17 Eylül tarihi, 27 Mayıs 1960 kanlı darbesinden sonra kurulan uyduruk mahkemenin kararı neticesi idam edilen “İslâm Kahramanı” merhum Adnan Menderes’in idam edilmesinin yıldönümü.
1950-60 yılları arasında başbakanlık yapan ‘İslâm kahramanı’ Adnan Menderes, 27 Mayıs 1960 darbecilerinin uydurma bir mahkeme kararıyla 17 Eylül 1961’de idam edilmişti. 1961 senesinin 16 ve 17 Eylül günleri, demokrasi tarihimiz için kara bir lekedir.
Yassıada Mahkemeleri tam bir hukuk faciasıdır, hukuk katledilmiştir. Türkiye, dünyada itibar kaybetmiş, Türkiye’de demokrasinin, demokratikleşmenin önünü tıkamış, bütün alanlarda ülkeyi onlarca yıl geri götürmüştür.
27 Mayıs darbesini yapanlar “Türk ordusu bir kere daha tarihî bir vazife karşısında bulunuyor. Bu vazife; dâhilde memleketi buhran ve felâkete sürüklemek isteyen hırslı politikacıların elinden kurtarmaktır…” diyerek, iktidarının ilk icraatı olarak ezanı aslına çeviren, din dersini okullarda okutmaya başlayan, demokrasinin kurallarını oturtan, Türkiye’yi barajlara, yollara kavuşturup, kalkınma hamlesi başlatan Demokrat Parti iktidarına karşı askerî bir ihtilâl yapmıştı.
1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti iktidarının “ülkeyi kardeş kavgasına götürdüğü” iddiasıyla ordu içerisinde bir grup subay 27 Mayıs 1960 sabahı ülke yönetimine el koymuştu.
***
DEMOKRASİ İÇİN KARA LEKE
37 subaydan oluşan Millî Birlik Komitesi bu harekât ile anayasa ve TBMM’yi feshetmiş, siyasî faaliyetleri askıya almış, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere birçok Demokrat Partiliyi tutuklatmıştı. Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun dahi tutuklananlar arasındaydı. Genelkurmay başkanlığını yürüttüğü sırada askerlerin siyasete karışmasına ve askerî cuntalara karşı çıkması ile tanınan Erdelhun, Yassıada Mahkemesi’nde yargılanıp idama mahkûm edilmiş, bu hüküm daha sonra ömür boyu hapse çevrilmişti. Erdulhan daha sonra Cemal Gürsel tarafından serbest bırakılmıştı.
Yassıada Mahkemeleri’nde 14 DP’li idama mahkûm edilmiş, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan idam edilirken, diğer ölüm cezaları müebbet hapse çevrilmişti.
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan 16 Eylül 1961, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961 günü idam edilmişlerdi. Bu yüzden 1960 ihtilâli yıllar sonra bile “kanlı darbe” olarak hatırlanmaktadır.
Darbeciler Menderes’in ailesinden, cellât parası, kefen parası, ip parası, yemeğin parası olarak 150 lirayı kuruşu kuruşuna tahsil edilmişti. Hem asıp hem de asıldığı ipin parasını alması ancak darbecilere yakışan bir davranış olmuştu.
27 Mayıs darbesinin 20 sene boyunca bayram olarak kutlaması demokrasi tarihimiz için utanç vesilesi olmuştu. Menderes, Zorlu ve Polatkan, Türk demokrasi tarihi için utanç verici bir kararla idam edilmesini “bayram” olarak ilân edenler bugün “hayırlı yâd edilmezken, milletin maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılayan Menderes ve arkadaşlarını unutmaması milletin demokrasiye verdiği önemi gösteriyor.
***
İLK İCRAATI EZANI ASLINA DÖNDÜRMEKTİ
Milletin verdiği yetkiyi hazmedemeyenlerin aslında kabullenemedikleri şey, Menderes hükümetinin ilk icraatı olan ve halkın hiç benimsemediği Arapça ezan yasağının kaldırılması ile ilgili kanun tasarısının TBMM’ye sunulmasıydı. Müslümanlığın şiarlarından birisi olan ezan tam 18 yıl boyunca “Tanrı uludur” şeklinde camilerde zorla okutturulmuştu. Menderes hükümetinin Meclis’teki ilk kararı ile ezan aslına döndürülmüş, milletin istediği olmuştu. Bundan bir ay sonra da 5 Temmuz tarihinde radyolarda dinî programlar yayın yasağı kaldırılmış ve yeni camilerin yapımına başlanmıştı.
***
DARBECİLER LÂNETLENİYOR
Yassıada Savcısı Selim Egesel’i ya da hâkimi Salim Başol’u hatırlayan yok. Hatırlayanlar da hayırla yâd etmiyor, lânetliyor. Ama 17 Eylül 1961’de darbecilerin idam ettiği merhum Adnan Menderes’in adı bugün her yer de hayırla yâd ediliyor rahmetle hatırlanıyor. Her zaman milletin gönlünde duruyor. Millet duâlarında hep hatırlıyor.