ÜÇÜNCÜ NÜKTE
Aziz Hemşirelerim,
Kat’iyen biliniz ki, daire-i meşruanın haricindeki zevklerde, lezzetlerde, on derece onlardan ziyade elemler ve zahmetler bulunduğunu, Risale-i Nur yüzer kuvvetli delillerle, hâdisâtlarla ispat etmiştir. Uzun tafsilâtı Risale-i Nur’da bulabilirsiniz.
Ezcümle, Küçük Sözler’den Altıncı, Yedinci, Sekizinci Sözler ve Gençlik Rehberi benim bedelime sizlere tam bu hakikati gösterecek. Onun için daire-i meşruadaki keyfe iktifa ediniz ve kanaat getiriniz. Sizin, hanenizdeki masum evlâtlarınızla masumâne sohbet, yüzer sinemadan daha ziyade zevklidir.
Hem kat’iyen biliniz ki, bu hayat-ı dünyeviyede hakikî lezzet iman dairesindedir ve imandadır. Ve a’mâl-i salihanın her birisinde bir manevî lezzet var. Ve dalâlet ve sefahette, bu dünyada dahi gayet acı ve çirkin elemler bulunduğunu Risale-i Nur yüzer kat’î delillerle ispat etmiştir. Âdeta imanda bir Cennet çekirdeği ve dalâlette ve sefahette bir Cehennem çekirdeği bulunduğunu, ben kendim çok tecrübelerle ve hâdiselerle ayne’l-yakîn görmüşüm ve Risale-i Nur’da bu hakikat tekrar ile yazılmış. En şedid muannid ve muterizlerin eline girip, hem resmî ehl-i vukuflar ve mahkemeler o hakikati cerh edememişler. Şimdi sizin gibi mübarek ve masum hemşirelerime ve evlâtlarım hükmünde küçüklerinize, başta Tesettür Risalesi ve Gençlik Rehberi ve Küçük Sözler benim bedelime sizlere ders versin.
Ben işittim ki, benim size camide ders vermekliğimi arzu ediyorsunuz. Fakat benim perişaniyetimle beraber hastalığım ve çok esbab, bu vaziyete müsaade etmiyor. Ben de sizin için yazdığım bu dersimi okuyan ve kabul eden bütün hemşirelerimi, bütün manevî kazançlarıma ve dualarıma Nur Şakirdleri gibi dahil etmeye karar verdim. Eğer siz benim bedelime Risale-i Nur’u kısmen elde edip okusanız veya dinleseniz, o vakit, kaidemiz mucibince, bütün kardeşleriniz olan Nur şakirdlerinin manevî kazançlarına ve dualarına da hissedar oluyorsunuz.
Ben şimdi daha ziyade yazacaktım. Fakat çok hasta ve çok zayıf ve çok ihtiyar ve tashihat gibi çok vazifelerim bulunduğundan, şimdilik bu kadarla iktifa ettim.
El-Bâkî Hüve’l-Bâkî
Duanıza muhtaç kardeşiniz
Said Nursî
Lem’alar, Yirmi Dördüncü Lem’a, s. 325
LÛGATÇE:
a’mâl-i saliha: salih ameller; Allah’ın rızasına uygun yapılmış iyi ve hayırlı işler.
ayne’l-yakîn: göz ile görür derecede kesin olarak bilme veya bu derecede inanma.
daire-i meşrua: dinin uygun gördüğü helâl daire.
esbab: sebepler.
muannid: inatçı.
sefahet: sefihlik; dinen yasak olan zevk ve eğlencelere düşkünlük.