* İyi insan olmanın en büyük ödülü “iyi duyguları hissetmek”tir, kötü insan olmanın en büyük cezâsı “iyi duygulardan mahrum olmak”tır. (Ali Kocaer)
* Düzelme nereden başlayacak, diye soracak olursanız “gençlerden” derim! Öyle ya, geleceği, geleceğin çocuklarını şimdiki gençler şekillendirecek. Gençler bilinçlenip “kâinatı, olayları, mes’eleleri ve kitapları” doğru okursa eğer, gelecek nesillere daha güzel bir şeyler vaat edebilir(...). (Ayşenur Akay)
* Osmanlı’da “câmi, devlet yapıları ve vakfı temsil eden yapılar” taş ağırlıklı inşâ edilir; zira Allah’ın (cc) sonsuz olduğu, Kıyâmet’e kadar devam etmesi gereken eserlerin “devlet, vakıf ve câmi” gibi eserler olduğu nazara verilmek istenmiştir. Şahsî yapılar bu gâyeden uzak tutulmuş, mimariye de olabildiğince yansıtılmaya çalışılmıştır... (Cenk Çalık)
* Tesettürün ne olduğunu bilmek elbette çok önemli, ancak görünen o ki “ne olmadığı”nı da bilmeye ihtiyacımız var! (Emine Bakırlıoğlu)
* (...)İncir ağaçları “dişi” ve “erkek” olarak ikiye ayrılıyor. Dişi ağaçların meyvesi büyük ve fazla. Bizim tükettiğimiz incirlerin tamamı dişi incirler. Erkek ağaçların ise meyveleri ufak ve az olduğu gibi yenilebilir lezzette de değiller. Onların vazifesi farklı çünkü; bu erkek meyveler “tozlaşma”da kullanılıyor... (Emine Sultan Çakır)
* (...)En büyük hikmet “îman”dır ve îman “şartsız itaat etme”yi gerektirir. Binâneleyh bu kabûl, Kur’ân’ın ta’rifine [Âl-i İmran Sûresi: 7.] göre—takdir edilen—ilim ve îman sâhiplerinin tavrıdır. (Halil Çiftçi)
* (...)“Modernite” adı altında kadını sırf kendisi olduğu için kabul etmeyip değiştirmek isteyen, kadının fıtrî ve sâde hâlini reddedip güzelliğin süs ve makyaj ile olduğunu zanneden, bakımlı olmayı yüzlerce “bakım ürünü”ne bağlayan, şık olmayı “açılmak” [ve] güzel olmayı “vücut hatlarını belli etmek” farz eden, kendi niyetlerinde tonlarca kusur varken kusursuz olmayı dış görünüşte arayan hayvanî nazarlardan kadını korumak gerekiyor! (Mustafa Gönüllü)
***
BİZİM AİLE
* Cinsî konular iffetli insanlarda utanma ve çekinmeye yol açtığından İslâm’da kişinin iffet duygularının bozulmadan eğitilmesi hedef alınmıştır. Bu sebeple Kur’ân ve Hadîs’te cinsî mes’eleler genel olarak dolaylı bir şekilde ifâde edilir. (...) Mü’minlerde “iffet” erdemini geliştirmek için fertler, kendilerine haram olan karşı cinsin sâhip olduğu cinsi câzibenin etkisine kapılmayacak şekilde psikolojik bir dikkat ve ahlâkî olgunluk geliştirmelidirler. Bu durum beş duyu organını çok iyi bir şekilde kontrol etmeyi gerektirir. Başta “helâl olmayan cinsî hedeflere bakmamak, cinsî bir niyet ve arzu taşıyan ‘dokunma, dinleme ve konuşma’dan sakınmak,” alınacak önemli tedbirlerdendir. (Feyzâ Ertem)
* İslâm belli şartlara bağlı olarak “çok evliliğe” izin vermiş olmakla berâber, ilgili âyet-i kerîme [Nisa Sûresi: 3] “hayırlı olanın tek eşlilik olduğu”nu ifâde etmiştir. Nitekim Fâtır-ı Hâkim, yaradılışta insanların ortalama yarısını erkek yarısını kız yaratarak fıtrî yahut tekvinî emirle tek eşliliği emretmiş olmaktadır... (İlyas Üzüm)
* Hastalıkları önlemek, hastalığı tedâvi etmekten daha kolay, etkili ve ucuzdur. Bu da ancak güçlü bir bağışıklık sistemiyle mümkün olur. Vücûdu destekleyen zengin muhtevalı ve dengeli beslenme programlarıyla güçlenmeye başlamalıyız! (Nurbahar Salihoğlu)
***
Not: Yukarıdaki tesbitler, dergilerin Aralık 2021 tarihli sayılarından derlenmiştir.