Seçim kampanyalarının son günlerinde Ayasofya, bir vatandaşın bir miting sırasında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’a “Ayasofya ne zaman ibadete açılacak” diye seslenmesi ile gündeme gelmişti.
Vatandaşın bu sözlerine sert ifadelerle cevap veren Erdoğan, “Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. (...) Mesele o değil. Bu işin siyasî boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh. Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz” demişti.
Bu açıklamanın ardından ikinci bir açıklamasında ise, “Getirisi, götürüsü nedir, bunu da burada açıklamam doğru değil. Götürüsü var. Bizim için faturası çok daha ağır. Unutmayalım, dünyanın çok çeşit ülkelerinde bizim binlerce camimiz var. Acaba bunu söyleyenler, ‘bu camilerin başına ne gelir, bunu düşünüyor mu? Bunları düşünmeden söylüyorlar” diye konuşmuştu.
Üçüncü açıklama ise bundan daha yumuşak bir ifade oldu. Ayasofya’nın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ücretsiz olup olmayacağına ilişkin soruyu Erdoğan, “O, anormal bir teklif değil. Olabilir. Olmayacak bir şey değil, rahatlıkla olabilir. Hatta bunun üzerinde öyle dururuz ki bunun (adını) müze değil, artık Ayasofya Camiî olarak koyarız” diye yeni bir açıklaması oldu.
Son açıklamasında ise “müze statüsünden çıkartılıp, camiî statüsüne geçirmek için” seçim sonrasını işaret etti… Bakalım seçimden sonra yine unutulur, ileride gündeme getirmek için buzdolabına mı atılır, yoksa hemen “camii statüsü” verilir mi? Bunu da bekleyip göreceğiz.
***
İBRETLİK DURUŞ!
Bu tartışmalar yaşanırken, “Ayasofya’nın açılması için yazılar yazan “demokratik eylem”le hep gündemde tutanların ilk açıklamadan sonra bir yorum yapmaması, üçüncü açıklamadan sonra “Müjde! Allah’a şükürler olsun, Ayasofya ibadete açılıyor!” diye açıklama yapmaları samimiyetlerini sorgulattı.
***
AYASOFYA’NIN STATÜSÜ ZATEN CAMİ
Aslında devletin resmî kayıtlarında zaten Ayasofya bir “müze” değil, cami…
Tapu kayıtlarına göre Ayasofya halen cami. Yine, Diyanet İşleri Başkanlığı kayıtlarına göre de Ayasofya zaten Cami.
Ayasofya’nın ibadete açılması için Meclis’e önerge veren Türk Tarih Kurumu eski Başkanı, eski milletvekili Yusuf Halaçoğlu da bunu tasdik ediyor. “Ayasofya zaten bir cami, ancak ibadet yapılmıyor.”
Hep söylediğimiz gibi Ayasofya meselesi siyasetin konusu olmaktan çıkarılmalıdır. Ayasofya Camii cemaatini, minareleri ezan sesini bekliyor…
****
AYASOFYA, FATİH’İN ŞAHSÎ MÜLKÜ
24 Mart’ta “Ayasofya üzerinden yanlış tartışma” başlıklı yazımızda geçen “İstanbul fethedildikten sonra kılıç hakkı olarak Ayasofya camiye çevrilmiş” ifadesine tavzih geldi: “Ayasofya, İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet’in şahsî mülküdür. Fatih Sultan Mehmed hukuka riayet etmiş, imparatorların şahsî malı olan bu mülkü kendi şahsî serveti ile satın alarak vakfiye kurmuştur. Fatih Sultan Mehmed 55 bin düka altını verip satın almıştır. 29 Mayıs 1453 Salı günü fethedilen İstanbul’daki Ayasofya’da üç gün sonra Cuma namazı kılınmıştır. Hutbeyi Fatih Sultan Mehmed okumuştur. Müslümanlar için Ayasofya’nın önemi de burada başlamıştır...”
Eskişehir’den bir okuyucumuzun ikazı ile bu durumu düzeltiyoruz.