"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğer yapsak, yapmasak...

Rifat OKYAY
02 Haziran 2019, Pazar
Tahmini, göz kararı, ihtimalen, bence, bakış açısı, fikrimce, kanaatımca kelimelerinin ve benzerlerinin ifade ettiği hiçbir mana kesin bir hüküm taşımaz.

Ancak tavsiye ve takviye gibi tamamlayıcı veya açıklama getirme cümlelerine eşik olabilirler.

Yukarıdaki kelimelerle eğer siyaseti konuşursanız yüzde yüz yalanlara fetva vermiş ve hükümlere bağlamış olursunuz. Eğer ekonomi konuşursanız iflâs eder veya ettirirsiniz. Eğer dinî, imanî, İslâmî bir meseleyi bu kelimelerle görüşüp halletmeye kalkışırsanız ya dinden çıkmaya , ya da çıkarmaya kendinizce yollar açarsınız.

Önemli olan bu kelimelerle başlamış olsa bile hakikatte, gerçeğe uygun bir neticenin, hükmün ifade edilebilmesidir. Hükümler ise kanaatlerle, zanlarla, tahmini düşünce ve fikirlerle verilemez. İllâ ki, delil istenir, bürhanların olması gerekiyor ve neticeyi ispat eden bağlayıcı hükümlerin izahı gerekir.

Şimdi bakalım eğer sosyal hayata, içtimaî  ve dinî meselelere siyaset gözlüğüyle baksak meleği şeytan, şeytanı melek suretinde görebilir miyiz? Evet görürüz.

Eğer şahsî ve kuvvete dayalı bir bakış açısı ile sosyal, içtimaî ve imanî konularda fikir ve düşüncelerimizi icra etmeye kalksak; zulüm ve istibdat olabilir mi? Olur.

Eğer biz menfaat-i şahsiyemiz noktasından hiçbir hakkı atlamayarak, zayi etmeyerek ve geçiştirmeyerek savunup, kollayıp hakkımızı ararken; başkalarına gelince bu küçük bir haktır, bu önemsizdir, bu bence hak değildir diyerek haksızlıklar yapsak veya yapılan haksızlıklara göz yumsak bu adaletsizlik ve zulüm olur mu? Bal gibi de olur.

Eğer biz kendimizi, ailemizi ekonomik olarak her türlü noktalardan koruyup kollayarak düşünüyorsak ve her türlü helâli, haramı gözetebiliyorsak kendimizi kalkındırabilir miyiz? Evet. Başkalarına gelince helâl, haram, israf ve gözetmeler için her türlü yol meşrû diyebiliyorsak bu ekonomik ve dini noktadan iflâs olur mu? Hem de daniskası olur.

Bu eğerleri çoğaltmak mümkün… Bize düşen vazife; hak, hukuk, adalet, iman, Kur’ân, İslâmiyet dâvâlarında daima faziletli olmak, hileye başvurmamak ve kendimiz için düşündüğümüz her türlü müsbet, güzel, iyi halleri başkaları için de düşünebilmektir. Bize kötü, fena ve pis olan şeylerin muhakkak bir surette başkalarına da bakan kötü, fena ve pis yönlerinin olduğunu unutmamak gerekmektedir.

Hakkı daima ayakta tutmaya ve haksızlığa hiçbir zaman meydan vermemeye kendimizi vazifeli bilmeliyiz.

Okunma Sayısı: 1297
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı