16:14:12

    İman hizmetinden ziyade bu konularla uğraşıyor ve bu konuları konuşmak zorunda kalıyor olmak bile bize mesuliyet olarak yeter. Bizler Risale-i Nur hizmeti ile mi uğraşacağız, yoksa hiç yok yere gereksiz bir şekilde yaşanan daha doğrusu yaşatılan bu mesele ile mi uğraşacağız? Bizim varlık sebebimiz bu mudur?

  • Abdullah tunç

    7.11.2024 15:15:46

    Bir twit için insanlar tutuk lanamaz.Küfür, hakaret, şiddet,bölücülük içerme mek şartıyla kimse fikir ve düşüncesinden dolayı suç lanıp tıtuklanamaz.Ancak " Siyasi irade, Güvenlik brokrasi, başta Milli Güvenlik kurulu olmak üzere, bütün istihbarat teş kilatı,yerel mahkemeler den, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi F.Güleni bir silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekten mahkum etmiş ve bu ka rarlar iç hukuk yönünden Kesinleşmiştir." İşte bu ka rarlardan dolayı, bu adam için taziye mesajını, Genel Yayın Yönetmeni sıfatıyla yayınlamak tutukluluk se bebi olmuş.Buna Kâzım beyin hem kendisi ve hem de başında bulunduğu ga zetesi ve Yeni Asya Nur cemaati için kesinlikle hakkı yoktur.Cemaati böy le bir tehlikeye atamaz.

  • Abdurrahman

    7.11.2024 14:48:47

    Gazetecilik suç değildir...Hakikatların geçde olsa ortaya çıkması ve anlaşılması gibi bir özelliği vardır...Yargısız infaz yapanı mesuliyet altına alır...Hukuk uzmanlarının görüşü önemlidir...Bu vesile ile Hukukçu Mustafa Özbek Bey ve arkadaşlarının görüşlerine iştirak ediyorum...Tutuklu yargılanmanın bir an önce beraetle neticelenmesini diliyorum...

  • Ömer

    7.11.2024 14:45:29

    Biz 12 eylülde kominist olduk,28 şubatçı olduk, ergenokoncu, balyozcu, kriptocu,fetocu,pkklı,haydarbaşçı, erbakancı,chpli, neden? Hak hukuk adalet herkese lazım dedikleri için. Bugün bunları diyenler,Yarında onları savunacak haksız uygulamalar ile karşılaştıklarında, o zaman da yanlarında Yeni Asya camiası ve Ceridesi olacak2.

  • Ömer

    7.11.2024 14:45:02

    KÂZIM GÜLEÇYÜZ’ÜN YENİ ASYA DURUŞUNA YAKIŞIR BİR “GÜLEN TAZİYESİ” ÜZERİNE FIRTINA KOPARANLARA.. GYY’mizin Yeni Asyayla özdeşleşen yazı ve mesajları hak, hukuk ve adaletin te’sisi ve “Velâ teziru vaziretun vizra uhra” düstûr-u Kur’anînin ihyâsı adına olmuştur. Hem de bidâyetten beri Gülen'in Risale-i Nur meslek ve meşrebiyle ilgili duruşunu-keza sadeleştirmeyi- yazılarında, “Cemaatler”, “İktidar ve Cemaat”, “Öncesi ve Sonrasıyla 15-20 Temmuz” kitaplarında, konuşmalarında ve Gülen medyası dahil farklı yayın mecralarında tenkit eden GYY'mizin, Gülen'in vefatı üzerine attığı taziye tweet'ini tezvirat konusu yapanlarda zerre iyi niyet olmadığı aşikârdır. 1.

  • Hüseyin İlhan

    7.11.2024 14:44:13

    Semanur hanım maalesef iktidarın ve zalimlerin yaptıklarına sizde ortaksınız bu sözlerinizle: 1-2013-14 Yıllarında henüz daha KHK denen zalimin giyotini doğramaya başlamadığı halde ne acı ki hep beraber risalei nur sohbeti yaptığımız kardeşlerimiz dediklerimiz de bana,benim gibi kardeşelrine bu iftira,bu hakareti yaptılar. 2-Siz milletin katline seyirci olana,müslümanı katledenelre hala mal sevkedene yaptıkları doğru diyorsanız vallahi-billahi hak,hukuk ve adalet ile ilgili yüce rabbimizin emrini,efendimiz SAV'min hadis ve haaytını 'bilmiyor ve idrak edemiyorsunuz,demektiir. Kazım beyi bu tiwitinden dolayı suçlu addedenlerin akıl ve ruh sağlığının asla olmadığı kanatindeyiiim.

