"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurlara olan ihtiyaç ziyadeleşiyor

Meral DEMİRDÖĞMEZ
12 Ağustos 2023, Cumartesi
“İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Hâlık-ı Kâinat’ı tanımak ve Ona iman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billâhtır.Ve iz’an ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir. (7.Şua)

Bilhassa sosyal medya üzerinden menfiliğin, dini ve ahlaki suistimallerin, kültürel yozlaşmanın nazara verildiği bu zamanda, asli vazifeler unutturulmaya, zayıf damarlar işlettirilmeye çalışılıyor. İmanın esaslarına hücum edilmekle beraber, gençler hatta çocuklar hedef alınmış durumda. Eğer iman-ı billah ve marifetullah hakikati elde edilemezse, vahim bir tablo ortaya çıkıyor ki; bugün aldığımız intihar haberleri tehlikenin azametini gösteriyor. Dolayısıyla sayısız tehlikeler karşısında Risale-i Nur derslerine olan ihtiyaç da ziyadeleşiyor. Bu ihtiyacı Emirdağlı Mustafa abi çok net ifade etmiştir.

“Biz Türk gençliğinin Risale-i Nur’a ihtiyacımız, kapalı zindanda kalmış bir kimsenin havaya ve zifiri karanlıkta bulunan bir adamın ziyaya ve çöldeki aç ve susuz kalmış bir insanın suya ve gıdaya ve denizde boğulmak üzere bulunan herhangi bir kimsenin cankurtaran gemisine olan ihtiyacından binler derece daha ziyadedir.” (14.Şua)

Bu ihtiyaç içindir ki, Üstad Hazretleri bilhassa gençler için; ”elbette iman-ı billâhtaki mevcudiyet ve vahdaniyet-i İlâhiyeye dair gayet kat’î ve kuvvetli derslere pek ziyade ihtiyaçları var” (15.Şua) dediği mektubun devamında, 20. mektup olan; sabah ve akşam namazından sonra tekrarı pek çok fazileti bulunan ve bir rivayet-i sahihada İsm-i A’zam mertebesini taşıyan, cümle-i tevhidiyenin mütefekkirâne tekrar edilip, gençlere ders verilmesini tavsiye ediyor. 

Çünkü; “Şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var. Her bir kelimesinde, hem birer müjde ve beşaret, hem birer mertebe-i tevhid-i rububiyet, hem bir İsm-i A’zam noktasında bir kibriya-i vahdet ve bir kemâl-i vahdaniyet vardır.” (20.mektup)

Üstad Hazretleri, bu tevhid cümlesinin birinci kelimesi olan -La ilahe İllallah -için “Bundaki hüccet ise, matbu Ayetü’l-Kübra risalesidir” “Evet Ayetü’l-Kübra Vâcibü’l-Vücud’un mevcudiyetini ve vahdaniyetini güneş zuhurunda ve gündüz kat’iyetinde ispat ediyor. Sarsılmaz bir iman isteyen ve dinsiz anarşistliğe karşı kırılmaz bir kılıç arayanlar, Ayetü’l-Kübra’ya müracaat etsinler.” (15.Şua) diye ifade ediyor.

Bu açıdan 20. Mektub, Ayetü’l-Kübra ile birlikte mütalaa edildiğinde, tehlikeler karşısında bu derslerin okunmasının ehemmiyeti ve okunmasına dair ihtiyaç anlaşılıyor.

“Evet, fıtraten daimî bir hayat ve ebedî yaşamak isteyen ve hadsiz emelleri ve nihayetsiz elemleri bulunan bîçare insana, elbette o hayat-ı ebediyenin üssü’l-esası ve anahtarı olan iman-ı billâh ve marifetullah “(7.Şua) hakikatlerini ders veren,ispat ile birlikte akıl, kalp ve nefsi ikna eden Risale-i Nur derslerine her zamankinden daha fazla ihtiyacın olduğu muhakkaktır. Evet bu zamanda iman-ı billah ve marifetullahı elde etmeye vesile olan Ayetü’l-Kübra ve 20. mektubu genç kardeşlerimizle birlikte okumak da elzem görünüyor.

Okunma Sayısı: 1452
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı