"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ülkeleri kimler yönetiyor?

Mehmet KARA
07 Eylül 2020, Pazartesi
Son yıllarda dünyada ülkeleri yönetenlerin “ırk- çı” diye tabir edebileceğimiz kişiler olması dikkat çekiyor. “Aşırı sağcı” diye de vasıflandırılan bu insanların de- mokrasi, hürriyet, adalet gibi kavramları işlerine gelecek şekilde kullanmaları da dikkat çeken başka bir nokta. Bu insanlar halkın oyu ile iktidara gelmelerine rağmen halka da saygıları olmuyor.

Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro’nun kendisine yolsuzluk sorusu soran gazeteciye: ‘Yüzünü parçalarım!” demesinden tutun da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bir görüşmenin detaylarını yazan gazeteciyi azarlamasına kadar onlarca örnek var. 

İki ay sonra seçime girecek olan Trump da bunlardan birisi… Sık sık gazetecilerle ve vatandaşlara ikili diyaloglarında “ahlâk seviyesi”ni gösteren Trump, zaman zaman da sorulara sinirlenip toplantıyı terk ediyor. Ama hiçbir zaman korumalarının o gazeteciyi dışa- rıya çıkarması, akreditasyon uygulanması, basın kartlarının yenilenmemesi (biz de olduğu gibi) gibi yollara başvurulmuyor. Bu da Trump’a rağmen demokrasinin işlediğini gösteriyor. 

Bu yöneticilerin sadece kendilerini düşündüğüne bir ör- nek vermek gerekirse, Trump “Banyoda su tazyikli akmıyor. Saçlarım mükemmel olmalı” diyerek duş başlığı standartlarını değiştirmek için harekete geçmiş.

Buna karşılık demokrasisi iyi işleyen ülkeler de yok değil. Halk oylamaları ve refe- randumlarıyla da meşhur olan İsviçre’de halk bir kez daha federal hükümetin alacağı kararlara yön vere- cekmiş... 27 Eylül’de düzenlenecek olan 5 sorulu referandumda İsviçre halkı hava kuvvetlerinde eskiyen F-18’lerin değiştirilip değiş- tirilmemesi konusunda görüşlerini dile getirecekmiş…

Oysa ilk örneklerde öyle mi oluyor, “Ben yaptım oldu” mantığı ile hareket ediyorlar. Seçimle halktan desteği alan yöneticiler sonra halkı unutuyorlar. Ne zaman ki bir daha seçim olacak, ancak o zaman halkın varlığını ve kendilerini seçtiğini hatırlıyorlar. Halk gereken cevabı verince de oturup kalıyorlar. Demokrasinin bir güzelliği de bu…

***

ADLÎ YIL, ADALET…

Yeni adlî yılın açılında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Adalet mülkün temelidir” sözünü hatırlatarak “Hazreti Ömer’e atfedilen bu söz, devletin orduyla değil, parayla değil, petrolle-doğalgazla değil, sanayiyle-ticaretle değil, adaletle yaşadığını belirtiyor” diye konuştu.

Biz de buna “Adalet devletin dinidir. Devletler adalet üzerine kurulur ve gelişir. Devletin temelidir. Adalet oksijen gibidir. Adalet olmazsa olmazdır” sözlerini hatırlatalım.

Yeni adlî yılın bu kavramın tam manasıyla tatbik edildiği bir yıl olması temennisiyle hayırlı olmasını diliyoruz.

***

TRUMP’A CEVAP YOK!

Kasım ayında ABD’de başkan adaylarından Trump’ın bir mektupta Erdoğan için söylediği çirkin ve yakışıksız sözlerine hak ettiği cevap verilmemişti. Yine, Trump’ın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Rahip Brunson’un masum olduğunu anlattık, o da bunu kabul etti. Bu yüzden ona ve Türk halkına minnettarız” sözüne adlî yıl konuş- malarında cevap beklendi, ama gelmedi… 

Bu söze karşılık en azından “Türkiye’de yargı bağımsızdır” denilmesi gerekmez miydi? Bu söylenmeyince “Türkiye’de yargı bağımsız değildir” diyenlere ne diyeceksiniz?

***

JESTE JEST

Cumhur İttifakı’ndaki partilerin Genel Başkanları arasında son zamanlardaki jestleşmeler, ittifakın geleceğini de gösteriyor.

Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’ye yapılacak olan “Devlet Bahçeli Köprüsü”nün inşaatı kaynak yetersizliğinden durdurulunca Erdoğan bir karar- nameyle köprü yapımına kaynak aktarmış. Bu jeste karşılık olarak da Sayın Bahçeli, köprünün adının “Recep Tayyip Erdoğan” köprüsü olması gerektiğini söylemiş. Bahçeli isminin köprüye verilmesinden dolayı Cumhur ittifakının yıpratılmaya çalışılmasından yana endişesini dile getirmiş.

Hürriyet’ten Abdulkadir Selvi’nin köşesinde yer alan bu kulis bilgileri okununca binlerce yorum yapıldı. Köprüye iki isminde birden yazılmasından tutun da karşılıklı hediyeleşmenin geldiği noktaya kadar yorumlar yapıldı.

Biz de bir teklifte bulunalım: Köprünün adı “Cumhur İttifakı Köprüsü” olsun. 

Ama asıl unutulmaması gereken şudur: İsmi ne olursa olsun, köprüyü kullanacak olan da, parasını ödeyecek olan da millettir.

***

ZİYA HOCA SÖYLEMEYİ UNUTUNCA

Koronavirüs salgını sebebiyle ilk, orta ve liseler ile üniversiteler kapatılmıştı. 31 Ağustos’ta uzaktan öğretime başlayan okullarda 21 Eylül’de 1., 8. ve 12. sınıflar için seyreltilmiş (haftada 2 gün) olarak eğitime başlaması planlanıyor. Artan vak’a sayıları ve vefatlar dolayısıyla bunun uygulanması da zor görünse de kesin karar bu hafta içinde verilecek.

Eğitimde uzaktan eğitime başlanacağı gün ders zilini sembolik olarak çalan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Yav- rum, giyinin, hazırlanın; okuldaymış gibi oturun canlı derslere” demişti.

Ziya Hoca’nın bu sözünden sonra öğrencilerin formalarını da giyip televizyon veya bilgisayar başına geçtiği görüntüler sosyal medyaya çıkmıştı. Bakan Selçuk bunun üzerine, “Bunu söylerken evde formaya gerek yok’ demeyi unutmuşuz. Nasıl güzelsiniz bir bilseniz. Uzaktan eğitimle okuldayız formalı ya da formasız” diyerek öğrencileri güldüren ve sevindiren bir açıklama yaptı. 

Öğrencilere moral olacak güzel hareketler bunlar…

Okunma Sayısı: 2768
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı