"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İbrahim Ethem ve mihmandar kedi

Misbah ERATİLLA
18 Temmuz 2020, Cumartesi 00:40
Sandıklı Alamescit imamı İbrahim Ethem, Risale-i Nurla tanışıp Bediüzzaman’a gönülden bağlandıktan sonra mektuplar yazar ve ardından birçok defa ziyaretine gider.

İbrahim Ethem yine bir gün sırtından hiç eksik etmediği heybesini omuzuna alır ve Sandıklı Alamescit Köyü’nden yola çıkar. Isparta’ya Bediüzzaman’ı ziyarete gider. Ziyareti sonrası ayrılmak için izin ister. Bediüzzaman Balıkesir’e gönderilecek Risale-i Nurlar’ı onun götürmesini söyler. Ona “kardeşim sen bunları Balıkesir’de filan şahsa ver” der. 

İbrahim Ethem emanet Risale-i Nurlar’ı alır, heybesine koyarak Isparta tren garına gider ve Balıkesir’e gidecek trene bir bilet alır. Tren gece sabaha doğru saat üç gibi Balıkesir’e varır. Trenden indiğinde resmî kıyafetli memurlardan başka kimseyi göremez. Gideceği adresi sormak için etrafına bakınır, fakat sivil giyimli hiç kimseyi bulunmaz. Risale-i Nurlar’ı teslim edeceği adresi öğrenmek için resmî kıyafetli kişilere sorduğunda takip edilebilir korkusuyla soramaz. Yakalandığında kitaplara el konulur ve kitabı teslim edeceği kişiyi de tutuklayabilirler diye endişelenir dikkatli davranır. Korku gece gibi İbrahim Ethem’in üzerine sinmişti. Tren garında yavaş yavaş hizmet binasına doğru yürürken soğuk hava elektrik çarpar gibi içini titretti. Ayakları onu yavaş yavaş hizmet binasına doğru yaklaştırırken birden yanına miyavlayan bir kedi yanaşınca durdu ve kediye dönüp baktı. Kedi soğuktan titriyordu, hali içini acıttı. Kedi durmadan miyavlamaya devam ediyordu. İbrahim Ethem kedinin üşüdüğünden mi- yavladığını görünce gece sokakta kalırsa ölür diye endişeye kapıldı. Kedi birden yanından ayrıldı ve ana yola çıkıp miyavlayarak hızlı hızlı yürümeye başladı. İbrahim Ethem kedi soğuktan ölür diye peşine düştü. Kedi caddeden ayrılarak bir sokağa saptı. Birkaç metre yürüdükten sonra bir kapının önünde durdu. İbrahim bu ev kedinin kaldığı ev diyerek kapıyı çaldı. Ev sahibi kapıyı açtı ve İbrahim’e “Buyurun” dedi. İbrahim “Bu kedi sizin mi? çok üşümüş soğuktan ölmesinden korktuğum için kapınızı çaldım” dedi. Ev sahibi “Evet bizim kedi sağ olun teşekkür ederim” dedikten sonra kediyi içeri aldı. Ev sahibi tam kapıyı kapatacağı sırada İbrahim “Bir dakika size birini sorabilir miyim?” dedi. Ev sahibi “Sorun” dedi. İbrahim “filan kişinin evini arıyorum nerde bulabilirim” dedi. Ev sahibi “aradığınız adres burası” dedi. İbrahim bir an donmuş gibi ev sahibine baktı. Gülümseyerek “Bediüzzaman Hazretleri size Risale-i Nur kitaplarını gönderdi” diyerek heybesindeki Risaleleri çıkarıp ev sahibine teslim etti. 

Görevini yapmanın verdiği huzurla yeni doğmuş gibi kalbi mutluluktan kanat çırparken gözleri bir yandan mihmandar kediyi aradı, ama bulamadı. İbrahim Ethem köyüne dönerken “bu hizmetin bir ihsan-ı İlâhî ve inayet-i Rabbaniye olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum” diyordu kendi kendine.

