"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasinin virüsü darbedir!

Mehmet KARA
29 Mart 2020, Pazar 00:02
Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’de okullara verilen aranın ardından başlayan uzaktan eğitim sisteminde ilk derste ortaokul öğrencilerine eski başbakanlardan merhum Adnan Menderes’in idam sahnesi “detaylı şekilde çizgilerle” anlatıldı. Bu da elbette çok yanlış olmuştur.

Bunun hata olduğunu Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da kabul etti. Gözden kaçan bir hata olduğunu ve onaylamadığını söylerken, inceleme başlattıklarını bildirdi...

Öncelikle ortaokul çağındaki çocuklara bu demokrasi ayıbının bu şekilde anlatılmasının psikolojileri açısından fevkalâde yanlış olduğunu söyleyelim. Bununla birlikte kültürümüze, inancımıza, örfümüze, çocuklarımızın yaşına ve pedagojik anlayışa uymayan diziler, filmlerde de aynı hassasiyet gösterilmelidir.

Menderes ve iki bakanın darbeciler tarafından yargılanıp idam edilmesi elbette anlatılmalı. Ama asla bu şekilde değil, hele de 12-13 yaşındaki çocuklara…

Demokrasilerde seçilmiş insanların askerler tarafından darbe ile devrilmesinin yanlış olduğu, demokrasilerde bunun olamayacağı, hele hele bu insanların idam edilmesinin yanlışlığı o yaştaki çocukların psikolojilerine uygun şekilde anlatılmalı… Koronavirüsün de gündemde olduğu bu dönemde çocuklara demokrasinin virüsünün darbeler olduğu söylenebilir mesela.

Darbecilerin mahkemesinin adil ve hukukî olmadığı anlatılsın, çocuklar darbelerin kötülüğünü öğrensin. Çocuklar her şeyi öğrensin ama usulüne uygun öğrensin. Bu üzücü hadisenin bu kadar detaylarla anlatılması yanlış olmuştur. 

Şimdi, “Bu çocuklara okullarda da böyle şeyler anlatılıyor mu?” sorusu insanların aklına geliyor.

Bunun için okullarda öğrencilere uygulanan müfredatın baştan sona tekrar gözden geçirilmesi zarureti bir kez daha ortaya çıkıyor. 

***

GAZETELERİN HÂL-İ PÜRMELÂLİ!

Dünya koronavirüsle uğraşırken medya camiasında yaşanan hadiseleri ibret olsun diye paylaşalım: “Gazetecilik şehvetine kapılıp hata yapmamak için yazılarımı yazmadan önce Saray’dan izin alıyorum.” (Serdar Turgut-Habertürk)

Turgut’un ifadesi aslında bilinen ama kimsenin yazmadığı bir gerçekti. Bu, demokrasilerde dördüncü kuvvet olan ya da olması gereken medyanın geldiği noktayı özetleyen en çarpıcı örneklerinden birisi oldu.

Bugünlerde, diğer bir örnek de şu oldu: Televizyondaki tartışmaların baş konuklarından bir partinin genel başkanı ve hükümetin ortağı olduğu söylenen kişi, geçtiğimiz günlerde, televizyonda tartıştığı gazeteci için “Böyle provokatörlerin televizyonlara çıkarılmaması lâzım” demişti. O gazeteci görevinden alındı ya da atıldı!

Bir televizyonda alt yazı: “Bahçeli: Coronavirüs musibetini duanın gücüyle yeneceğiz.” Bahçeli’nin kullandığı cümle aslında şu: “Korona musibetini aklın, bilimin ve duanın gücüyle yeneceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.” MHP’liler de cümlenin kesilmesinden ve habere Sayın Bahçeli’nin hasta iken çekilen resminin konulmasından şikâyetçi oldu…

İşte medyanın hali pürmelali bu! 

Artık bu durumu düzeltmek için medyaya görev düşüyor. Eski saygınlığını kazanmak için yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilmelidir…

***

SİYASETİN HÂL-İ PÜRMELÂLİ!

Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün bir haberi bazı gazetelerde ve internet sitesinde “Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki AKP grubunda istifa!” başlığı ile verildi. Habere göre, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki AKP grubunun aldığı kararlar AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin isteğiyle bozulunca AKP grubundan istifa geldiği yazıyordu.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AKP grubunun “evet” dediği kararlar, AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin isteğiyle “hayır”a dönüştüğü, bu durumun, AKP içinde büyük rahatsızlık oluşturduğu belirtilirken, Grup Başkanvekili Mümin Altunışık’ın, kendilerine Genel Merkez’den sürekli müdahale edilmesine tepki için görevinden istifa ettiği, Altunışık’ın da bu müdahalelere tepki olarak istifa etmesine, birçok üyeden de destek geldiği de yazılıyordu.

Haberin konusu olan taraflardan şu ana kadar bir açıklama gelmedi, istifalar geri alındı mı alınmadı mı onu da bilmiyorum ama burada şunu söylemek doğru olur.

Kural şudur: Parti grupları ortak karar alıp, istişare edip, bu karara karşı takınacakları tavrı belirleyebilir. İstişare kararına uymak gerekir. Eğer bu kararın doğru olduğuna inanmıyorsa da karara katılmayarak aksi yönde oy kullanabilir. Ortak karar alanlar bu kişinin istifa etmesini isteyebilirler. Ya da bu kişi kendi tercihi istifa eder ama baskı yapılması demokrasilerde olmayan bir şeydir.

Yani, baskı ile demokrasi bir arada olmaz. Buna demokrasi denilemez. Yaşanılan bu örnekteki uygulamaya ne demek lazım, kestiremedik. Yoksa “vesayet rejimi” denilen bu mu?

***

GÜLELİM Mİ, AĞLAYALIM MI?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüsü hastalığı ülkemizde çıktığından beri söyledikleri ve söyleyecekleri merakla beklenen kişi oldu. Gece yarısından önce sosyal medya hesabından paylaştığı bilgiler endişe ile beklenir oldu.

Sayın Koca bazen de basın toplantısı ile gelişmeleri ve alınması gereken tedbirleri anlatıyor. Sonrasında da gazetecilerin sorularını cevaplandırıyor. Geçtiğimiz hafta sosyal medyada sıkça konuşulan bir konuyu muhabirin gündeme getirmesi epey alay konusu oldu. Bizce ibretlik bir soruydu. Muhabir, “Çin’den getirilen korona teşhis kitlerinin parasını Atatürk ödedi deniyor “ sorusuna bakan Koca, “ Hayır aldığımız her ürünün parasını biz ödedik” diye cevap verdi.

Bu ibretlik duruma gülelim mi, ağlayalım mı biz karar veremedik!

Okunma Sayısı: 2202
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı