1780 yılı... Bu yılda ünlü mutasavvıf ve düşünür Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri vefat etmişti...
Anadolu’nun yetiştirdiği bu alim ve fazıl insanın “Marifetname” ismindeki kitabı, birçok düşünür ve alim tarafından da hâlâ okunmakta ve istifade edilmektedir.
İbrahim Hakkı’nın meşhur bir beytini Bediüzzaman Hazretleri bir risalesine almıştır.
“Mevla görelim neyler?
Neylerse güzel eyler.”
Bir noktada hayatın başına gelecek olanları veciz bir biçimde dile getiren İbrahim Hakkı, kaderin, insanın ve bütün kâinat çarklarının seyrini dile getirmektedir bu sözlerinde...
Bu anlayış, ilâhî nizamın ve kudret kaleminin çizdiği hayat hallerini dile getirmektedir.
“Bir şey, ya hakikatte güzeldir veya neticeleri itibari ile güzeldir.” sözünün hakikatini; yaşadığımız tarihî seyir içinde, hadiselerin cereyan ettiği dönem içinde, an itibari ile ve neticelere baktığımızda rahatlıkla görebiliriz.
“Kaderi tenkid eden, başını örse vurur, kırar. Rahmete itiraz eden, rahmetten mahrum kalır.”
Ülkemiz şimdi gerek maddî gerek manevî büyük bir buhran içinde...
Akaryakıt fiyatlarının dört misline yakın arttığı bir ortamda elbette diğer emtiaların fiyatı da artmaktadır.
Bu bir musibettir. Hayatını maaşına, günlük kazancını harcamalarına göre ayarlayan esnafımız; mevcut durumdan dolayı büyük bir sıkıntı içine girmiştir.
Pandeminin iki yılı aşkın maddî ve manevî tesirine aldırmayan bazı insanlar, israfın ve bigâneliğin habis hazzından geri durmuyor.
Buna karşı müjdelerin tahakkukunu bekliyoruz.
İşte bu “altılı masa”nın etrafına toplananlar, badirenin atlatılması için ciddi bir gayretin içinde.
Bu iyi niyet, birtakım hissî ve basit bahaneleri ile zayi edilmemeli…
Küçük hesaplar bu yolu tıkamamalı.
O zaman; İbrahim Hakkı’nın, şiirinde dile getirdiği “Neylerse güzel eyler” tespiti yerine getirilmiş olur.
Badirelerden geçeceğiz gibi görünüyor.
Allah yardımcımız olsun.