  • Semanur Tunoğlu

    7.11.2024 13:36:33

    Gülene rahmet de dilemesin bir zahmet. Fetullahçıları korumak, avukatlığını yapmak bize mi düştü. Kaçmasalarmış. Davası hak olan bir cemaat lideri Amerika ya kaçar mı? O adama cemaat lideri denmez yabancı servislerle iş tutan politik bir şahsiyet denir.

  • Arda Yıldız

    7.11.2024 13:33:47

    Kazım abinin bir tivit için tutuklanması adaletsizliktir. Ve serbest kalması için gayret göstermek gerekir. Ancak Kazım abinin attığı tivit cemaatin görüşü de değildir. Biz öyle düşünmüyoruz. Kazım abi kafasına esen şekilde tivit atacaksa bir cemaati temsil eden gazetede baş yazarlık yapmayı bırakmalıdır. Ya da cemaatimizin hassasiyetlerine göre temsil etmelidir. Umarım derhal serbest bırakılır.

  • Hüsniye

    7.11.2024 12:54:16

    Hak ve adalet birilerin tasallutu altında olsa bile bir gün mutlaka yolunu bulacaktır.

  • Said

    7.11.2024 12:30:10

    Kazım Bey o tweeti atmayacaktı. Bize dost olmayan, Risale-i Nuru sadeleştirip ihanet eden, sorular çalarak onca kişinin mağdur olmasına sebep olan, milyonlarca insanın cemaatlerden soğumasına neden olan, 15 temmuz darbe girişiminde parmağı olan, zamanında Yeni Asya gazetemizi hor görüp küçümseyen, abone sayımızla dalga geçen, cemaatimize yüzde 1lik gözüyle bakan ve Kutlular ağabeyimiz vefat ettiği zaman taziye mesajı yayımlamayan malum örgütün başına rahmet dinlenmez. Bu adamlar hâlâ pişman olmuş değilken tövbe ve nedamet etmiş değilken bunların başına rahmet dilemek bize mi kaldı? Ellerine eski güç geçtiklerinde zannediyor musunuz ki bize dost olacak ve minnet duyacaklar? Asla minnet duymaz vefalı olmazlar. Bu sebeple Kazım Beyin tweet atıp, Yeni Asya camiasını zan altında bırakması çok büyük bir yanlış ve vebal altına girmektir. Yeni Asya camiasına Fetöcü gözüyle bakılıyorsa sebebi Kazım Beydir. Attığı tweetin Hukukî olarak suç olmaması yaptığının savunulması anlamına da gelmez!

  • Hamide

    7.11.2024 09:33:08

    Allah razı olsun

  • Hüseyin İlhan

    7.11.2024 07:30:14

    Hayatımızda nice acı,ızdıraplar yaşatsalarda müslüman olan birine mevtinde rahmet dilemek bir insaniyetin gereği olarak telakki edilmelidir. Yarım asra yakın zamandır bazen günde onlarca ailenin yüreğine kor düşüren,ana rahmindeki cenin dahil,yaşlı piri fanileri,masumları katleden cani,katil ve terörist başına 'umut hakkı,diyerek af,TBMM gibi milletin mabeyninde söz hakkı vermeyi teklif edecek kadar hak,hukuk,adalet ve iz'an,vicdan ile insanlıktan nasipsiz,28 Şubat zalimi,müslüman düşmanı,İsrailiyat artıklarının sözleri,zalimlikleri neden suç olarak düşünülmez ve yüce divana sevkedilmez. Demek ki kurt içimize girmiş,kuzu postunda dini hayatı,milli birlik ve beraberliği ha bire yıkmak için verilen görevi yerine getiren,hıyanetliklerini hes salise gösterenlere karşı teyakkuz olmak gerekir.

  • Ahmet YILDIRIM

    7.11.2024 07:28:37

    Teşekkürler Mustafa bey. Yeni Asya GAZETEM geçmişinde kim haksızlığa uğramış ise kim olduğuna bakmadan savunmuştur. Refah partisi nin, AKP nin kapatılması için açılan davalar karşısında durmuş ve partileri vatandaş kurmuş vatandaş kapatır diye karşı çıkmıştır. Bugün Kâzım GÜLEÇYÜZ'E sahip çıkmayanlar yarın kendi başlarına bir iş geldiği zaman onlara da sahip çıkılmayacağını bilmesi lazım. Bana bir şey olmaz demeye gelmez. Diyenler şöyle tarihe bir baksınlar. Çalma elin kapısını. Çalarlar kapını.

  • Ömer

    7.11.2024 07:17:13

    Zalimler için yaşasın cehennem.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı