Kaderi tenkit eden ve kadere havale ile bütün işlerini kendine göre âsân/kolay eden adam dikkat...
Evvelâ insan bilmediğinin düşmanıdır. Kader çok iyi yapılan izah ve ispatlarıyla Bediüzzaman’ın kaleme aldığı Sözler mecmuasının 26. Söz’ünde çok dikkatli ve tetkik edilerek, yavaş yavaş hazmederek ve kendi nefsine, şeytanına, vesvesesine ispat edilerek okunmalıdır. Kendin okuyamıyorsan bir başkası okusun, sen anlamak için dinle!
Saniyen en basit şekliyle kendi cüz’î iradenle her şeyi seçiyorsun, her şeye bir hüküm vererek bir netice çıkarıyorsun da; cüz’î iradenin bir cüz’ü, bir adımı ve parçası olduğu küllü aklı kaderi sadece işine gelen taraflarıyla kabul ediyorsun. İşine gelmeyen, yahutta; iyi bir niyetle ifade edersek anlayamadığın taraflarını hemen reddediyorsun ve hataya düşüyorsun!..
Üçüncü olarak Allah’ın hiçbir işi anlaşılmamak ve faydası olmamak üzere yarattığını aklından çıkar. Baksana şöyle bir; her şeyde bir yardımlaşma, bir kolaylık, yardım ve inayet var ve işliyor. Sen kendini niçin ve neden bu kopya verilen, yardım edilen imtihan dünyasından ayırmaya çalışıyorsun ki?
Unutma: “Fe inne me’âl usri yusrâ” muhakkak bir zorlukla beraber bir kolaylık da vardır. Umudunu kaybetme, Allah hem imtihan eder hem de imtihanda yardım eder.
Demek ki, evvelâ, öncelikle insan kendine bakmalı ve ne olduğunu, neyi ne kadar yapabileceğini, neyin kendisine ait olduğunu veya olmadığını iyice anlamaya çalışmalı. Sonra da bilip bilmeden kaderi tenkit ederek, başını örse vurup kırmamalı.
Cüz’î iradenin, daima küllü iradenin elinde bir tercih anahtarı ve adımı olduğunu hiçbir Müslüman aklından çıkarmamalıdır.