Kendinden emin olma, yapacağın her işte mutmain/kanaat getirmiş olma, tatmin olmuş olma, kendinin iş yapabilme ve anlayabilme kapasitesine, kabiliyet ve gücüne inanma ve nihayet; itimat edilen/güvenilen emin olunan kişi olmak. Güvenen ve güvenilen/itimat eden ve itimat edilen adam olma.
Şu zamanda böyle adama az rastlanır olsa da işin fıtriliğindendir. Çok kıymetli şeyler az bulunurlar.
Evvelâ Allah’a güvenen, O’na itimadından zerre kadar şüphesi olmayan adam birinci güvende ve güvenilir adamdır. Çünkü Allah’a güvenerek yine Allah’ın emirlerini çok güvenli, emin, itimad edilir biçimde, tarz ve şekillerde yerine getirir. Hem de bu yaptığı işi huzurla, zevkle, saadetle yapar ve de lezzet alır. Aynen başkalarına da itimad saçar, güven dağıtır, huzur ve saadete de sebep olur.
Güvenilen adam kendisi gibi güvenilir adamların daireler halinde çoğalmasına ve yayılmasına kaynak teşkil eder. Çevresindeki güvensizlik dairelerini ve oluşturanları hep akim bırakır.
İtimadın en çok korktuğu kişiler yanar döner kişilerdir. Her devrin, her ağanın, paşanın adamları döner dairelerin halkalarını teşkil ederler. Ve onlarında ister istemez hedefleri, gayeleri kendileri gibi sapsız, mesnetsiz her rüzgârın başeğicisi yanar döner dairelerden bir daireye çırağan olmaktır.
Ehl-i iman olmak, ihlâslı olmak ve istikamet üzere hizmet-i Kur’âniyede bulunarak bu dönen dünyadan terk-i mevki etmek çok kolay değil. Rabbim tahkiki iman ve istikametle, itimadlı, aşk ve şevk dolu bir hal ve harekatı herkese nasip etsin inşallah.