Bilginin kıymetini cahilleri görünce anladık.
Okullar cıvıl cıvıl oldu. Pandemi dolayısıyla bir buçuk yıl yüz yüze eğitime ara verilmişti. Çocuklarımızın okullarını ve araç ve gereçlerini temin etmek, bir milyona yakın öğretmenlere maaş vermek kadar onlara sağlıklı eğitim vermek de önemlidir.
Yıllar boyu eğitim tartışılır ve durmadan yönetmelikler yayınlanır. Hatta bir kaç yılda bir bakan değiştirilir. Müfredatın yoğunluğu ile çırpınan çocuklarımız, eğitim ve öğretimden ziyade geleceğini küçük yaşlarda düşünmeye başlarlar.
Elbette gelecekleri ve bir meslek sahibi olmaları, geçimini temin için önemli olduğunu kabul etmekle beraber, sosyal hayatta ve dini hayatta onları ibadete, günahlardan çekinmeye dair tahkikî imana sahip olmaları o kadar önemlidir.
Bu anlamda Nur Risaleleri o kadar önemlidir ki. Müfredata girebilecek o kadar bahisler vardır ki, bunu artık eğitim camiasının görmesi gerekiyor.
Son yıllarda imam hatip okullarının açılması bu anlattıklarımızı karşılama noktasında uzak görünüyor. Zira, bu okullarda okuyan ve mezun olan çocuklarımızın çok cüz’î bir kısmı beş vakit namazlarını kılıyorlar.
Dinî hayatın neden bu kadar önemli olduğunu şu satırlardan öğreniyoruz: “Din, hayatın hayatı, hem ruhu hem esası. İhya-yı din ile olur şu milletin ihyası.”
Bediüzzaman Hazretleri, bir çok eserinde bunun önemini dile getirmektedir.
“Bizim düşmanımız, cehalet, zaruret ve ihtilâftır” derken birinci düşmanımızın cehaleti nazarımıza arz ediyor.
Öğrencinin himmeti, din ilimleri ile fen ilimlerinin imtizacı ile gelişeceğini, ayrıldıkların da sadece din ilimleri ile eğitimini devam ettiren öğrencinin taassup’a kapılacağını belirten Said Nursî, öğrencilerin ancak bu ikisinin birleşmesi ile maksada ulaşılacağını belirtmektedir.
Yavrularımıza, bu ölçüler ile hayırlı bir eğitim yılı diliyorum.