İbrahim Ethem’in babası 93 harbi sırasında Üsküp’ten Balıkesir’e muhacir olarak yerleşir. İlk eğitimini babasından alır. Sonraki yıllarda eğitimini tamamladıktan sonra Balıkesir Kırkağaç tarafında imamlık yapar. 

Düşünce olarak Celalettin’i Rumî’ye mensup bir çizgi takip eder. 20 yıl imamlıktan sonra Risale-i Nurlar’la tanışır. Bediüzzaman Hazretleri’ni Emirdağ ve Isparta’da birkaç defa ziyaret eder. Risale-i Nurlar’ı okuduktan sonra ne anladığını ve ruhundaki fırtınaları kaleme döktüğü çok uzun bir mektup yazar. Bediüzzaman onun için “bu hoca hocalar içinde muallimler içinde Hasan Feyzi gibi görünüyor. İnşallah öyle olacak” ve devamında “kardeşlerim ben resmî hocaların ürkmelerinden ve Nurlar’a karşı lâkaytlıklarından kızmıştım. Fakat Ethem Hoca benim hiddetimi izale etti” der. 

Bediüzzaman Hazretleri İbrahim Ethem için “o yedilerdendir, ama kendini bilmiyor” der. Bir gün İbrahim Ethem’in bir köylüsü Bediüzzaman Hazretleri’ni ziyarete gider. Bediüzzaman, İbrahim Ethem için ona “İbrahim Ethem kahramandır, kahramandır, kahramandır” diye söyler. İbrahim Ethem, Afyon hapsinden sonra Bediüzzaman ona “sen bundan sonra çocuk okutarak hizmet etmelisin” demesinden sonra Ethem Hoca kalan ömrünün bütün dakikalarını Risale-i Nur Hizmetine vakfeden bir hayat yaşar. Aldığı maaşın yarısından fazlasını Risale-i Nur hizmetine harcar. Üstadı gibi kimseden karşılıksız bir şey almaz ve hiç malı mülkü olmadı. Bir vakıf gibi Risale-i Nur hizmetiyle yirmi dört saat meşgul oldu. Nüktedan, bilgili, cömert ve cevval biriydi. İmamlık yaptığı köylerde maddî manevî köy ve köylüyü ihya etti. Köy yoluna kaldırım, boş alana park yaptı. Çocuklara şefkatli ve cömertti. Herkesin evine gitmez. Ekmek ve yemeğini dahi kendisi yapardı.

1897 yılında doğan İbrahim Ethem 1971 yılı 2 Şubatında vefat etti. İsteği üzerine Menteş Baba Türbesi’nin bulunduğu Menteş Köyü Mezarlığı’na defnedildi. 

Vasiyeti üzerine cenazesinde vasiyetnamesi okundu. Vasiyetinin son kısmında “Kardeşlerim beni kefenime dikmiş olduğum Cevşen-i Kebir ve birçok Esma-ı Hüsna yazılı olan kâğıt ile defnetmenizi kardeşlik namına sizden istiyorum” yazdı. Dostları ve sevenleri vasiyetini yazdığı gibi yerine getirdiler.

Kaynak: Isparta Kahramanları- Himmet Koçoğlu

Okunma Sayısı: 4788
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Musa

    18.7.2020 18:54:58

    Allah razı olsun çok güzel bir yazı

  • Ata

    18.7.2020 15:57:15

    Son Şahitler'in gerçeklerini bugüne aktarmak böyle olmalı.Sağol değerli hocam yıllar önce teşebbüs edip yarım bıraktığım çabayı gerçekleştiriyorsunuz.Ne de olsa yatılı öğretmen okulu mezunusunuz; Ali Uçar, Mustafa Sungur,Mustafa Özsoy, Halil Köprücüoğlu, D.Ali İnci ve onlarca gurbet kuşları...

  • ihsan pilatin

    18.7.2020 09:34:51

    Allah razı olsun. Yine gözlerimizi yaşarttın.

  • emin bozkus

    18.7.2020 09:31:41

    Maşallah. Harika. Tebrikler Misbah Eratilla.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı